Teröre son vermek isteyen herkes, birbirine en önce, en önemli soruyu, tekrar
tekrar sormalıdır. Gazeteler, televizyonlar bu soruyu tartışmalıdır. Bu soruya cevap
vermekten kaçarak, Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülemez.
En önemli soru şudur:
Niçin 2007 yılından bu yana Türk Ordusuna bu operasyonlar yapılıyor? Niçin 60’ın
üzerinde görevli general ve amiral, yüzlerce görevli subay, yine yüzlerce emekli
komutan ve subay dalgalar halinde tutuklanarak hapse atılıyor? Niçin Türk
Ordusunun savaş yeteneği tahrip ediliyor?
Türkiye’yi bölmek için
TSK’yi etkisiz kılacaksın!
Eğer Türkiye’nin bölünmesi ve Kemalist Devrimin tasfiyesi amacı olmasa, bu
uygulamaların bir anlamı olabilir mi?
Türkiye’yi bölmek için Türk Ordusunu etkisiz hale getireceksin!
Soru, bu nedenle en önemli sorudur ve cevap da, yaşanan süreci olanca
gerçekliğiyle açıklıyor.
TSK’yi sırtından vuranlar ile
Mayın döşeyenler aynı camiadan
Yabancı bir devlet, Türk Ordusuna kendi ülkesinde operasyon yapıyor. Ve bu
operasyon iktidardaki BOP Eşbaşkanlığı marifetiyle yürütülüyor. TSK, iç hat
durumuna düşmüş ve her gün sırtından vurulmaktadır. TSK’yi sırtından vuranlar ile
mayın döşeyen ve pusu kuranlar arasındaki işbirliği, her gün yaşanan olaydır.
Ve hazin olanı, ABD’nin Türk Ordusunu savaşmadan yenme stratejisine,
bugüne kadar Org. Işık Koşaner dışındaki komutanlar, savaşmadan yenilme
stratejisiyle cevap vermişlerdir.
5 yıldır yaşanan olgular karşısında, şu saptamalardan kaçınmak için, ya hain
olmak gerekir, ya da budala:
1. ABD Türkiye’yi bölmeye kararlı
Bir: ABD emperyalizmi Türkiye’yi bölmeye kararlıdır.
“ABD, Türkiye’nin birliğini istiyor; PKK terörüne karşı bizimle işbirliği yapıyor”
türünden görüşler bu büyük tertibin içinde olanlara aittir.
ABD, PKK terörüne karşı olsa, AKP’yi Türkiye’nin tepesine oturtmaz, Fethullahçı
Gladyo’yu örgütlemez ve bu operasyonu yürütmezdi. 2002 yılında neredeyse sıfıra
inmiş olan terör, ABD’nin Ergenekon-Balyoz vb. operasyonuyla bugünkü noktaya
gelmiştir.
2. İktidara oturtulanlar
Bölme harekâtının memurları
İktidar sahipleri, Türkiye’yi bölme operasyonunun memurlarıdır. ABD ile bu
amaçla “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma” yaptıklarını itiraf etmişlerdir ve bu
anlaşmayı uyguluyorlar. Eğer mevcut yönetim, teröre son vermek isterse, Türk
Ordusuna karşı operasyonları derhal durdurur, Silivri ve Hasdal kapılarını derhal
açar. Tek başına bu uygulama, bölünme sürecini tersine çevirmeye yeter.
Teröre son vermek için emperyalist merkezlerden akil adam aramaya ne hacet!
İşte size akıl:
Askeri arkadan vurmaya son verin ki, Türk Ordusu terörü etkisiz hale
getirebilsin!
Yapmazlar, yapamazlar! Çünkü görevleri, ABD’nin planına bağlanmışlardır.
Halkı aldatmak dâhil, her uygulamaları bu kapsamdadır.
Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu da “Darbeciler içeri atılsın” teranesiyle aynı
planda rol üstlenmişlerdir. Askeri sırtından vuranlar ve alkışlayanlar, bölücü teröre
en hakiki desteği veriyorlar.
3. ABD-AKP-PKK’nin ortak hedefi:
Kemalist devrimi tasfiye
ABD, AKP ve PKK arasındaki cephe birliği, yalnız İkinci İsrail’i kurmakla sınırlı
değildir. Kemalist Devrimi tasfiye etmek, ABD’nin de, AKP’nin de, PKK’nin de ve şimdi
AKCHP yönetiminin de ortak amaçlarıdır ve bu amaçlarına esas olarak ulaşmışlardır.
O nedenle BOP Eşbaşkanlığının sözümona PKK terörüne karşı görüntüler verme
gayreti, bütünüyle düzenbazlıktır.
Bu cephe birliği İmralı ve Oslo’da kendi deyişleriyle “yüzde 95 mutabakat”
sağlamıştır. Yakın zamana kadar Tayyip Erdoğan’a bağlı olan ve bugün Abdullah
Gül-Fethullah Gülen işbirliğinin hizmetinde görev yapan Emre Uslu, Tayyip Erdoğan’ı
temsil edenlerin, Oslo’da PKK ile yaptığı anlaşmanın nerelere vardığı konusunda
açıklamalarda bulundu (Taraf, 10 Haziran 2012). AKP ve PKK, hedeflerine ulaştıktan
sonra TSK komutanlarını savaş suçlusu olarak yargılamak konusunda bile
anlaşmışlar.
Ucu gösterilen bu iddia, ciddi bir tehdittir ve yakında kasetleri çıkarsa kimse
şaşırmamalıdır. Çünkü AKP-PKK işbirliği stratejiktir. İkisi de ABD’ye mahkûmdur.
4. Türkiye silahla bölünüyor
Saf yürekliler, gaflet içindedirler ve PKK’nin psikolojik savaş görevlileri, yıllardır
barış çağrıları yapıyorlar.
Peki, barış istemiyorsa Türk Ordusunun savaş yeteneğini kıran bu
operasyonlar niçin uygulanıyor ve niçin destekleniyor?
Çok açıktır: Türkiye silahla bölünmektedir. Ve silahla bölmek için de, Türkiye
silahsızlandırılıyor.
En önemli soruyu herkes birbirine sorsun
Tekrar en önemli soruya dönüyoruz:
Türk Ordusuna karşı 2007 yılında Ümraniye’de Astsubay Oktay Yıldırım’ın
tutuklanmasıyla başlayıp en sonunda bizim ta o zaman öngördüğümüz gibi
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’a uzanan bu operasyon niçin?
Türk Ordusunun komutanları, subayları, astsubaylar, en alçakça suçlamalarla,
tertiplerle niçin esir alınıyor?
5 yıldır TSK’nin itibarını kırmak için akıl almaz iftiralarla yürütülen bu psikolojik
savaş niçin?
ABD güdümlü bu psikolojik harekâtın tetikçileri niçin Tayyip Erdoğan ve
Abdullah Gül’ün güdümündeki medya organlarıdır?
Teröre son vermek isteyen herkes, birbirine en önce, en önemli soruyu, tekrar
tekrar sormalıdır. Gazeteler, televizyonlar bu soruyu tartışmalıdır.
Bu soruya cevap vermekten kaçarak, Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülemez.