Cumhuriyet gazetesinin gelenekselleşen Suriye ve İran başlıkları. İngiliz
gazeteleri ne yazıyordu? Tayyip Erdoğan’ın Katar Şeyhi ile marifetleri? Beşar Esad
ne yapıyor? Mustafa Kemal kimin kanını akıttı? Herkese sorduğumuz soru. Dünyanın
en büyük katilinin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı kim, Esad mı? Kan akıtılması
nasıl başladı? Enternasyonal Damat Ferit Ödülü kime verilmeli?
Neymiş
“Suriyeliler İstanbul’da çatıştı.” (Cumhuriyet, 2 Nisan 2012)
Başlık Cumhuriyet gazetesinden, ama Atlantik basınının tavrını temsil ediyor.
İngiliz gazeteleri ne yazıyordu?
Mustafa Kemal Paşa, 1920 ve 1921 yılının ölüm kalım günlerinde İngiliz
altınlarıyla üzerine sürülen “iç isyancıları” tepelerken İngiliz gazeteleri şu başlığı
atıyordu:
‘Türkiyeliler Anadolu’da çatışıyor.’
Cumhuriyet, dört yıldır başlıklarını kesip biriktiriyorum, ne zaman ABD, İran ve
Suriye’ye karşı savaş boruları öttürse, hemen bu tür başlıklar buluyor. ABD’nin Irak
savaşlarında da böyle yapmıştı. Uğur Mumcu katledilince de, hemen CIA’nın basına
servis ettiği manşetleri attı; parmağıyla İran’ı gösterdi. Bu ısrar niçin?
Akıttıkları kanı durdurma memuriyeti
Ortada apaçık bir gerçek var: ABD emperyalizminin bir proje örgütlenmesi olan
BOP Eşbaşkanlığı, Katar’ın 25 milyar dolarıyla Suriye’nin içinde bir takım vatan
hainlerini silahlandırmış ve terör eylemlerine yöneltmiştir. Kanı akıtan işte bu ikilidir
ve şimdi de emperyalistlerin “akan kanı durdurma” memuriyetine soyunmuşlardır.
Kanı akıtan da onlar, durduracak olanlar da!
Esad ne yapıyor?
Bu durumda herkese soruyoruz:
Esad ne yapıyor?
İçinde bir tutam yurtseverlik olan, insanlıktan nasibini alan herkesin vereceği
cevap aynıdır:
Esad, Mustafa Kemal 1920-21’de ne yaptıysa onu yapıyor.
Başka deyişle: Anzavurlarını, Çapanoğlularını tepeliyor.
Kim kimin kanını döküyor?
İngiliz, Fransız ve Amerikan gazeteleri de 1920’de aynen öyle yazıyordu:
‘Mustafa Kemal kan döküyor.’
İngiliz altınlarıyla Ankara’nın çevresini bir ateş çemberiyle çevirenler kan
dökmüyordu!
Yozgat, Yabanabat (Kızılcahamam), Gerede, Hendek, Akyazı, Bolu, Adapazarı,
İzmit, Biga, Konya’da çapulcuları silahlandırıp Ankara’daki genç devrim hükümetinin
üzerine sürenler kan dökmüyordu!
“Mustafa Kemal’i yakalayın öldürün” diye ferman çıkartan Vahdettin kan
dökmüyordu! (Zaten o hain de değil, büyük bir yurtseverdi.)
Ankara’da “Ya İstiklâl Ya Ölüm” diyenleri boğmak için Kuvayı İnzibatiye’yi
teşkilatlandıran İngiliz İmparatorluğu’nun BOP Eşbaşkanı Damat Ferit kan
dökmüyordu!
Biga’da Köprülülü Hamdi Bey gibi bir kahramanı ve 19 Kuvayı Milliye askerini
katleden Aznavur Ahmet Paşa rezili, kan dökmüyordu!
Peki o zaman kanı oluk oluk kovadan boşaltır gibi döken kimdi?
İngiliz basını ve İstanbul’daki Mütareke Basını’nın yazdığına inanırsanız,
Mustafa Kemal Paşa ve Millî Kuvvetler idi.
Müslümanları Esad değil
Tayyip Erdoğan katlettiriyor
En başta mevzilenmeye bakalım.
Esad, bugün dünyanın en büyük katiliyle savaşmaktadır.
Tayyip Erdoğan ise dünyanın en büyük katili ABD ve İsrail ile aynı cephede
Suriye’ye ve Müslüman halka karşı savaşmaktadır.
Tek başına bu manzara, izlediğimiz polisiyedeki “katil kim” bilmecesinin
çözümünü, daha filmin başında açığa vurmuştur.
Geçmişi silelim, 1991 Körfez Savaşı’ndan beri Ortadoğu’da oluk oluk Müslüman
kanı akıtan Büyük Katil var. Ve o Haçlı katilin 22 yıllık piyonları var.
Somut olarak bakarsak, bu kan dökme olayı nasıl başladı?
Bellekler paslandıysa, vicdanlar da kabuk mu bağladı?
Bu olaylar, CIA-MOSSAD-MİT’in örgütlediği Suriye Anzavurlarının yüzlerce
asker ve polisi katletmesiyle başlamadı mı?
Dünyanın gözü önünde Katar Şeyhi’nin 25 milyar dolarıyla beslenen ihanet,
kan dökecek, sabotaj yapacak, iç çatışmalar kışkırtacak ve Suriye yönetimi bu
emperyalist plana teslim olacak!
Irza geçen “insan hakları”
Şehidin üzerine işeyen demokrasi
Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Fethullah Gülenlerin her gün reklâm ettikleri
“demokrasi” ve “insan hakları”nı artık insanlık tanıdı.
Irak’a kadınların ırzına geçerek götürülen “demokrasi”yi gördük.
Afganlı mücahidin üzerine işenerek uygulanan “insan hakları”nı bütün dünya
biliyor artık.
“Kurtardıkları” Libya manzaralarını görmemek için, insanlık ellerini yüzüne
kapatıyor.
Türkiye’de Amerikan güdümünde kurdukları Haçlı diktasını da yaşıyoruz.
Enternasyonal Damat Ferit
Tayyip Erdoğan, yalnız Türkiye’nin Damat Ferit’i değildir; Suriye’nin de Damat
Feriti’dir.
BOP Eşbaşkanlığı, bir Anzavur görevidir.
Enternasyonal ve bölgesel görev!
Mustafa Kemal devrimciliği ile Anzavurlar arasındaki mücadele, kendileri de
itiraf ettiler, 88 yıldır, hayır 92 yıldır, hatta 1876’dan bu yana 146 yıldır sürüyor.
Sıradaki Anzavur gelsin
Mustafa Kemal devrimciliği, İngiliz emperyalizminin Anzavurlarını tepelemişti.
Sıradaki gelsin, yine tepeleyecektir.
Her Kurtuluş Savaşı, aynı zamanda iç savaştır!
Beşar Esad da, kendi Anzavurlarını tepelemektedir.