30 Ağustos bütün mazlumlar dünyasının zaferiydi. Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele yıllarında, Türkiye’nin “yalnız kendi nam ve hesabına” değil, “bütün mazlum milletlerin, bütün Doğu’nun davası için” savaştığını hep vurguladı (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.11, s.60).
Suriye’nin 30 Ağustos’una can vermek, kan vermek
Kolay değil, 1914 yılından 1922 yılına kadar sekiz yıl, o zamanın büyükbaş emperyalistleri olan İngiliz- Fransız ordularına ve bir dönem Rus Çarlığı’na karşı dört cephede savaştık. “Yedi düvele karşı” dediğimiz altın tarihimiz.
Bugün aynı savaşı Suriye veriyor. 1920’lerin Türkiye’si hangi konumda ise, günümüz Suriye’si aynı konumdadır.
O zaman Mazlumlar Dünyasının yüreği, Mustafa Kemal Paşa’nın zaferi için çarpıyordu; Bugün Beşar Esad’ın zaferi için.
Önümüzdeki 30 Ağustos, Suriye Ordusu’nun 30 Ağustos’u olacak! baBugün 30 Ağustos’u kutlamanın tek bir anlamı vardır: Suriye’nin 30 Ağustos’una can vermek, kan vermek.
Suriye’ye karşı Haçlı Seferinde piyon olmak alçaklıktır, şerefsizliktir.
Kimi titrek solcuların “Ne Şam, Ne Sam” sloganları da, kendileri gibi titrektir. Bugün enternasyonalizm, Suriye, Mısır, Irak ve İran ile dayanışmadır. “Ne Sam, Ne Şam” diyenler, Sam’ın mahcup hizmetkârlarıdır.
Anadolu’ya sürülen piyonların şerefini mi paylaşacaksınız?
1914-1922 yıllarında emperyalistler, üzerimize yalnız kendi orduları ile gelmediler. Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar, sonra Yunan ve Ermeni ordularını da sürdüler.
1919-1922 yıllarında İngilizlerin ve Fransızların güdümündeki ordularda savaşmak, bir askere hangi saygınlığı kazandırdıysa, bugün Suriye seferine hizmetin kazandıracağı itibar, yine odur.
O kara lekeyi kimse TSK’ye süremez
Kore Savaşı dışında, ne Osmanlı tarihinde, ne de Cumhuriyet tarihinde, Türk askeri emperyalist ordularda savaşmadı. Bugün de savaşmayacaktır. Böyle kara bir lekeyi kimse TSK’nin alnına süremez. Bundan eminiz.
Hiçbir komutan, herhalde 2 Eylül günü Yunan Başkomutan Vekili General Trikopis’in, Yunan İkinci Kolordu Komutanı General Diyenis’in veya Tümen Komutanı Albay Vandalis’in konumunda olmak istemez. Ya da savaşı 500 km uzaktan yöneten General Hacı Anesti’nin yerinde olmayı kendilerine yakıştıran var mı?
ABD ve İsrail komutasında savaşmanın bedeli
Haçlı Seferine şu veya bu yoldan katılacak olanları, eğer Suriye Ordusu cezalandırmazsa, eninde sonunda Türkiye’de kurulacak Divan-ı Harb cezalandıracaktır. ABD ve İsrail emrinde savaşmanın herhalde bir bedeli olacaktır.
Genelkurmay açıklama yapmayacak mı?
Geçende Utku Çakırözer, Cumhuriyet gazetesinde utanç verici bir haber yayımladı. Böyle bir haberi bugün yayımlamak da utançtır; eğer bu açıklama “Karargâhtan” yapıldıysa, CIA yalanlarına ortak olmak da utançtır.
Cumhuriyet, 26 Ağustos 2013 Bu yapılan iş habercilik değildir; Tayyip Erdoğan ve İsrail Likud Partisi’nin savaş tezgâhında görev yapmaktır.
Gazeteciliği dün Aydınlık yaptı. Birleşmiş Milletler yetkilileriyle görüşerek savaş tezgâhçılarının oyununu bozdu.
Utku Çakırözer’in haberini yalanlamayan Genelkurmay da, ağır sorumluluk altındadır.
Mert olan komutan, adıyla sanıyla ortaya çıkar ve milletine gerçekleri söyler. Böyle isminden ve imzasından korkan beyanatlarla savaş tezgâhına girmez.
Biz 30 Ağustos’tayız ve hepimiz Suriyeliyiz
Biz 30 Ağustos’tayız. Bugün hepimiz Suriyeliyiz. 30 Ağustos 1922 günü olduğu gibi Mazlumlar Dünyasının askerleri olarak taarruzdayız. Haçlı’ya 30 Ağustos ruhuyla Suriye siperlerinden meydan okuyoruz.
Kocatepe’den uyarıyoruz
Haçlı’nın piyonu olmayı aklından geçiren varsa onları Kocatepe’den, Tınaztepe’den, Çiğiltepe’den, Dumlupınar ve Altıntaş Ovası’ndan uyarıyoruz! Şerefinizi muhafaza edin. Mustafa Kemal’in askeri olun!
3 Mart 2013 günlü ROTA 'da Mustafa Kemal Paşa'nın üniformalı fotoğrafını yayınlamıştık. Hatalı olarak o fotoğrafın "Sakarya Savaşı öncesi" olduğunu yazmışız. Sağ olunhatamızı değerli okuyucumuz Dr. Bülent H. Sakızlıgil düzeltti. Üniformalı yakasındaki mareşal / müşir kokartına dikkat çekiyor. Böyle bilgili ve dikkatli okuyucularımız olduğu için talihliyiz. Dr. Sakızlıgil'e yürekten teşekkürler. Fotoğraf Sakarya Savaşı öncesinde değil, sonra çekilmiş. 11 Kasım 1921 günü Ankara'da. Bilindiği gibi Sakarya Savaşı 23 Ağustos 1921 günü başladı. 13 Eylül 1921 günü Türk Ordusu'nun zaferi ile sonuçlandı. 22 gün sürdü. Mustafa Kemal Paşa'ya 19 Eylül 1921 günü TBMM gazi unvanını verdi ve müşirliğe terfi ettirdi. Mustafa Kemal Paşa, Mareşal olduktan 54 gün sonra, 11 Kasım günü işte bu üniformalı resmi çektirdi.