Bu harf neye benziyor?
n
Merâk edenler yazının devamını okusunlar. Merâk etmeyenlerin canları sağolsun.
Geçen hafta tab- kökünden girip dib- kökünden çıkmıştık.
Biz eskiden tepük oynardık
Herman Vambery’nin 1878 yılında yayınladığı Türk-Tatar Dillerinin Kökenbilim Sözlüğü’nde tap, tab, tep, teb, tip, tib, tüb kökleri tek bir kök olarak işleniyor (Madde 172, s. 156).
Bu köklerden alt, alt bölüm, taban, temel, toprak, dip, tepmek, deprenmek, iz tepmek, aramak, bulmak, tapmak, saygı göstermek, inanmak, güvenmek, tabi olmak, tabanca vb anlamlara gelen yüzlerce sözcük türüyor. Hepsi anlam olarak hısım ve akraba. Divan-ı Lügat-it Türk’te futbola tepük deniyor.
Firdevsî, Şahnâme’de Turan’da topu tepme oyunundan söz eder. Fars Padişahı Siyavuş, Turan Padişahı Efrasiyab’a şöyle der: “Ben senin karşına nasıl hasım olarak geçer de topa vurabilirim.” (s. 462/Dize 10109, s. 485/Dize 10635). Bizim Tepük dediğimiz oyuna, Şahnâme’de çevgen deniyor.
Dipteki derinlik
Tab, teb, dip ortak köklerinden Türkçe ev Hint-Avrupa dillerinde türetilen sözcüklere geçen hafta değinmiştik. Bizim dilimizdeki taban ile Ari dillerdeki tabula ve tabellum sülâlesinden sözcüklerdeki akrabalıklar dikkat çekiyor.
Ortak kök dememizin nedeni, ilişkinin sözcük alışverişinin ötesinde olduğuna dikkat çekmek.
Örneğin Türkçe taban ile dip arasındaki köken birliğini, İngilizcede table ile deep arasında ve Almancada Tisch ile tief arasında kurabiliyoruz. Hepsinde tab-dip bağlantısı var. Taban aynı zamanda derindeki diptir.
Taban ve düzlük anlamına gelen sözcükler ve dip, derinlik anlamına gelen sözcükler hem Türkçemizde, hem de Hint-Avrupa dillerinde buluşuyor.
Bir zamanlar kardeştik
İngilizcede dip diye okunan, ama deep (derin) diye yazılan sözcük ve Almanca tief (derin) ile bizim Türkçemizdeki dip, bu diller arasındaki çok eski bir ilişkiyi bir kez daha düşündürüyor.
Tab, tap ve dip kökenli sözcükler, Türkçenin Divan-ı Lügat-it Türk gibi eski metinlerinden beri var.
Clauson’un 13. Yüzyıl Öncesi Kökenbilim Sözlüğü’nü açtığımız zaman, bu kökten sözcüklerin sayfalarca sürdüğünü görüyoruz (s. 433-448). Toprak ve tepmek dahil, hepsi taban ve dip anlamlarıyla bağlantılıdır. İngilizce ve Almancada da öyle. Latince kökenbilim sözlüklerine bakıyoruz yine öyle.
Derine inince tapınak var
Peki dip ile tapmak ve tabu arasında anlam bağı var mı? Tapmayı, derinliğe inmekle ilgili düşünürsek, var. Ve o derinde tabular da var.
Tapmak ve dip Türkçe sözcükler. Tabu ve deep ise Hint-Avrupa dillerinin hepsinde var. Demek ki, dibe inmek ile tapmak arasındaki bağlantının kökleri, ayrılık öncesi çağlara kadar gidiyor.
n harfi neye benziyor
İsterseniz bir de dibe inelim, bakalım orada hangi manzaralarla karşılaşacağız.
Önce bir bulmaca. Şu n harfini neye benzetiyorsunuz? Büyükçe yazalım buraya:
n
Diğer dillerde de bu harf en diye adlandırılıyor.
İn’in ağzında keşfedilen resim/harf
Mağaranın, yani Türkçe in’in ağzına benzemiyor mu?
Kim icat ettiyse bu n’yi in sesinden esin almış olmasın? Çünkü: in international bir sözcük.
Anglo-Sakson dillerinde İnn, ev, barınacak yer anlamına geliyor. İzlanda dilinde inni ev demek (İsmail Hami Danişmend, II, s. 208). Günümüz İngilizcesinde inn aynı Türkçemizde in gibi okunuyor, otel, han anlamında. Mağradan kervansaraya ve hana gelenler orada ağırlanıyor.
