İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek: “ERMENİ SOYKIRIMI” YALANINA KARŞI HEMEN YAPILACAK İŞLER

Ermeni soykırımı yalanına karşı mücadele, “Ermeni lobisi”yle mücadele değil, emperyalizme karşı mücadeledir. “Ermeni lobisi”, vatanımızı bölemez; ama ABD emperyalizmi bölmektedir.
Hödükçe söylemler derhal terk edilmeli, uygarlık değerlerine dayanmalıyız.
...

Tarih:

Ermeni soykırımı yalanına karşı mücadele, “Ermeni lobisi”yle mücadele değil, emperyalizme karşı mücadeledir. “Ermeni lobisi”, vatanımızı bölemez; ama ABD emperyalizmi bölmektedir.
Hödükçe söylemler derhal terk edilmeli, uygarlık değerlerine dayanmalıyız.
1914–1922 yıllarındaki Kurtuluş Savaşımızda Ermeni sorununun yeri üzerine çok geniş bir eğitim seferberliği başlatmalıyız.
Avrupa ve ABD’deki 5 milyon Türkü, doğru stratejiyle, uygun siyasetle, bilgiyle, hukukla ve haklı zeminde ayağa kaldırmalıyız.

Fransa Meclisi’nin kabul ettiği “Ermeni soykırımını inkar edenlere” ceza öngören yasa, 5 Ocak-22 Şubat 2012 günleri arasında senato gündemine alınabilecektir. Bu kısa süreyi çok iyi değerlendirmek gerekir.

“Ermeni lobisinin oyunu” değil!
Öncelikle tehdidin boyutlarını doğru saptamalıyız. Türkiye’ye dayatılan “tarihiyle yüzleşmesi” falan değildir. Kemalist Devrimi tasfiye eden emperyalistler, Türkiyemize bölünmeyi ve piyon görevlerini dayatmaktadırlar. O nedenle karşılaştığımız olay, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ve Devlet Bahçelilerin söylediği gibi, “Ermeni lobisinin oyunu” değildir. Emperyalist tehdidi perdeleyen ve vaziyeti Ermeni düşmanlığıyla “idare eden” bu söylem, bugünkü bozgunun asıl sebebidir. O nedenle ilk yapılacak iş, kafayı kumdan çıkarmaktır.
“Ermeni lobisi ile savaş”, hem Türkiye’ye yakışmaz, hem de uluslararası alanda güç kazandırmaz. Ama “Ermeni soykırımı yalanı” ile ABD’nin emperyalist planları arasında bağ kurulursa, dünyada çok geniş bir güç etkilenebilir. Fransa halkının mümkün olduğu kadar geniş desteği de böyle kazanılır.

Emperyalist tehdide cevap:
Emperyalizme karşı mücadele
Mücadele, uluslararası düzlemde kabul görecek emperyalizme karşı vatan savunması eksenine oturtulmalıdır. Çünkü 1915 gerçeği de, 2011 gerçeği de bizim vatan savunması cephesinde bulunmamızdır.
Emperyalist saldırıya bir tek stratejiyle cevap verilebilir: Emperyalizme karşı koymak.
Ermeni soykırımı yalanına karşı mücadele, “Ermeni lobisi”yle mücadele değil, emperyalizme karşı mücadeledir. “Ermeni lobisi”, vatanımızı bölemez; ama ABD emperyalizmi bölmektedir.

Avrupa ve ABD’deki büyük gücümüz
Bugün mücadele Fransa’da odaklanmaktadır. Türkiye’nin Fransa’da 550 bin yurttaşı yaşamaktadır. Birinci tehdit, Türkiye’nin bölünmesi ise, ikinci tehdit Avrupa’daki yurttaşlarımızın köleleştirilmesi ve “soykırımcı” bir milletin üyeleri olarak aşağılanmasıdır. Avrupa’daki yurttaşlarımız, hayatlarının her anında ve her alanda, okulda, işte, sokakta ikinci sınıf konumuna itilmektedir. Bu olayı, hem onlara, hem de Fransızlara ve bütün Avrupa devletlerine iyi anlatmalıyız. Fransız yönetimi, Fransa’yı istikrarsızlaştıracak fitili ateşlemektedir.
Fransa hükümeti, bu tür emperyalist girişimlerle, yalnız Türkleri değil Paris nüfusunun içinde önemli ağırlığı olan bütün Afrikalıları ve Müslümanları da hedef almaktadır.

