Herkes Günseli Başar’ın “Avrupa güzelliğini” konuşuyor. Doğru, her yaşta, her zaman güzeldi. Güzel olmanın, bir kültür olduğunu, emekle kazanıldığını, özenle üretildiğini ondan öğrenebilirdik. Türkiye toprağı şimdi Günseli Başar’la çok daha güzel.
Günseli Başar, seçkin bir aydınımızdı. Haftada birkaç kez telefonla arardı. Türkiye’nin tarihi, Atatürk Devrimi ve güncel konularda az rastlanır ölçülerde görüşme, tartışma arzusu vardı. Sürekli okuyor, araştırıyor, inceliyordu. Düşüncelerini açık yüreklilikle ortaya koyuyor ve sorguluyordu.
Ancak bu kadar değil. Dışa açıktı, mücadele insanıydı. Bodrum’da bir bilimsel tartışma düzlemi oluşturdu. Türklerin uygarlık birikimi, Ermeni soykırımı iddiaları gibi konularda milletlerarası toplantılara önderlik etti. Çok seçkin bilim, düşün ve siyaset insanlarını bir araya getirdi. Çok verimli çalışmalar düzenledi.
Bütün bu çalışmalarda açık ve sağlam bir duruşu vardı. “Atatürk’ün kızları” diye güzel bir isimlendirme var. Günseli Başar, bu niteliği zarafetiyle, incelikleriyle, çağdaşlığı ve aydınlığıyla en güzel temsil eden aydınlarımızdandı.
Ve cesurdu. Her yönden kişilikliydi. Yalnız kültürel kimlik ona yetmedi, 2006 yılında beni aradı ve İşçi Partisi’ne üye olmak istedi. İşçi Partisi, Günseli Başar’la daha güzel oldu, daha cesur ve daha özgüvenli oldu.
Herkes Günseli Başar’ın “Avrupa güzelliğini” konuşuyor. Doğru, her yaşta, her zaman güzeldi. Güzel olmanın, bir kültür olduğunu, emekle kazanıldığını, özenle üretildiğini ondan öğrenebilirdik.
Başı dik, karakterli, kişilikli, cesur ve Partili bir aydınımızı toprağa verdik.
Türkiye toprağı şimdi Günseli Başar’la çok daha güzel.