Küresel efendilerin gerici kültüründe, futbol sevgisi, halkı bölmek için husumet kışkırtma aracıdır.
Halkın mücadelesi, yırtıcılığı dayatan bu ideolojik dayatmayı bozmaktadır.
Toplum adına büyük özlemler için mücadeleye atılmak, taraftarlar arasındaki düşmanlıkların zeminini yok ediyor, barış ve kardeşlik iklimi getiriyor. Halkın mücadele içinde yaşadığı değerler, spor kültürüne ve tribünlere de yansıyor.
Haziran-Temmuz Halk Hareketi, daha iktidar hedefine ulaşmadan toplumu değiştirmeye başlamıştır.
Süper Kupa’yı sporseverlik kazandı
Pazar günü Kayseri’de oynanan Süper Kupa maçı, çağdaşlaşan Türkiye’den görüntülere sahne oldu.
Kayseri caddelerinde Fenerli ve Cimbomlu taraftarlar birlikte dolaştılar.
Tribünlerde kardeşlik iklimi egemendi.
Fenerli seyirci Galatasaray’ın başarısını dostça alkışladı.
Rakip futbolcular maçtan sonra birbirlerini sevgiyle kutladılar.
Bu yıl Süper Kupa’yı Fenerbahçe-Galatasaray dostluğu kazandı; sporseverlik kazandı; taraftarlar kazandı.
Halk Hareketinin getirdiği yeni kardeşlik iklimi
Bütün bu güzel görüntüler, Halk Hareketinin getirdiği yeni iklimi tanımlıyor ve toplumumuzun geleceğine yönelik umutlarımızı besliyor.
Beşiktaşlı, Fenerli ve Galatasaraylı, Halk Hareketinde el ele yürümenin, birlikte özgürlük şarkıları söylemenin, zorbalığa omuz omuza direnmenin tadını aldı.
Türk bayrağı altında bağımsızlık ve özgürlük için toplanmak, çağdaş toplum özlemi ve özgürlük sevdası, takım taraftarlığının önüne geçti. Yurttaşlık ve kardeşlik kültürü, spordaki rekabeti de güzelleştirdi.
Toplum kendi eylemiyle kendisini dönüştürüyor
Devrim, yalnız çürüyen bir sistemi ve o sistemin çürüyen yönetimini yıkmakla kalmaz. En önemlisi: Devrimci eyleme katılan toplum, o mücadelede kendisini de değiştirir; özgürleştirir; çağdaşlaştırır.
Bu olayı, 19 Mayıs 2012’den bu yana Halk Hareketinin her büyük dalgasında yaşıyoruz. Yeni barışçı ve demokratik kültür mücadeleye atılan halk kitlelerinin bağrında gelişiyor.
Halk, barikatları yıkarken, sistemin dayattığı, bencilliklerden, bağnazlıklardan, hoyratlıklardan da kurtuluyor ve arınıyor.
Taraftarlar formaları ve flamalarıyla
halk hareketine kardeşlik rengini verdiler
Futbol, basketbol ve genel olarak spor seyircisi, çağdaş toplumun çok hareketli bir kesimidir. Bu gerçeği İstanbul’dan Kars’a kadar bütün halk eylemlerinde gördük.
Aslında olay, daha önce Dünya Basketbol Şampiyonasında, arkasından Galatasaray Arena Stadyumunun açılışında, büyük kitlelerin AKP iktidarını protestosuyla başladı. Fenerbahçe taraftarı yüzbinler, Türk futbolunu hedef alan tertiplere karşı herkesi hayran bırakan büyük bir mücadele verdi.
Beşiktaş Çarşı Grubu, Haziran- Temmuz Halk Hareketinin yıldızı oldu; bütün milletin gönlünde taht kurdu.
Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor taraftarları, halk eylemlerine formalarıyla, flamalarıyla coşku kattılar ve kardeşlik rengini verdiler.
En son geçen hafta Şükrü Saraçoğlu stadında sporseverler, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Hükümet istifa” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla yeri göğü inlettiler.
AKP iktidarı, çağdaş olan her şeyden korkuyor. Hele sporseverden çok korkuyor.
Taraftar artık husumetin değil dostluğun ve tatlı rekabetin taraftarı olacak
Küresel efendilerin gerici kültüründe, futbol sevgisi, halkı bölmek için husumet kışkırtma aracıdır.
Halkın mücadelesi, yırtıcılığı dayatan bu ideolojik dayatmayı bozmaktadır.
Artık taraftar, bir husumetin değil, tatlı rekabetin taraftarı olacaktır. Toplum adına büyük özlemler için mücadeleye atılmak, taraftarlar arasındaki düşmanlıkların zeminini yok ediyor, barış ve kardeşlik iklimi getiriyor. Halkın mücadele içinde yaşadığı değerler, spor kültürüne ve tribünlere de yansıyor.
Yürüyüşlerde, barikatlarda, alanlarda yaşanan kardeşlik ve dayanışma, toplum hayatımızın her alanına yayılacaktır.
Büyük davalar uğruna mücadele, toplum için en büyük eğitimdir.
Halk, kendi eylemiyle özgürleşiyor ve kardeşleşiyor.