Atatürk, hep milletin istiklâl ve hürriyet mücadelesine önderlik edecek teşkilâtlı birikimin içinde olmuştur. Kendisinin kurmadığı, programını yapmadığı, teşkilatlara katılmıştır. İttihat Terakki’den sonra Müdafaa-i Hukuk Teşkilatı’na girişi de örnektir. İşte teşkilat vardır ve herkes iş başı yapmalıdır! Atatürk’ün anlayışı bu olmuştur.
Atatürk’ün hayatı, bütün devrim önderleri gibi, teşkilâtlı bir dava adamının hayatıdır.
Bir: Bütün hayatı boyunca bir davası olmuştur; devrimci programın gerçekleşmesi için mücadele etmiştir.
İki: Gözü hep iktidardadır. Hedef, toplumu yeniden kuracak olan kudreti ele geçirmektir.
Üç: Hep teşkilâtlıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Harbiye’den başlayarak katıldığı teşkilâtlar, isimlerinde parti sözcüğü olmasa bile, hep iktidar amaçlıdır; yani siyasal partidir.
Kuruluşa başlamak
Devrim, kendiliğindenciliğin karşıtıdır.
Düzen taraftarlığı, örgütsüzlükte kendini gösterir. Çünkü kurulu bir düzen var zaten.
“Örgütlenelim” dediğiniz an, devrime başladığınız andır. Çünkü o anda kurulu düzenin dışına çıkıyor ve yeni düzen için kuruluşa başlıyorsunuz.
Ali Fuat Paşa, “Sınıf Arkadaşım Atatürk”te Harbiye’de “gece sabahlara kadar uyumaz, ihtilali tartışırdık” diye anlatır.
Mustafa Kemal, Abdülhamit istibdadını yıkmak için teşkilâtlı mücadeleye, “gizli gazete çıkararak, apartmanlarda toplanarak” başlar. Hapse atılır. Hürriyet için her tehlikeyi göze almış ve mimlenmiştir. O nedenle Harp Akademisi’ni bitirince, Suriye’ye tayin edilir.
Şam’daki ilk iş
“Sonra masaya konan tabancayı birer birer öperek onun üzerine yemin ettiler.”
Mustafa Kemal daha 24 yaşında genç bir zabittir. Şam’da ilk işi teşkilâtlanmaktır. Yukarıdaki yemin sahnesini Falih Rıfkı, Çankaya kitabında Atatürk’ün ağzından anlatır (s. 46). Mustafa Kemal, Ekim 1905’te teşkilâtı kurmuştur. Adı Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’dir.
Mustafa Kemal, cemiyetin Beyrut, Yafa ve Kudüs örgütlerini kurduktan sonra, 1906 yılı Nisan ayında gizlice Selanik’e geçer ve orada da arkadaşlarıyla buluşur ve örgütlenir. Selanik teşkilâtı, 1907 yılı Eylül ayında Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşir.
Ayağının tozuyla
Mustafa Kemal, 13 Ekim 1907 günü Şam’dan 3. Ordu Karargâhı’nın bulunduğu Selanik’e atanır. 16 gün sonra 29 Ekim 1907 günü ayağının tozuyla İttihat Terakki’ye üye olur. O sırada devrimci kuşağın içinde, dağılan imparatorluktan bir milli Türk devletinin çıkacağını gören az sayıda öncüden biridir.
1908 Devriminin arife gününde (22 Temmuz) Üsküp’te İttihat Terakki’nin teşkilât toplantısındadır.
1908 Hürriyet Devriminden sonra, 22 Eylül 1909 günü İttihat Terakki’nin 2. Büyük Kongresi’nde Trablusgarp Delegesi’dir. Teşkilâtın millete dayanan siyasal bir partiye dönüştürülmesini savunur.
Çöküşe devrimle cevap vermek için…
O’nun Milli Devleti, Cumhuriyeti amaçlayan görüşleri nedeniyle kenara itilmiştir. Ama o, tarihin pususundadır. O’nun günleri gelir.
1919 yılı, kimilerine göre çöküştür, acıklı sondur; Mustafa Kemal için tarih sahnesine çıkma, çöküşe devrimle cevap vermenin başlangıcıdır.
Teşkilâtçının rotası
Teşkilât, teşkilât, teşkilât!
Devrim yapmanın, yeni bir toplum kurmanın, halkı dönüştürmenin, biricik aracı!
Samsun’dan Erzurum’a uzanan yol, bir teşkilâtçının yoludur. Doğu Vilayetleri Kongresi’nden sonra Sivas’ta 4 Eylül 1919 günü gerçekleşen Genel Kongre’yle teşkilât bütün Anadolu ve Rumeli’yi kucaklar ve partileşir. Artık padişah hükümetini devirecek ve Anadolu’da milli bir hükümet kuracak öncü parti vardır. Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4 Eylül 1919 günü Sivas Kongresi’nde kurulduğunu hep vurgulamıştır.
Teşkilâtlı birikimin içinde olmak
Devrimci, topluma önderlik edecek teşkilâtlı birikimin içinde olan adamdır. Atatürk, hep orada olmuştur. Kendisinin kurmadığı, programını yapmadığı, teşkilâtlara katılmıştır. İttihat Terakki’den sonra Müdafaa-i Hukuk Teşkilatı’na girişi de örnektir. İşte teşkilât vardır ve herkes iş başı yapmalıdır! Atatürk’ün anlayışı bu olmuştur.
Baştan sona teşkilatın eseri
O milliciler, Anadolu ve Trakya’daki yerel kongrelere Ebabil kuşlarının çağrılarıyla gelmediler. Onları toplayan bir teşkilât vardı.
İzmir’e giren süvariler, köylerinden tek tek atlarına binerek gelmemişlerdir.
1920’den 1938’e değin, o dünya ölçeğinde görkemli devrim, baştan sona teşkilâtlanmanın eseridir.
Bugün Atatürk devrimcisi olmak
Ve Atatürk’ün hayatı, baştan sona teşkilâtlı ve teşkilâtçı bir devrim önderinin hayatıdır.
Bugün Atatürk Devrimcisi olmak, teşkilâtlı olmaktır.
Devrim için!
Siyasal iktidar amacıyla!