Hitler’in güdümündeki Alman milleti hangi konumdaydı? Emperyalist ve işbirlikçi sınıflara hangi milletler direniyor? Marx ve Lenin niçin “gerici halklar”dan söz ettiler? ABD emperyalizmine karşı hangi millet ayağa kalkıyor? Kürdümüz için başıdik yaşamanın tek yolu? 30 fasulye ile 30 keçi eşit mi? Bilim için doğru mevzide olmak gerekmez mi? Nâzım Hikmet olabilmek!
Dün bu köşede yayımlanan yazıyı lütfen okuyunuz, orada önemli bir soru konuyordu önümüze:
Türk Milliyetçiliği ile Kürt Milliyetçiliği eşit midir?
Bu soruyu Türk milleti ile Kürt milleti bugün toplumsal pratikte eşit midir diye de sorabiliriz.
Çıkartılacak gürültüyü önlemek için öncelikle belirtmekte yarar var: İdeoloji, Hukuk veya Ahlâk düzleminde eşitlikten söz etmiyoruz. Elbette bütün insanlar ve bütün milletler eşittir.
Toplumsal pratikteki konumların eşitliğinden ya da özdeşliğinden söz ediyoruz.
Hitler’in güdümündeki Alman milleti hangi konumdaydı?
Somut konuşalım: Örneğin İkinci Dünya Savaşı sırasında, Alman milleti ile Polonya, Yugoslavya, Arnavut ve Yunan milletleri eşit miydi?
Almanlar, Hitler emperyalizminin güdümüne girerek, 17 milyon Sovyet vatandaşını, 6 milyon Polonyalıyı, milyonlarca Yahudiyi, Fransızı, Yugoslavı, Arnavutu ve Yunanı öldürdü.
Bazı milletler, Hitler ve Mussolini Faşizminin emrinde mevzilenirken, bazı milletler de emperyalizme karşı savaştılar.
Emperyalist ve işbirlikçi sınıflara hangi milletler direniyor?
Bugüne gelelim!
Emperyalizme karşı savaşın ön cephesi uzun zamandır Batı Asya, Batılılar “Ortadoğu” diyorlar.
- Emperyalizmin saldırısına kim direndi ve kim direniyor?
- Millî devleti yıkılanlar: Türk milleti, Irak, Suriye, İran, Afgan milletleri…
- Bu sınıf savaşında kimler emperyalizmin piyonu görevi yaptı ve yapıyor?
- Barzanî, Apo, PYD, Müslüman Kardeşler, El Kaide, ÖSO vb.
- Bu savaşta Kürt milliyeti Irak’ta ve Suriye’de hangi mevzidedir?
- ABD emperyalizminin mevzisinde!
- Bu savaşta Türkiye’de PKK’nin veya AKP’nin veya Fethullah cemaatinin güdümüne giren Kürt kitleleri hangi mevzidedir?
- ABD emperyalizminin ve Şeyhlerin ve diğer Ortaçağ sınıflarının!
Marx ve Lenin niçin “gerici halklar”dan söz ettiler?
Nedenlerini tartışmıyoruz, sorumlulukları da tartışmıyoruz. Aynı tartışma İkinci Dünya Savaşı ve bütün tarih için yapılır. Pratik durumu saptıyoruz. Çünkü bu dehlizden çıkmanın denklemini kuruyoruz.
Kimi zamanlarda milletlerin, kavimlerin kendileri gerici konumlara düşebilmişlerdir. Bu bir tarih gerçeğidir. Sosyalistlerimizi belki daha kolay ikna edebiliriz umuduyla belirtelim, Marx da Lenin de, başka büyük devrimciler de, bazı durumlarda “gerici halklar”dan, “emperyalist işbirlikçisi milletler”den, “emperyalist milletler”den söz etmişlerdir. Ezen-Ezilen Millet kamplaşmasının kendisi, bu saptamayı içerir. İngiliz milletinin, Alman milletinin, ABD milletinin düştüğü konumları, insanlık kendi pratiğinde gördü.
ABD emperyalizmine karşı hangi millet ayağa kalkıyor?