Latince, İngilizce, Fransızca, Almanca sözlükleri açınız in- diye başlayan sayfalarca sözcük, hep içinde anlamında. Sözlükler, sanırsınız mağra devrinde yazılmış.
İn-leyen nağmeler
Biz Türkçede içine iniyoruz. Büyük olasılıkla oyuklarda yaşarken in’e inmişiz. İn-mek eyleminin bize mağara devrinden kaldığı anlaşılıyor. Dağdan kente inerken in-mek eylemini kullanmışız. Orhon Yazıtları’nda “tagdakiler inmiş” diye taşa vurmuşuz, iki yerde geçiyor (Orhon Yazıtları, s. 26-27, 54-55).
Biz in kökünden türetmişiz Allah türetmişiz. Bir tür derine inmek olan in-anmaktan tutun da mağarada yankılanan sese benzettiğimiz in-lemeye kadar, hep in kökenli. Hatta in’i çok sevmiş, kullana kullana ek yapmışız. Sepet-in, ev-in derken aidiyeti (içinde olmayı) in ekiyle anlatmışız. İngiliz ve Almanların “in basket”, “in house” demeleri gibi. Bizim sözcüğün sonundaki in, onlarda sözcüğün başına kurulmuş.
Homeros’un yattığı in aynı bizim in
Hint-Avrupalı kardeşlerimiz kibarlaşınca o mağrayı, yani in-i, ev, han ve otel yapmışlar. Ama içine girdikleri her şeye in ön adı vermeyi sürdürmüşler. İnterlerden geçilmiyor. Neyin içine girseniz, in’in içindesiniz.
Homeros, o meşhur İlyada ve Odisse destanlarını henüz inden (mağradan) çıkmadıkları bir zamanda yazmış. (Kiraz, keşfimi beğendin mi???)
Ege’li kardeşimiz, Evnî sözcüğünü aynı bizim in, mağara, yatak, yatılacak yer anlamında kullanıyor (Danişmend, II, s. 208).
Mayalar ile mağralarda çocuklar gibi şendik
15 bin yıl kadar önce Bering boğazından bugün Amerika denen kıtaya geçen Q hablogrubundan kardeşlerimize bakıyoruz, Mayalar, bizim in-mek eylemine en diyorlar. İci ise içinde anlamına geliyor (Hakimiyeti Milliye, 1932, s. 126). Mayalarla akrabalığımız da, gördüğünüz gibi mağralara kadar uzanıyor.
Nazariyemi beğenmeyen var mı?
Türkçe, Latince, İngilizce, Almanca, Fransızca, Farsça ve hatta Maya dilini konuşanların 15 bin yıl önce aynı in’de yaşadıklarını ve bu dillerin aynı in’den çıktıklarını söyleyecek olursak, acaba bize ne derler? Beni bu inden ancak Nasuh Mahrukigil kurtarabilir.
Rus edebiyatı Gogol’un palto’sundan çıkmış, öyle diyorlar. Türk, Latin, İngiliz, Alman, Fransız, Fars, Maya ve Türk edebiyatı ise, aynı in’den çıkmış. Beğenmeyenler varsa, inlerinden ünlesinler! Ünlem bile in kökenli, var mı bunun ötesi! Nazariyemi beğendiniz mi?
KAYNAKLAR
Clauson, An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford;1972.
Danişmend, İsmail Hani, Türklerle Hint-Avrupalıların Menşe Birliği, II, İstanbul, Devlet Basımevi, 1936.
Firdevsî, Şahnâme, çev. Prof. Dr. Necati Lugal, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, Nisan 2009.
Hakimiyeti Milliye, 1932.
Mirza, Murat, Türk müsünüz? Genetik, Yakın Plan, İstanbul, kasım 2012.
Tekin, Talat, Orhon Yazıtları, 4. baskı, TDK Yayınları, Ankara, 2010.
Vambery, Herman, Etymologisches Wörterbuch der Turko-Tatarischen Sprachen, Leipzig 1878.
GELECEK HAFTA VİKİNG SEFERİ İÇİN DEMİR ALIYORUZ
1 Eylül’de televizyonlarda Vikingler dizisi başlıyormuş. Biz de gelecek iki hafta Viking iklimine doğru yelken açacağız. Hangi rotayı izleyeceğimizi Pîri Reis bile bilmiyor. Hasdal’daki Tüma. Semih Çetin ve diğer amirallerimiz öğrenince şaşıracaklar. Çünkü o rota, keşfedilmedi. Merâk edenler gelecek haftadan başlayarak bizi izlemesin.