Dağlıca karakolunun duvarları, kullanılan ağır silahların cinsi ve etkisi dışında incelenecek konular? Dahili cephe düşünce ne yapılır?
Genelkurmay Başkanı, 8 askerimiz şehit edilince ve 16 askerimiz yaralanınca, derhal Dağlıca’ya incelemeye gitti.
Orada neyi inceledi acaba?
Karakol duvarlarının kalınlığını mı, atılan havanların ve roketlerin cinslerini mi, neyi?
Şu konular da inceleniyor mu?
- Mehmetçiğe arkadan, hem de iktidar mevzilerinden sıkılmış olan kurşunları da inceledi mi?
- ABD’nin “Türk Ordusunu AKP ile birlikte kafesledik” yolundaki saptamalarının doğurduğu sonuçları inceledi mi?
- Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kendi yurdunda yabancı bir devletin yaptığı operasyonlarda 60’ın üzerinde general ve amiral ile yüzlerce subay ve astsubayın esir verilmesinin ordunun savaş yeteneği üzerindeki etkileri inceleniyor mu?
- Türk Donanması niçin Hasdal’a demirledi, sonuçları araştırılıyor mu?
- Niteliksiz komutanların silah arkadaşlarını birer birer yabancı devlet operasyonuna teslim etmelerinin, Türk subayı ve askerinin maneviyatı üzerinde hangi etkilerde bulunduğu inceleniyor mu?
- Uludere’deki istihbarat tuzağına düşülmesi sonucu karşılaşılan psikolojik harekâttan sonra sınırlardan katırlarla ağır silahlar geçirilmesi serbest ticaret kapsamına alınınca, ne gibi sonuçlarla yüz yüze gelindiğini inceleyen var mı?
- Son baskının yapıldığı Derecik ve Tekeli bölgesinde bir süre önce özel savcılar ve polis tarafından kepçelerle kazılarak “faili meçhul” aranmasının bölgedeki askeri birliklerin morali üzerindeki etki inceleniyor mu? “Katil” diye suçlanan asker nasıl savaşacaktır, inceleniyor mu?
Dahilî cephe düşerse
Harp Akademileri’nde öğrenim gören subaylara, komutanlarını ve silah arkadaşlarını esir alanları ve Atatürk Cumhuriyetini yıkanları ayakta alkışlatmak yerine, iç cephenin düşmesi durumundaki tehlikeye işaret eden şu stratejik ilke incelettirilse iyi olmaz mı:
"Asıl olan dahili cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin vücuda getirdiği cephedir. Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir. Fakat bu hal, hiçbir vakit bir memleketi, bir milleti mahvedemez. Mühim olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren dâhili cephenin düşmesidir. Bu hakikate bizden ziyade vâkıf olan düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için asırlarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar muvaffak da olmuşlardır. Hakikaten 'kaleyi içinden almak' dışından zorlamaktan çok kolaydır." (Gazi Mustafa Kemal Paşa, 4 Mart 1922, bkz. Atatürk’ün Bütün Eserleri, c. 12, s.313 vd)