İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Aydınlık dergisinin 21 Kasım 2010 tarihli son sayısında Anadoludaki kültürel zenginliğimizin farklılıklarımız değil benzerliklerimiz olduğunu ve uygarlık birikimimizi irdeliyor. Sayın Perinçek'in başyazısını aşağıda sunuyoruz.
MİMARLIK SEMPOZYUMUNUN VURGUSU
Bu yazıyı yazmayı düşüneli neredeyse bir yıl oluyor. 1978 Aydınlık gazetesinin emektarlarından, Mimar Çetin Tavman arkadaşım, 2009 yılının son gününde yazdığı mektubuyla bilgilendirmişti. “Kültürel Çeşitlilik- Toplumsal Gelişim- Mimarlık Sempozyumu” 10–13 Aralık 2009 günlerinde
Antakya’da toplanmış. Oktay Ekinci de 30 Aralık tarihinde Cumhuriyet’teki yazısında aynı toplantıya dikkat çekmişti. “Kültürel Çeşitlilik” başlığıyla yapılan toplantı, Sonuç Bildirgesi’nde hepimize asıl zenginliğimizi hatırlatıyor:
“Bir kültürel alaşım olan Anadolu’daki asıl zenginliğimiz, farklılıklarımız değil, benzerliklerimizdir.”
BÜYÜK UYGARLIKLAR, BÜYÜK BİRLEŞMELER YARATIYOR
Türkiye’de milli devletin kuruluş döneminde doğal olarak birleşmeye vurgu, ön plana çıkmıştı. Kantarın topuzu kaçınca, Anadolu ve Trakya’mızın birikiminin farklı kökenleri inkâr edildi. O zaman bu farklı kökenlerin bir zenginlik olduğunun kavranması gerçekten önemliydi.
Karışmadan, çeşitli kavimleri kaynaştırmadan, farklı kültürel birikimleri birleştirmeden yaratılmış önemli bir uygarlığa rastlanmıyor. Devlet ve uygarlık kurmak, bir yönüyle kabilelerin kan ağlarının çözülmesiyle ve farklı etnik toplulukların birleştirilmesiyle oluyor. Bu konuyu Bilim ve Ütopya Dergisi’nin Ekim 2010 tarihli sayısında, Türk tarihi bağlamında incelemiştik.
Büyük imparatorluklar, farklı kavimlerin birleştirilmesiyle ortaya çıkmış. Büyük uygarlıklar da işte o kaynaşmaların eseridir. Etnik gruplara bölünerek gerçekleştirilmiş bir uygarlık örneği bulunmuyor. Uygarlığın da kaynağı olan zenginleşme, kabile topluluklarının çok ötesinde sayıca büyük insan emeğinin ürünüdür. İmparatorluklar, hep halkları birleştirerek büyük zenginlikler yaratmış. Tarihin
bütün büyük atılımlarını hatırlayalım; Mezopotamya, Çin, Hint, Mısır, Roma, Yunan, Fars, Türk, Arap, Rus, İspanyol, Fransız, Alman, hepsi büyük birleşmelerin eseridir.
DEVRİMLERİN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ
Yalnız imparatorluklar değil, devrimler de öyledir.
Devrimler halkları birleştirmiş, gericilik bölmüştür.
Demokratik devrimleri alalım: İngiliz, Amerikan, Fransız, Alman, İtalyan, Rus, Çin, Türk, İran devrimleri hep birleştiricidir. Birleştiremeseydi devrim de olmayacaktı, demokrasi de olmayacaktı, özgürlük de olmayacaktı, sanayileşme de olmayacaktı.
Demokratik devrimlerin kesintisiz devamı olan sosyalist devrimler de birleştiricidir: Sovyet Devrimi, Çin Devrimi, Doğu Avrupa’nın ve Ezilen Dünyanın bütün emekçi devrimleri halkları birleştirmiştir. Karşıdevrimler ise bölmüştür. İşte Rusya, Yugoslavya, Çekoslovakya örnekleri.
Bugün Çin mucizesi deniyor. Çin mucizesi, devrimin birleştiriciliğinin mucizesidir.
GÜNÜMÜZ UYGARLIĞI
Çin, Hindistan ve Brezilya bugün Gelişen Dünyanın yükselen burçları. Etnik gruplara bölündükleri için değil, etnik toplulukları birleştirdikleri için büyük bir ekonomik atılımı başarıyorlar ve 21. yüzyıl uygarlığının başını çekiyorlar.
Bütün büyük milletlerin zenginlikleri ve itici güçleri, birlikleridir. Farklılıklar, büyük birleşmeleri beslediği sürece zenginlik kaynağıdır. Farklılıklar, yan yana ve farklı olarak kaldığı sürece herhangi bir zenginliğin ve güzelliğin yaratıldığına tanık olunmuş değildir.
TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Kemalist Devrim’in birleştirdiği Türkiye, bir karşıdevrimle fiilen bölünmüştür ve resmen de bölünmeye sürüklenmektedir. Bu bölünmeyi insan hakkı, ilerleme, değişim gibi kavramlarla topluma dayatanlar, dikkat edilsin emperyalistlerdir ve her türden gericidir.
ZENGİNLİĞİMİZ BİRLİĞİMİZDİR
Kürt Türkten ayrılacak, Türkiye halkı bölünecek de ne olacak?
Bu bölünme, bütün milletimize ilkelliklerden, yükselen uygarlığın iyice kenarlarına itilmekten, Ortaçağ kuyularına yuvarlanmaktan, kanlı boğazlaşmalardan, esaretlerden başka ne getirecek?
Farklılıklar, birliğin uygarlaşma damarlarını beslediği sürece zenginliktir.
Asıl zenginliğimiz, farklılıklarımız değil; birliğimizdir.
Bayramlar, birleşmelerin bayramlarıdır.
Dünyada bölünmenin bayramı var mı?
TERCAN LOLAN AŞİRETİNE SELAM
Tercan Lolan aşiretinden Ersin Nebi’nin mektubuna yazdığım cevap, başka cezaevine sevk edildiği için geri geldi. Tanıyanlar lütfen duyursun. Lolanların bayramını yürekten kutlarım.