İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:HALK İSYANI TAKSİM’DE DUDAK DUDAĞA ÖPÜŞMEK İÇİN Mİ?

Türkiye halkına karşı ancak “namussuzluk” olarak nitelenecek bir medya operasyonu başlatılmıştır.
Elinde tavası ve tenceresi ayağa kalkan ve ayağa kalkmak için yeniden doğrulan milyonlarca halk ile Taksim’deki o pırıl pırıl çağdaş gençlik arasına bir kama sokuluy...

Tarih:

Türkiye halkına karşı ancak “namussuzluk” olarak nitelenecek bir medya operasyonu başlatılmıştır.
Elinde tavası ve tenceresi ayağa kalkan ve ayağa kalkmak için yeniden doğrulan milyonlarca halk ile Taksim’deki o pırıl pırıl çağdaş gençlik arasına bir kama sokuluyor.
Bin bir oyunun oynandığı ve Türkiye’nin geleceğini belirleyen bir iktidar mücadelesi, örgütsüz, programsız, plansız, siyasetsiz başarıya ulaşmaz.

Bu köşede “yandaş medya” söylemine hiç rastlamadınız. Çünkü asıl yandaş medya Zaman, Yeni Şafak, Taraf, Star, Akit, Bugün değildir.
Sistemin yandaş medyası, Milliyet, Hürriyet, Sabah, Hürriyet ve Vatan’dır.
Hürriyet, Ergenekon-Balyoz tertipleri düzeninde geri plana çekilmişti. Halk hareketinin yükselişiyle birlikte Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin “Amiral Gemisi” olarak yeniden yelkenleri şişirdi.

Halk hareketine “denetim” girişim
Büyük halk hareketi yükselince, hiç Amerikasız Avrupasız olur mu?
Milyonlarca halk Türk bayraklarıyla ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla ayağa kalkmış ve Türkiye’nin geleceğine elkoymuştur. ABD ve Avrupa, birkaç gün içinde bütün araçlarını seferber ederek bu büyük halk hareketini denetim altına alma çabasına girdi. Başaramayacak ayrı! Ancak bu mücadeleyi görmeden ve etkisiz kılmadan ilerlenemeyeceği de ortadadır.

“Gözlerini kapama”dan “yön verme çabası”na…
Hürriyet, Milliyet, Sabah ve Vatan’ın merkezinde yer aldığı Gladyo medyası, özellikler televizyonlar, halk hareketini önce göstermemeye çabaladı. Olmadı. Artık bütün olanaklarıyla yön verme telaşı içindedirler.
Hürriyet’in 8 Haziran 2013 günlü Cumartesi ekini elime alında, “ABD olaya girdi” dedim.

Taksim Meydanı’nda ellerinde bira kutularıyla öpüşüyorlar, Hürriyet’in başlık altından deyişiyle “dudak dudağa aşk yapıyorlar.”

Milyonların özgürlük tanımı
İtirazım yok, kendileri uygun görüyorlarsa yapabilirler. Ama 75 milyonluk halkın kültürüne, yaşam tarzına uymaz. Edirne, Muğla ve Antalya’dan, İstanbul, Ankara, Trabzon, Diyarbakır ve Kars’a kadar, geniş halk yığınları özgürlüğü, meydanlarda dudak dudağa öpüşme olarak tanımlamaz.
Daha önemlisi, Taksim’den Kars’a kadar ayağa kalkan gençlik de özgürlükten bunu anlamıyor.
Ankara kalesini ABD2ye teslim etmiş, tarikat ağlarında çırpınan, Ordusu esir edilmiş, aydınları zindanlara tıkılmış bir Türkiye’de bu özgürlük tanımı, yalnız ve yalnız ABD işbirlikçisi sıcak para komisyoncularına aittir.
“Gençlik” meydanlarda dudak dudağa öpüşme özgürlüğünü kazanınca, sıcak para diktasına hiçbir şey olmaz, hatta bu dikta daha itaatkâr bir gençliğe kavuşur ve pekişir.

Sistemin aşk ve isyanla imtihanı
Hürriyet’in Cumartesi eki orta sayfasını açıyorsunuz: Aşk ve isyan.
Aşk güzel şey, aşksız yaşanmaz.
İsyan da güzel!
Zaten psikolojik harekât güzel kavramlar üzerinden yürütülmez mi?