Hödükçe söylemler derhal terk edilmeli,
uygarlık değerlerine dayanmalıyız
Fransız milletini ve Fransız tarihini aşağılayan hödükçe söylemler derhal terk edilmelidir. O hezeyanları köpükler saçarak bağıranlar, bütün Fransız milletini ve Avrupa halklarını emperyalistlerin kucağına itiyorlar. Görevleri bu!
Fransızlar dünyanın sayılı milletlerindendir ve devrimci bir tarihleri vardır. Fransa hükümeti, Türkiye’ye yönelik emperyalist tertibin içinde yer aldığı için hedef alınmalıdır ve bütün Fransa halkına, ABD planlarına alet olmama uyarısı yapılmalıdır.
Talât Paşa Komitesi’nin İsviçre, Almanya, Fransa ve bütün Avrupa’daki söylem ve sloganlarını örnek almalı, çağdaş uygarlığın ortak değerlerine dayanmalıyız.
ABD ve Avrupa yeni Ortaçağ’a girmiştir. Ve Engizisyonun cadı kazanını kaynatıyor. Bu emperyalist gericiliğe karşı demokratik devrimlerin değerleriyle taarruz ettiğimiz zaman başarı kazanacağız.
Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül Devlet Bahçeli ve Davutoğlu’nun söylemleriyle dünyada herkes düşman yapılır ve ABD emperyalizminin ve Sarkozy’nin planlarına hizmet edilir. Edilmektedir!

Öğrenme ve öğretme seferberliği
“Ermeni soykırımı” yalanına karşı mücadele, hiçbir zaman Türkiye hükümetlerinin meselesi olmadı. Hele bugünkü BOP Eşbaşkanlığı, hep karşı cephede yer aldı. Tıpkı İsrail’e “van minüt” deyip, İsrail ile birlikte Suriye ve İran düşmanlığı yapması gibi. Bu nedenle toplumumuz “Ermeni soykırımı” yalanına karşı bilgilendirilmedi. Bu işi yıllardır Cumhurbaşkanı Denktaş başkanlığında Talat Paşa Komitesi yaptı.
Dünyayı Ermeni sorunu konusunda aydınlatmak hamasetle ve palavrayla olmaz. Hele içe dönük, içi boş bağnaz “milliyetçi” söylemlerle hiç olmaz. Dikkat edilirse bu söylemlerin sahipleri, milliyetçilik perdesi altında 50 yıldır ABD tetikçiliği yapmaktadırlar.
1914–1922 yıllarındaki Kurtuluş Savaşımızda Ermeni sorununun yeri üzerine çok geniş bir eğitim seferberliği başlatmalıyız. Yurt içindeki ve yurt dışındaki on binlerce propagandacıyı bu amaçla bilgiyle donatmalıyız.

Ders kitapları
Bu konuda temel metin olarak, Doğu Perinçek’in “Ermeni Sorununda Strateji ve Siyaset” kitabını öneriyorum. İçinde gerekli olan temel bilgiler vardır.
Özel olarak Ermeni sorunu konusunda ise, en ikna edici belgeler, Ermeni ve Rus belgeleridir. Gerçeği “Soykırıma uğradığı” söylenen Ermeni devlet adamları ve tarihçilerin saptamalarıyla ortaya koyduğumuz zaman, iftiralar yerle bir oluyor. Ruslar ise 1917’ye kadar düşman cephededir ve aynı zamanda yaşananların birinci tanığıdır.
Bu konuda en özlü ve etkili çalışma, Mehmet Perinçek’in Doğan Kitap’tan çıkan “Rus Devlet Arşivlerinden 100 Belgede Ermeni Meselesi” kitabıdır. Bu kitabı Mehmet, rahmetli Büyükelçi Gündüz Aktan’ın önerisiyle hazırlamıştı ve 100 belgeyi içerdiği için çok etkilidir.
İkinci önemli eser ise, Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin “Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok” adlı 1923 yılında yazdığı ünlü raporudur (Kaynak Yayınları).

