İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:“MİLLET” DİYEREK DEVRİM YAPILDI “ULUS”LA NE YAPILDI?

Milletçiler ve ulusçular diye cepheleşmenin anlamı var mı? Millet kavramı eskidi mi? Milliyet yerine ulusallık diyebiliyor muyuz?
Millet denenmemiş kavramlar çevresinde birleşir mi? Altı Ok’un ikincisi Milliyetçilik mi, Ulusalcılık mı?

İzmir Milletvekili Prof. Dr....

Tarih:

Milletçiler ve ulusçular diye cepheleşmenin anlamı var mı? Millet kavramı eskidi mi? Milliyet yerine ulusallık diyebiliyor muyuz?
Millet denenmemiş kavramlar çevresinde birleşir mi? Altı Ok’un ikincisi Milliyetçilik mi, Ulusalcılık mı?

İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, 26 Ocak 2013 Cumartesi akşamı, Ayhan Yalçınkaya ve Özgür Han’nın Ulusal Kanal’daki Özgürce programında, toplumların kabile, milliyet ve millet aşamalarından geçiş süreçlerini çok güzel anlattı. En önemlisi “Türk ulusu ve “Kürt milliyeti” kavramlarının farklı düzlemleri ifade ettiğini çok canlı bir dille açıkladı. Meclis kürsüsünden ve topyekûn saldırı kampanyasına karşı aydın namusu nedir, unutulmayacak bir örnek verilmiştir.
Sayın Güler’in Meclis kürsüsünden yaptığı açıklama, millet ve ulus kavramları konusunu yeniden gündeme getirmiş oldu. Bu konuda Özdemir İnce dostumuz Aydınlık’ta ve yine Prof. Dr. Mustafa Erkal, Arslan Tekin ve Arslan Bulut dostlarımız da Yeni Çağ’da görüşlerini açıkladılar.

Milletçiler ve ulusçular diye cepheleşmenin anlamı var mı
Daha önce Rota’da niçin ulus kavramını değil de millet kavramını yeğlediğimizi anlatmaya çalışmıştık (27 Aralık 2013). Millet ve ulus kavramları aynı anlama geliyor, o nedenle kuşkusuz isteyen istediği kavramı kullanacaktır. Burada milletçiler ve ulusçular diye cepheleşmenin bir anlamı bulunmuyor.
Bununla birlikte, “Türkiye’nin kilidini milletle mi açarız, yoksa ulusla mı” sorusunu 29 Aralık’ta bu köşede öne sürmüştük, bir kez daha öncülerimizin dikkatine sunmak istiyoruz. Bizim açımızdan mesele, önümüzdeki devrimin kavramını doğru seçmektir.

Millet kavramı eskidi mi
Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, ulus ile millet kavramlarının farklı anlamlar taşıdığını belirtiyor. “Ulus”un küreselleşme döneminde, emperyalizme karşı direnişin kavramı olduğunu belirtiyor. Konuya buradan girebiliriz.
Milletlerin 20. yüzyılın başından beri emperyalizme direnişi ile bugünkü küreselleşme saldırısına karşı direnişini anlatmak için, neden farklı kavramlara ihtiyaç duyulduğunun açıklanması gerekir.
Emperyalizmin azamî sömürü eğilimi, mazlum milletleri devletsiz bırakma pratiğini her zaman beslemiştir. 20. yüzyılın başında da böyleydi, bugün de böyledir.
20. yüzyılın başına bakalım, Mazlumlar Dünyasında Türkiye, İran, Çin dışında devleti olan yoktu. Onlar da eski imparatorluklardı.
20. yüzyılda emperyalizme karşı milletler ayağa kalktı ve devrimlerle millî devletlerini kurdular. 1990 sonrasında, kuvvet dengeleri değişince, ABD emperyalizmi, millî devletleri yıkma saldırısına kalktı. Bu saldırı, başarısızlığa uğramıştır ve yeniden millî devletlerin yükseliş dönemine girilmektedir. Bu dalgalanmalar, çağın değiştiği anlamına gelmiyor ve millet kavramı da eskimiş değildir. Nitekim başka ülkelerde bu sebeple yeni bir kavram bulunduğunu biz bilmiyoruz.

Milliyet yerine ulusallık diyebiliyor muyuz
İkincisi, millet kavramının yerine ulus diyoruz, fakat milliyet kavramının yerine ulusallık diyemiyoruz. Kanımca dilde tutarlı olmak için, millet veya ulus kavramlarından birini seçmek yerinde olur. Millet, millî, millicilik, milliyet, milliyetçilik, milletlerarası diye millet’ten türetilen sözcük ailesi, bilimsel ihtiyaca daha kapsamlı cevap veriyor.

Millet denenmemiş kavramlar çevresinde birleşir mi
En önemlisi, biz milletle 20. yüzyılda devrimler çağını başlatan ikinci büyük devrimi yaptık; ulusla henüz bir şey yapmış değiliz. Birinci Dünya Savaşı, millî kurtuluş savaşıydı. 1918’in sonlarından itibaren Kuvayı Milliye’yi örgütledik. Mustafa Kemal Paşa “Millî Teşkilat” vurgularıyla Anadolu’ya çıktı. 23 Nisan 1920 günü devrim yaparak Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni açtık ve Millî Hükümeti kurduk. Halk devrimin önderlerine kısaca “milliciler” dedi.

Devrimler, tarihin içinde oluşan birikimle oluyor. Millet, kendi tarihsel tecrübeleri temelinde birleşiyor; sınavdan geçmemiş kavramları sevmiyor. Meclisin adını Türkiye Büyük Ulus Meclisi diye değiştiremiyoruz. Kuvayı Milliye’yi Ulusal Güçler yapmaya kalkanlar var ama halkta yansıması görülmüyor. Bütün bu nedenlerle emperyalizmin millî devletleri yıkmayı amaçlayan küreselleşme saldırısına karşı toplum millet kavramıyla birleştirilebiliyor. Kemalist Devrimi tamamlamak diye özetleyeceğimiz, önümüzdeki devrimin gücünü tanımlayan kavram, millet oluyor.

Altı Ok’un ikincisi milliyetçilik mi
Ulusalcılık mı
Altı Ok’ta, Milliyetçilik ile Devrimciliğin birbirlerini bütünlemesi, Türkiye Devriminin esasıdır ve bugün de geçerlidir. Altı Ok’un ikincisi, Ulusalcılık değil, Milliyetçiliktir. Düşmanın Milliyetçiliğe saldırma cesareti gösterememesi ve Ulusalcılığı hedef tahtasına oturtması, Ulusalcılığın arkasında bir devrim olmayışı, bir tarih birikimi olmayışı nedeniyledir.


YARIN: DEVRİMCİ OLMAZSA MİLLİYETÇİLİĞİN BAŞINA NELER GELİR? KÜRŞAT’I PEKOS BİLL’İN AT UŞAĞI YAPAN NATOTÜRKÇÜLÜK VATANSEVER Mİ, YOKSA PATRİOT MU? FETHULLAHÇI MİLLİYETÇİLİK OLUR MU?