Türk Milletine kafayı takan solcularımız için söylüyoruz: Bugün bir Türkiye gerçeği var. ABD ve AB emperyalizmine karşı ayağa kalkan millet, Türk Milletidir. Ne yazık ki, Kürtlük adına böyle bir duruş, ne Türkiye’de, ne Suriye’de, ne de Irak ve İran’da görülüyor.
Bu, bir gerçek, bir olgu.
Kuşkusuz her olgu gibi tarihsel nedenleri var. Türk milletinin büyük imparatorluklardan gelen bir bağımsızlık mirası var, son iki yüzyıldır sürüp giden emperyalizme karşı mücadele geleneği var.
Ermeni ve Kürt Milliyetçiliğinin tarihleri ise, emperyalizmle işbirliği tarihidir. Bu da acıdır ama bir gelenektir.
Buradan emperyalizme karşı savaşan devrimcinin çıkaracağı tek bir sonuç vardır: Türkiye’de ve Batı Asya’da Türk milletini gagalayarak, Türk milletini itip kakarak emperyalizme karşı savaşamazsınız. Aynı biçimde Suriye, Irak ve İran millet ve devletlerini düşman ilan ederek de emperyalizme direnemezsiniz.
Kürdümüz için başıdik yaşamanın tek yolu?
Emperyalizme karşı bayrak açan bir Kürt örgütü varsa, gösterilsin hepimiz omuz omuza savaşalım. Böyle bir olgu, yüzyıldan beri yok ve olması da bugünkü tabloda hiç olanaklı gözükmüyor. Dörde bölünmüş olan Kürdü ayrılıkçılığa yönelttiniz mi, tek çareniz kalır: İngiliz veya ABD emperyalizminin ve İsrail’in piyonu olmak. Ve ne yazık ki, ayrılıkçı Kürt örgütleri, nereden başlarlarsa başlasınlar piyonluğu keşfetmek zorunda kalmışlardır.
Bu durumda, Kürt yurttaşlarımız için de çok önemli bir ders var: Emperyalizme karşı savaşmanın, başı dik ve onurlu yaşamanın bir tek yolu vardır: Türk milletiyle birleşmek, T.C.’ye düşmanlığa alet olmamak, emperyalizme karşı T.C. cephesindeki savaşa katılmak.
Verili koşullar bunu zorunlu kılıyor, başka bir özgürlük ve eşitlik yolu gözükmüyor. Kürdümüz, Türk milleti içindeki eşit, başı dik, özgür konumunu alarak özlemlerine kavuşabilir.
30 fasulye ile 30 keçi eşit mi?
Ender Helvacıoğlu arkadaşımız, toplumsal pratiğe bakmıyor, hayatın yerine teori sandığı eski tecrübeleri koyuyor. Bugün savaş hangi mevzide, Türk Milletine ve T.C.’ye karşı mevzilenerek hangi emperyalistlerin ve gericilerin güdümüne yuvarlanıyor, bunlara bakmıyor. Hayattan soyut matematik problemi çözüyor. 30 fasulye ile 30 keçi eşit değildir. Eşit olan, yalnız 30’dur, ama keçi ve fasulye de eşitlik yok.
Bilim için doğru mevzide olmak gerekmez mi?
Türk milletinden ve T.C:’den rahatsız olan Solcularımız, şu soruların cevabını vermeli:
-Türk Milletinin anayasadan çıkartılmasının yanında mısınız, o zaman Tayyip Erdoğan-Fethullah Gülen-Apo üçlüsünün yanındasınız.
- T.C.’nin levhalardan sökülmesinin yanında mısınız, o zaman Tayyip Erdoğan-Fethullah Gülen-Apo üçlüsünün yanındasınız.
Nâzım Hikmet olabilmek!
Ender Helvacıoğlu, İstanbul’da bilim dergisi çıkarıyor ama Budapeşte radyosunda daha 1950’lerde “Türk milletini yok ediyorlar” diye haykıran Nâzım Hikmet’in konumunda değil.
Çünkü Nâzım, Budapeşte’deydi, ama savaşıyordu ve partiliydi.
Denklem bugün şöyle kurulmuştur:
Emperyalizme karşı bugün esas olarak Türk Milleti mevzisinde savaşılır.
Devrim, Türk Milletliyle olur.
Kürdümüz, Türk milletinin şerefli mensubu olarak bağımsız, özgür, başıdik, gönençli bir geleceğe ulaşır.