İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kardeşlik Bürosu Başkanı Ali Mercan, bugün Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyerek, Ergenekon tertibiyle 6 yıldır Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, Abdullah Öcalan’ın Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektubun açıklanmasını isteyen bildirisini basın ve kamuoyu ile paylaştı. Açıklama şöyle;
Türkiye halkını, Türkü ve Kürdüyle devre dışı bırakan bir “Açılım” süreci yaşadık. Artık buna dur diyoruz!
İşçi Partisi, Açılımı kapatıyor, halkın bileğindeki kelepçeleri çözüyor. “Enstrümanla çözüm” sürecine son veriyor, milletin çözüm sürecini başlatıyor.
İMRALI’DA NELER OLUYORMUŞ
1999 yılından bu yana “İmralı’da neler oluyor” sorusuna farklı cevaplar verildi. Artık bu sorunun yanıtı, Abdullah Öcalan’ın ağzından kamuoyuna sunulmaktadır.
İmralı’da iki taraf arasında görüşmeler olmadı. Bunu anlamak için aslında bu bilgilere gerekte yoktu. Artık bu tartışmanın zemini kalmamıştır.
O MEKTUPTA HER ŞEY VAR
Uzun süredir, Abdullah Öcalan’ın Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektubun açıklanması çağrılarında bulunduk.
AÇILAN MİT KANALLARI
Abdullah Öcalan İmralı’ya giden BDP Heyetine Açılım sürecinin nasıl başladığını anlatmıştı. F örgütüne bağlı savcının 7 Şubat 2012 tarihinde MİT’e yönelttiği “darbeyi sezdiğini” söylüyor ve şöyle devam ediyordu:
“Cezaevi Müdürüne MİT Müsteşarı Hakan Bey’i yalnız bırakmamak gerekir dedim. Sözlü, yazılı iletişime geçtim.”
Öcalan’ın bu açıklamasından öğrendik ki, MİT görevlileri ile kendisi arasında bir “kanal” varmış ve on kanal 2012 yılı Eylül ayında “tekrar” açılmış.
“KANAL”I AÇAN MEKTUP
Öcalan, 1999 yılı Şubat ayında İmralı’ya getirilmesinden beri subaylarla ve MİT görevlileriyle görüştüğünü avukatlarına anlatıyordu. Bu anlatımlar, PKK’ya bağlı haber ajansları tarafından kamuoyuna duyuruldu ve kitap olarak da yayımlandı.
Ancak bu yayınlarda, Öcalan’ın Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektuba hiç değinilmedi. Oysa o mektup, “kanalın açılmasını” sağlayan mektuptu.
Görüşmelerin başlaması için, Abdullah Öcalan’dan öncelikle bir taahhütname istendiği anlaşılıyor. Önce Apo, “hizmet” niyetini belgelemeliydi. O mektup açıklandığı gün görülecektir: PKK lideri, kendisinin hangi görevleri yerine getireceğini yazılı olarak verdi.
Zaten Apo’nun kendisi de “araç” görevi yaptığını açık açık söyledi.
Bütün Türkiye halkının bu ilişkileri öğrenmesi, şarttır.
AÇILIM NEYİ KAPATIYOR
Türkiye halkından ve özellikle Kürt yurttaşlarımızdan gizlenen nedir?
“Demokratik Açılım” perdesi altında, halktan gizli hangi dolaplar çevrilmektedir?
Anadolu’da ve Trakya’da yaşayan bu halkın başına hangi çoraplar örülmektedir?
Açılım, neyi kapatıyor?
Bu soruların cevaplarını, Aydınlık’ta her gün Abdullah Öcalan’ın ağzından sözcüğü sözcüğüne öğreneceğiz.
MEKTUBU ARTIK GİZLEYEMEZLER
Ama yazılı belgesi de var. Abdullah Öcalan’ın Tayyip Erdoğan’a yazdığı ve MİT eliyle yolladığı mektup, her şeyi ortaya koyuyor.
O mektubu artık ne Tayyip Erdoğan, ne de Abdullah Öcalan gizleyebilir. Hangisi daha yürekliyse, o açıklamalıdır.
Artık bu süreç halktan gizli götürülemeyecektir. Buna İşçi Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal izin vermeyecektir.
Enstrümanla çözüm girişimini bozguna uğratmakta kararlıyız!
Halkın birleşerek özgür çözümünün önünü açıyoruz!
HERKESE ÇAĞRI
AKP ve BDP yöneticileri ve üyeleri dâhil, Türkiye’de yaşayan herkese çağrımız, halkın bilgilenme hakkı içindir.
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan o mektubu açıklamalılar!
Özellikle Kürt kökenli yurttaşlarımıza sesleniyoruz:
Bu enstrüman ilişkileri kelepçeli ilişkilerdir.
Kelepçe, halkın bileklerine takılmıştır.
Abdullah Öcalan üzerinden halk rehin alınmıştır.
Gerçekleri bilmek, bütün Türkiye halkını, özellikle Kürt yurttaşlarımızı özgürleştirecektir.
Halkla birlikte bütün siyasal partileri, bütün basın kuruluşlarını, gazeteleri, televizyonları ve sosyal medyayı göreve çağırıyoruz!
Öcalan’ın Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektup derhal açıklanmalıdır!