Fransızcaları da var
Mehmet Perinçek’in “100 Belge” kitabının Fransızca bir özeti vardır ve bu kitap 10 binlerce basılıp, Fransız kamuoyuna ve etkili çevrelere ulaştırılmalıdır ve yüz yüze anlatılmalıdır.
Kaçaznuni’nin kitabı ise Fransızca yanında İngilizce ve Almanca olarak da basılmıştır. Çok sarsıcıdır.
Bunlar dışında Lozan Mahkemesi’nde bilirkişi olarak dinlettiğimiz Jean Michel Thibanx, Prof. Dr. Justine Mc. Chartey, Albert Hourriet, Mehmet Perinçek’in tanıdığı Rus bilim adamları gibi Batının erdemli namuslu ve birikimli bilim adamları ve aydınları ile Fransa’nın nitelikli tarihçileri harekete geçirilmelidir.

Hukuka dayanmalıyız
“Soykırım” kavramını bilen bilmeyen ulu orta kullanıyor. Birçoğu, eline bir soykırım çamuru almış önüne gelenin alnına yapıştırıyor. Bizim bağnaz, sizde milliyetçilerimiz en çok yapıyor bunu.
Oysa “soykırım” kavramı, katliam veya kırım (massaker) kavramlarından farklıdır. 1948 yılında Birleşmiş Milletler düzenlemesiyle hukuka girmiştir. 1948 öncesi için zaten bu kavram kullanılamaz. Kaldı ki, soykırımın özel bir hukuki tanımı vardır.
Türkiye’de bu konuları çok iyi bilen hukukçular var. Örneğin E. Büyükelçiler Pulat Tacer, Bilal Şimşir, Şükrü Elekdağ, Onur Öymen, Deniz Bölükbaşı ve İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz ile Haluk Dural gibi. Soykırım hukukunun ana hatları, bu alanda mücadele veren görevli ve gönüllülere çok iyi kavratılmalıdır.

Kararlı, aktif mücadele ve taarruz taktiği
Konuyu, korkakların ve teslimiyetçilerin “Ermeni lobisine karşı mücadele” zemininden cesurların emperyalizme karşı mücadele zeminine taşıdığımız an, kararlılığımızı en baştan ortaya koymuş oluruz.
Talât Paşa Komitesi, bir komitedir ama ABD’yi ve Avrupa’yı korkutmuştur. O nedenle koskoca Avrupa Parlamentosu karar almıştır ve Beşiktaş yargısı da harekete geçirilmiştir. Türkiye’nin yönetim koltuklarında oturanların ise, emperyalistlerin sözleşmeli personelleri olduklarını herkes biliyor. O nedenle telefonlara bile çıkmıyor, onları aşağılıyorlar.
Taarruza geçmenin tek somut uygulaması, Avrupa ve ABD’deki 5 milyon Türk’ü, doğru stratejiyle, uygun siyasetle, bilgiyle, hukukla ve haklı zeminde ayağa kaldırmaktır. Bu tavır, sinek vızıltısı kabilinden “yaptırımlar”dan çok etkilidir.

Çiğneye çiğneye
Ermeni soykırımı yalanını Avrupa ve ABD merkezlerinde çiğneye çiğneye yok ederiz.
Lozan’dan sonra “Ermeni katliamı” yalanını hiç duyan oldu mu?
Emperyalistlerin planlarını bozarsak, yalanları da piyasadan kalkar.