Kızıl Elma, Türkiye’deki halk hareketinin büyük gerçeğidir. O nedenle emekçi
düşmanları ve Cumhuriyet yıkıcıları Kızıl Elmadan korkuyorlar. Aslında Kızıl Elmanın 1
Mayıs meydanında yaşanması gerekirdi. 1 Mayıs, emekçilerin mücadele günü
olduğuna göre her eğilimden emekçi o gün, sınıfsal ve ulusal amaçlar için omuz
omuza yürümeliydi. 1 Mayıs’ın anlamı budur.
Kamu emekçilerinin sendikaları Kamu-Sen, Birleşik Kamu-İş, KESK ve Memur-Sen’e
bağlı Eğitim Bir-Sen, 23 Mayıs 2012 günü çok başarılı bir iş bırakma eylemi yaptılar.
Hep birlikte grev
Sendikaların grev için aynı günde anlaşmaları çok önemli bir gelişmedir. Bazı
şehirlerimizde aynı alanlarda bir araya gelen kamu çalışanları arasındaki
dayanışmanın canlı görüntülerini İsmet Özçelik’in Aralık köşesinden okuduk (Aydınlık,
24 Mayıs 2012).
Bu genel iş bırakma, kamu emekçilerinin Kızıl Elmasını gerçekleştirme yönünde
somut bir adım olmuştur. Bu yönüyle ufuk açıcıdır.
Sınıfsal ve ulusal mücadelenin gereği
Kamu çalışanlarının çıkarları ve gelecekleri ortaktır. Bu nedenle birlikte hareket
etmeleri, sınıfsal mücadelenin de gereğidir; milli mücadelenin de gereğidir. Kamu
çalışanı, sınıf çıkarlarında ve yurtseverlikte birleşiyor. İşte Kızıl Elma budur.
ABD’nin Kızıl Elma merakı
Gerçi İsmet Berkan, Kızıl Elma ismini kendisinin icat ettiğini, fakat pişman
olduğunu yazmış. Ancak isim tuttu (Sabah, 19 Mart 2011, İbrahim Altay’ın
söyleşisi).Basında Kızıl Elma üzerine ileri geri haberler çıktığı zaman ABD
merkezlerinden yükselen tehditler hatırlanacaktır. Taa Atlantik’in ötesinden Kızıl
Elmanın ezilmesi fermanı geldiğine göre, yapılan iş doğrudur ve gerçekler
zeminindedir.
Halk oylamasındaki Kızıl Elma
Aslında ilk Kızıl Elma, 2010 yılının 12 Eylül günü yapılan halk oylamasında
gerçekleşti. Solun çeşitli gruplarından ülkücü milliyetçilere kadar geniş bir kesim,
AKP’nin anayasa önerilerine birlikte “hayır” dediler. Demek ki, Kızıl Elmanın bir
toplumsal gerçekliği bulunmaktadır.
1 Mayıs’ta olmalıydı
Aslında Kızıl Elmanın 1 Mayıs meydanında yaşanması gerekirdi. 1 Mayıs,
emekçilerin mücadele günü olduğuna göre her eğilimden emekçi o gün, sınıfsal ve
ulusal amaçlar için omuz omuza yürümeliydi. 1 Mayıs’ın anlamı budur.
O gün gerçekleşmeyen Kızıl Elma, kamu emekçileri düzleminde 22 gün sonra
oldu.
Bu olgu, 1 Mayıs’ta bir sorun olduğuna işaret ediyor. Ve o sorunu herkes
biliyor. 1 Mayıs eylemlerinde sahneye sürülen sınıf dışı, toplumun tortusunu
oluşturan kışkırtıcı gruplar sınıf mücadelesini de yurtseverliği de baltalıyorlar. Bunlar
yıllardır emekçilerin birleşmesini önlemek için görev yapıyorlar. O nedenle işçiler ve
genel olarak emekçiler, 1 Mayıs’a ürküyle bakıyorlar. Önemli bir kesim, katılmıyor.
Katılan emekçi de kenarda duruyor ve alanı erken terk ediyor.
23 Mayıs’ın Emekçi Tavrı
23 Mayıs 2012 günü yapılan kamu emekçileri grevi, bu sınıf düşmanı kışkırtma
ve baltalamaların da aşılmakta olduğunu gösterdi.
Türkiye’de işçi hareketlerinde, grevlerde bölünme ve kavga olmaz. Sınıf dayanışması
öne çıkar. Çünkü başarı birlikle olur. Emekçilerin en büyük silahı, birlik olmaktır.
O kavgalar, mağazaların vitrinlerinin kırılması, kamu malına zarar veren vurdu
kırdılar; aslında 1 Mayıs’ın Türkiye’de sınıf eylemi olamayacağını sergiliyor.
Emekçi ve Cumhuriyet hareketlerinin Birleşik Cephesi
Ancak Türkiye bugün öyle bir yere gelmiştir ki, emek için, bağımsızlık için,
vatanın bütünlüğü ve milletin birliği için mücadele tek bir cephede toplanıyor. 19
Mayıs eylemleri bir dönüm noktasıdır ve 23 Mayıs grevini de yönlendirmiştir.
Büyük bir yaşam savaşına gidilirken, emekçilerin birleşmesi eğilimi daha da
güçlenecektir. Emekçi hareketinin Cumhuriyet hareketiyle birleşmesi kaçınılmazdır.
Kızıl Elma, Türkiye’deki halk hareketinin büyük gerçeğidir. O nedenle emekçi
düşmanları ve Cumhuriyet yıkıcıları Kızıl Elmadan korkuyorlar.