Kim kiminle savaşıyorsa, o onunla savaşıyordur
Bugünkü AKP 28 Şubat’ın devirdiği hükümetin içindeydi
28 Şubat DSP ve MHP’yi büyüttü
28 Şubat’ın hükümet projesi yoktu
Atatürk’ü tutuklayamadıkları için askerlerini tutukluyorlar
Karşıdevrimin son icraatları
“Çar Büyük Petro’nun karısı Çariçe Katerina, Prut Savaşı’nda, yıl 1710, Baltacı Mehmet Paşa’nın çadırını ziyaret etti.”
“Genç Türk Devrimcilerini Mason localarından Siyonistler yönlendiriyordu.”
“Lenin, Alman vagonunda Rusya’ya gelip, Alman parasıyla ve Siyonistlerin talimatıyla 1917 Ekim Devrimini yaptı.”
“Stalin, Çarlık ajanıydı.”
“Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’ya Vahdettin yolladı, ikisi birlikte Kurtuluş Savaşı’nı başardılar.”
“İstiklal Savaşımızı İngilizler destekledi.”
“Atatürk, İngilizlerin ve Siyonistlerin yönlendirmesiyle laikliği getirdi.”
“Mao’yu Amerika destekledi.”
“Fidel Castro’yu Küba diktatörü Batista’yı devirsin diye ABD kullandı.”
“27 Mayıs Devrimini Menderes Moskova’ya gidiyor diye ABD yaptırdı.”
“28 Şubat’ı CIA planladı ve İsrail de işin içindeydi.”
Kim kiminle savaşıyorsa
O onunla savaşıyordur
Tarihsel süreçleri dedikodularla açıklayan o kadar örnek vardır ki…
Ve tarihteki mevzilenmeleri bir parmak darbesiyle istediği gibi düzenleyen o kadar “komplo teorisi” uydurulmuştur ki…
Oysa tarihteki mevzilenmeler öyle çetrefilli değildir; apaçıktır. Kim kiminle savaşıyorsa, cepheleşme onlar arasındadır. Ve kim kiminle birlikteyse, onlar aynı cephede savaşıyordur.
Mustafa Kemal Paşa, İngiliz emperyalizmine karşı savaşıyorsa, siz bir takım hikâyelerle veya sözümona “vesikalarla” veya hatıralarla Mustafa Kemal Paşa’yı İngiliz işbirlikçisi yapamazsınız!
Bugünkü AKP 28 Şubat’ın devirdiği hükümetin içindeydi
Çok açık bir gerçek var, yaşanan bir cepheleşme var. 28 Şubat, Erbakan-Çiller hükümetine karşıydı. Ve bugünkü AKP, o hükümetin içindeydi. Ve bugün AKP iktidarı, 28 Şubat’a karşı savaşı bir karşıdevrimle sürdürüyor.
28 Şubat, AKP iktidarını getirmedi, tam tersine AKP’nin dahil olduğu iktidarı yıktı ve AKP iktidarını 5 yıl ileri attı.
28 Şubat olmasa, adı fark etmez, AKP 1998 yılında tek başına iktidara gelecekti; öyle planlanmıştı. 28 Şubat, o planı bozdu. ABD, o nedenle “Binyılın Meydan Okuması” parolasıyla doğrudan 28 Şubat’ın binyılına meydan okuyan tatbikatın hazırlığına başladı.
28 Şubat DSP ve MHP’yi büyüttü
28 Şubat, Ecevit’i iktidarın merkezine oturttu. 1997 Haziranından sonra bütün hükümetlerin merkezinde hep Ecevit vardı. Hem de çok az milletvekili olduğu halde. Ve 1998 Nisanındaki seçimde, irticayı temsil eden partinin oyu yüzde 21’den 15’e düştü. ABD vatandaşı, Susurluk kraliçesi Tansu Çiller’in oyu yüzde 19’dan 12’ye düştü.
28 Şubat, Ecevit’i birinci parti yaptı ve Devlet Bahçeli’yi de ikinci parti yapıp yanına oturttu. Eğer 28 Şubat’ın ürünlerinden söz edecek isek, o ürün DSP ve MHP’nin yükselişidir.
28 Şubat’ın hükümet projesi yoktu
28 Şubat’ın eksiği, zaafı, yanlışı da buydu. 28 Şubat, bir iktidar tasarımı değildi, bir hükümet hedefi yoktu. İktidardaki Amerikancı Tansu Çiller-İrtica koalisyonunu zayıflattı ve halkın “Karanlığa Karşı Aydınlık” mücadelesinin de desteğiyle onları iktidardan indirdi.
Atatürk’ü tutuklayamadıkları için askerlerini tutukluyorlar
Ve bugün Atatürk Devrimini, 27 Mayıs Devrimini ve 28 Şubat’ın 8 yıllık eğitimini tasfiye eden karşıdevrim, Atatürk’ü tutuklayamadığı için, 28 Şubat’ın komuta kademesini tutukluyor. Ergenekon, Balyoz, Kafes, Poyrazköy, Andıç, İşçi Partisi-Aydınlık-Ulusal Kanal operasyonu devam ediyor.
Bu operasyon Cumhuriyet gazetesi yazarlarının söylediği gibi “Post modern darbeye karşı” yapılmıyor, bu arkadaşlar, 28 Şubat sürecinde yazdıklarını hiç okumuyorlar mı?
Karşıdevrimin son icraatları
Bu tutuklamalar ilerleyen karşıdevrimin son icraatlarıdır. Atatürk Devriminin tasfiyesinde son darbeler indirilmektedir. Ve müjdeler olsun bütün akılsızlara, ABD TSK’yi sindirerek, İkinci İsrail’i ilana hazırlanıyor ve Türkiye’yi bölüyor. Direnecek silahlı gücün direncini kırıyor.
Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu gibiler, alenen ve resmen Kürdistan’ı kuran, Türkiye’yi bölen operasyonun yamakları konumundadırlar. Tayyip Erdoğan’ın avucu içindedirler. Demokrasi adı altında Türk Ordusunun eğilmesine ve Türkiye’nin bölünmesine alet olmaktadırlar.
Org. Necdet Özel ise, şu anda TSK’nin değil, TSK’yi dağıtan operasyonun kumanda mevkisindedir.