İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:MERKEBİ ÇAYIRA SALMAK İLE UZAYA UYDU FIRLATMAK ARASINDAKİ FARKIN FARKINDA OLMAK!

Durdurun dünyayı inecek var. Akademisyen kimmiş. Boğulan bilim.
Cumhuriyet isyanı üniversitelere yayılıyor.

Televizyonlarda izliyoruz, Türkiye’nin tepesine oturtulanların yönetme yeteneklerine ve “modernliklerine” ne övgüler, ne övgüler!

Durdurun düny...

Tarih:

Durdurun dünyayı inecek var. Akademisyen kimmiş. Boğulan bilim.
Cumhuriyet isyanı üniversitelere yayılıyor.

Televizyonlarda izliyoruz, Türkiye’nin tepesine oturtulanların yönetme yeteneklerine ve “modernliklerine” ne övgüler, ne övgüler!

Durdurun dünyayı inecek var
İşte o “modern” yöneticiler, törene gecikince, Çin’in ilgili kurumundan, Göktürk-2 uydusunun fırlatılmasını daha ileri bir saate almasını istiyorlar (Hürriyet, 20 Aralık 2012). Yani dünya güneşin çevresindeki dönüşünü, Tayyip Erdoğan’ın trafik gecikmesine göre ayarlayacak!
Türkiye’yi yönetenler, çayıra merkebi salmak ile uzaya uydu fırlatmak arasındaki farkın farkında değillerdir. Zihinlerindeki dünya hâlâ öküzün boynuzundadır. Çin’in Jiguan Uzay Fırlatma Merkezi’nden kendilerine uzayla ilgili en ilkel bilgiler hatırlatılıyor. Türkiye’ye yapılan işin bir “gök-bilim işlemi” olduğu anlatılıyor. Uydunun fırlatılacağı anın, bırakalım saat ve dakikayı, saniye olarak hesaplandığı ve bunun değiştirilmeyeceği bildiriliyor.

Akademisyen kimmiş
Yeni Ortaçağa girdiğimizi her gün AKP iktidarının yöneticilerinden bir kez daha öğrenmiş oluyoruz.
Göktürk-2’nin çayıra salınmasından 6 gün sonra, Tayyip Erdoğan, bilim adamından ne anladığını televizyon beyaz camlarından sergiliyor.
Üniversite öğretim üyesinin görevi, “bilgisayar nasıl kullanılacak” onu öğretmekmiş. Televizyonların 25 Aralık 2012 günlü ana haberlerinden bunu öğreniyoruz.
Bilimsel üniversite eğitimi denince, bilgisayar kullanmanın ötesinde bir ufku olmayan bir BOP Eşbaşkanımız var.
Yeni Ortaçağın Okyanus ötesindeki patronları, başımıza kimleri atamışlardır?
Biz, kimlerin güdümündeyiz?
Bu soruların cevabını her gün her saat yaşıyoruz.

Boğulan bilim
Bir kez daha görüyoruz Yeni Ortaçağ’ın simgesi kara saban değil, bilgisayardır.
Oysa son 5 yüzyılda en önemli bilimsel buluşlarda bulunanların hiçbiri bilgisayar kullanmasını bilmiyorlardı. Ve bilgisayarın yapılmasından beri, dünyada hiçbir ciddi bilimsel keşfe rastlanmıyor. Bilgisayar yüzünden değil elbette. Emperyalist sistem, bilimi boğmuştur ve bilim teknolojiye indirgenmiştir.
Türkiye, 2013 yılına uzay nedir, bilim nedir, üniversite nedir, bilim adamı kimdir, gençliğin çağdaş eğitim talebi nedir, bu soruların cevaplarından haberi olmayan iktidar sahiplerinin saltanatı altında giriyor. Yeni YÖK Yasası Tasarısı, bu saltanatı kurumlaştırmayı amaçlıyor.

Cumhuriyet isyanı üniversitelere yayılıyor
Üniversitelerimizden dalga dalga yükselen öğrenci isyanı,
Sanatçıların, aydınların ve bilim emekçilerinin isyanı, ufkumuzu aydınlatıyor.
Bu isyan, Cumhuriyetin isyanıdır ve 19 Mayıslardan, 29 Ekim, 10 Kasım, 13 Aralık ve 23 Aralıklardan gelen büyük hareketle birleşecek ve o harekete yeni bir alan açacaktır.