Ancak emperyalist kültür, Ortaçağ karanlığına boğduğu ülkelerde aşkı katlediyor ve isyanı da eziyor.
Hürriyet, aşka da düşman, isyana da!
Önce bu psikolojik harekâtı saptayalım.

Sistemin efendilerinin
halk ve gençlik arasına sokmak istediği kama
Devamı var:
Haçlı irtica medyası “Camilerde grup seks yapıyorlar” benzeri yalanlarla bir kampanya yürütüyor. Ve bu ortamda Hürriyet, Milliyet ve diğer sıcak para medyasının yayınladığı haber ve fotoğraflara bakın. Haçlı irticanın psikolojik harekâtıyla birleşiyor.
Ve bu yayınlara Beşiktaş’ta, Kadıköy’de, Fatih’de, Ankara Batıkent, İzmir Hatay ve Gültepe, Diyarbakır Bağlar’da oturan yurttaşların evine konuk olun ve onların penceresinden bakın.
Türkiye halkına karşı ancak “namussuzluk” olarak nitelenecek bir medya operasyonu başlatılmıştır.
Elinde tavası ve tenceresi ayağa kalkan ve ayağa kalkmak için yeniden doğrulan milyonlarca halk ile Taksim’deki o pırıl pırıl çağdaş gençlik arasına bir kama sokuluyor.

Millete ideolojik operasyon
Amaç çok açıktır! Halk gençliğine kuşkuyla baksın, hürriyet ve bağımsızlık mücadelesi “dudak dudağa öpüşme” özgürlüğüne indirgensin. O zaman herkes elindeki tavayı ve kepçeyi yeniden mutfak dolabına asacaktır. İstenen budur. Ve bunu isteyen de, dünyanın bir nolu özgürlük düşmanı ABD ve iki nolu özgürlük düşmanı Avrupa emperyalistleridir.
İdeolojik operasyonun bir de örgütlenme boyutu var. Şu resim yine Hürriyet’ten:


Milyonları birleştiren slogan
Milyonlarca halkı birleştiren slogan nedir:
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz.”
Yatakta kamuoyuna poz veren iki gencimiz, “kimsenin askeri olmayacağız” diyorlar. Onlar değil, sıcak para diktatörleri söylüyor bunu. İsyan eden gençlik, Atatürk Devrimini tamamlama kararındadır.

Sistemin planlarına Milet hangi cevabı verecek
Sıcak para medyasının ve İstanbul’un tarikat rantçılarının ne yapmak istediği ortadadır.
Bütün mesele bu halk hareketinin ne yapacağıdır.
Geldiğimiz aşamada, emperyalizm ve Haçlı gericilik, halk hareketini üç siyasetle zayıflatma ve bastırmak peşindedir:
Bir: Mücadeleyi Taksim gezisinde dudaktan dudağa öpüşme özgürlüğüne hapsederek, geniş halk yığınlarını pasifleştirmek. Oysa bu hareket, Taksim Gezi Eylemi değil, milyonlarca halkın iktidar mücadelesidir.
İki: Taksim’e Apo posteri sokarak, halk yığınlarını mücadeleden soğutmak ve arkasından şiddetle bastırmak. Oysa bu mücadele Türk Milletinin Kürdünü kucaklayan bağımsızlık ve birlik eylemidir. Abdullah Öcalan ise MİT Müsteşarı Hasakn Fidan’ın elemanı olarak Milliyetçileri hedef almaktadır.
Üç: Artık ABD’nin Türkiye üzerindeki denetimi için elverişli araç olmaktan çıkan Tayyip Erdoğan’ın yerine BOP Eşbaşkanlığına Abdullah Gül-Fethullah Gülen-Kılıçdaroğlu üçlüsünü tayin etmek.
Bu plan da şimdiden iflas etmiştir.
Sonuç: Bin bir oyunun oynandığı ve Türkiye’nin geleceğini belirleyen bir iktidar mücadelesi, örgütsüz, programsız, plansız, siyasetsiz başarıya ulaşmaz.