İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:KIRMIZI RUJ ÖZGÜRLÜĞÜ!

Bireysel özgürlük alanı ile kamu hizmetine uygun ve yakışan görüntü birbirine karıştırılıyor. CHP Milletvekili hanımefendilerin duyarlılıkları hangi alanda yoğunlaşıyor? Laiklik ve çağdaşlık, Cumhuriyet Devrimimizin anlayış ve uygulamasına göre kimin içindir, büyü...

Tarih:

Bireysel özgürlük alanı ile kamu hizmetine uygun ve yakışan görüntü birbirine karıştırılıyor. CHP Milletvekili hanımefendilerin duyarlılıkları hangi alanda yoğunlaşıyor? Laiklik ve çağdaşlık, Cumhuriyet Devrimimizin anlayış ve uygulamasına göre kimin içindir, büyük burjuvazi için mi, halk için mi? Çağdaşlığın halkçı ve liberal yorumları.

Kuşkusuz herkesin giyim kuşam ve istediği gibi görünme özgürlüğü vardır. Kırmızı ruj sürmek de bu özgürlüğün içindedir. Bu özgürlük, kişi haklarındandır; yaygın söyleyişiyle bireysel bir özgürlüktür.

Kişisel özgürlük ve kamu kurumu sorumluluğu
Ancak kişisel özgürlükler ile kamu kurumlarında veya özel girişim kurumlarında çalışanların sorumlulukları birbirine karıştırılıyor.
THY uçaklarında hizmet gören çalışanların kırmızı ruj sürmeleri yakışık alır mı, bunu tartışmıyoruz.
THY yönetiminin anlayışlarını da tartışmıyoruz, bunlar kamuoyunca biliniyor.
Ancak bir ilke sorunu var. THY çalışanlarının kıyafet ve görüntüleri, bireysel özgürlük müdür, yoksa kurum disiplini içinde bir sorumluluk mudur, mesele budur. O nedenle CHP Milletvekili hanımefendilerin, THY’de kırmızı ruj sürmeyi “bireysel özgürlük” alanında görmeleri hukuka da Cumhuriyet kültürüne de aykırıdır.
Bir hanımın sokakta veya özel alanda istediği gibi görünmesi ile bir kamu çalışanının kılık ve görüntüsü farklı düzlemlerdir.

Hizmete elverişli ve kuruma yakışan görüntü
Cumhuriyet kurumları, kendi çalışanlarının hizmete elverişli ve kurumun saygınlığıyla uyumlu bir giyim, davranış ve görüntü içinde olmalarını düzenler.
Örneğin bir kamu kurumunda veya uçakta düğün giysileriyle veya kır gezisi kılığıyla hizmet yapamazsınız. Böyle bir özgürlük yoktur.
Türbanla kamu hizmeti yapılamayacağı da, bu hukuki ve kültürel anlayışa dayanır.
O nedenle kamu kurumlarında kırmızı rujun yasaklanması kanımca yanlıştır ama bireysel özgürlüklere aykırı olduğu için değil. Sorun, Cumhuriyet kültürü ve kamu hizmeti anlayışındadır; kadına bakıştadır.
Aynı şekilde özel şirketler ve kurumlar da, çalışanlarının kılık ve görüntülerini düzenleme hakkına sahiptirler.
Bu uygulamaları zaten görüyoruz. Örneğin televizyon kanallarındaki sunucular veya program yapanlar, darmadağın saçla, aşırı göze batan kılıkta veya abartılı süslenerek kamu önüne çıkmıyorlar.

CHP Milletvekillerinin kırmızı ruj eylemi
CHP Milletvekili hanımefendilerin bu hukuki ve kültürel ölçüleri pek dikkate almadıkları anlaşılıyor. THY’de kırmızız ruju bireysel özgürlük alanında görmeleri buradan geliyor.
Bunun nedeni liberal ideolojidir; neoliberalizmdir.
İkincisi, duyarlılıkların hangi alanda oluştuğu konusudur. CHP’li hanım milletvekillerinin laiklik, Cumhuriyetin kadınlara kazandırdığı çağdaş konum, emekçi kadınların durumları ve hakları konusunda militan bir eylem yaptığına tanık olmadık.
Örneğin orman köylüsü kadınların Türkiye çapındaki o kararlı direnişine pek ilgi gösterilmedi.
Ya da türbanın ilkokullara kadar sokulması ve kamu kurumlarında kamu görevlilerinin giyimi haline gelmesine karşı da olayın ağırlığına uygun bir mücadele verilmedi.
Birkaç gün önce Kamer Genç’in Cumhuriyet kadınının eşitliğini savunan etkili çıkışıyla da dayanışma gösterilmemiş, tersine irtica ile birlikte cephe tutulmuştur.

Laiklik ve çağdaşlık kimin için
Laikliğin Türkçesi halkçılıktır ve kadın-erkek eşitliği için şarttır. Bu açıdan laiklik ve çağdaşlık, 75 milyonun meselesidir. En önemlisi de laiklik, halkın hükümet olması içindir; iktidarın kaynağının tanrısal değil, fakat halkta olmasıdır.
Oysa laiklik ve çağdaşlık, Kemalist Devrimdeki halkçı kökeninden koparılarak, büyük burjuvazinin yaşam tarzına ilişkin bir talep olarak da tanımlanıyor.
Laikliğin halkçı ya da büyük burjuva yorumları, duyarlılık alanlarını da belirliyor.