İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek: Biz, Cumhuriyet ihtilâlini, hepimiz Esin olalım diye yapmıştık ve şimdi Esin Afşarsız bir cumhuriyette yaşıyoruz

Esin Afşar, mavi ışıklı özgür bakışıyla, aydınlık yüzüyle, kendine güvenli dik duruşuyla, halkını ve bütün insanlığı kucaklayan yüreğiyle, uygarlık bilinci, sorumluluk duygusu ve olanca saflığıyla Cumhuriyet yurttaşını tanımlar. Cumhuriyetimiz Esinlerle cum...

Tarih:

Esin Afşar, mavi ışıklı özgür bakışıyla, aydınlık yüzüyle, kendine güvenli dik duruşuyla, halkını ve bütün insanlığı kucaklayan yüreğiyle, uygarlık bilinci, sorumluluk duygusu ve olanca saflığıyla Cumhuriyet yurttaşını tanımlar. Cumhuriyetimiz Esinlerle cumhuriyet olmuştur ve Esinlerin Cumhuriyetidir. Biz, Cumhuriyet ihtilâlini, hepimiz Esin olalım diye yapmıştık ve şimdi Esin Afşarsız bir cumhuriyette yaşıyoruz.


Bugün Cumhuriyetimizi iki sözcükle tarif etmemi isteseniz, Esin Afşar derim.

Türkiye Cumhuriyeti’ni, Osmanlı devletini yıkan ihtilalciler kurdu. Atatürk’ün deyişiyle “yeni bir toplum” için. O nedenle Devrimci Cumhuriyet, kimilerinin sandığı gibi devlet vurgusu değildir; amaç çağdaş, özgür toplumdur. Üretici ve yaratıcı yurttaşların, erdemlilerin, gönül insanlarının toplumu!

Özgüvenli, dik duruşlu Esin Yurttaş
Esin Afşar,
İri, mavi ışıklı, özgür bakışıyla,
Aydınlık yüzüyle,
Kendine güvenli, göğsü ilerde, dik duruşuyla,
Halkını ve bütün insanlığı kucaklayan yüreğiyle,
Uygarlık bilinci, sorumluluk duygusu ve olanca saflığıyla Cumhuriyet yurttaşını tanımlar.

Esin Afşar kimliği
İnsanı ateşleyen, güzelliklere seferber eden sanatçı kimdir ve aydın sorumluluğu nedir?

TÜYAP Kitap Fuarı’nın açılışında, Mafya-Tarikat rejiminin heykel yıkıcılarından yayıncı ahbabına “kurtuluş” talep eden sıradan yazarlarımız da vardır. Ama millete bağımsızlık ve özgürlük için, Silivri-Hasdal duvarlarına “Beni de alın” diye meydan okuyan Esin Afşarlarımız da!

Aydın sorumluluğu, Soros vakıflarından ruhsatlı bir klüp dayanışması mıdır, yoksa cumhurun özgürlüğü için eğilmez-bükülmez bir kararlılık mıdır, bu sorunun cevabı da Esin Afşar kimliğindedir ve eylemindedir.

12 Eylül cuntasına devrimci aydın geleneğimizin bayrağını gösteren Aydınlar Bildirisi’nin topluma bakan yüzüdür. Ve bugün de BOP Eşbaşkanlığı rejimine savaş ilan eden Cumhuriyet Güçbirliği’nin onurlu aydınıdır. Her zaman olması gereken yerdedir; ön cephededir.

Cumhuriyetin kökleri
Ve o kimliğin, Büyük Devrimci Atatürk’ten Nâzım Hikmetlere, Âşık Veysellere, Yunus Emrelere uzanan büyük mirası, Esin Afşar’ın da derin kökleridir.

Pırıl pırıl bir Cumhuriyet ailesi içinde kazanılan dürüstlük, açık yüreklilik, özgürlük, özgüven ve insancıllık: Esin’in Sinanoğlu şansıdır. Eşi Şener Aral ve oğlu Aydın Can’la mutluluğu ise, kuşkusuz bilincin ve emeğin ürünüdür.

Bütün bunlarla birlikte Cumhuriyetin Konservatuvarı, Cumhuriyetin Devlet Tiyatrosu, Muhsin Ertuğrul ve Ruhi Su gibi ustalar; Esin’i Esin Afşar yapan ortamı tanımlar. Sanatı böyle bir iklimde göğermiş, yoğun emekle güzelleşmiştir. Her zaman toplumun sanatçısıdır; güzellikleriyle toplumu güzelleştirmiştir ve Atatürk’ün yeni toplumu için gönüllere dolmuştur. Anadolu halkının derinlerden gelen uygarlık birikimini Avrupa rönesansıyla buluşturmuş ve zenginleştirmiştir. Ürettikleriyle, yaptıklarıyla, sesi ve edâsıyla Cumhuriyetin onurudur ve güzelliğidir.

Vefa, sadakat ve pazarlıksız dostluk
Esin, sanatıyla, sevgisiyle, inceliğiyle dostlarına hep yaşam sevinci vermiştir. Vefa, sadakat, iyimserlik, hoşgörü, neşe ve özlemleriyle, eşi Şener’le birlikte her zaman özlenen dosttur. Sevgileri, mutluluk ve umut kaynağıdır.

Esin’e “İzzetî’nin Mecnunum Leylamı gördüm deyişinin kendisine has bir edâsı vardır” diyecek olmuştum; Âşık Veysel Usta’dan öğrenmiştim; Ankara’da konuğum olurdu. “O edâyı bana öğret” demişti. Bağlamayı en son onun için elime aldım: “Pınarın başında söylenen sözler”, “Penceresi mai boya” ve “Sabahtan bizim pınara”. Hep pınarlardan gitmiştik.

Esin ve eşi has aydınlarımızdan Şener, Şule, hep birlikte, “Gül ile gülü tarttığımız çok güzel akşamlarımız, çok güzel dostluklarımız oldu.

İş için değil, alış veriş için değil, sık sık arar, “sesinizi duymak istedim” derdi. Seslerin karşılıksız arkadaşlığıdır bu. Pazarlıksız seslere özlem, bundan sonra daha derindir.

Cumhuriyetimiz Esinlerle cumhuriyet olmuştur ve Esinlerin Cumhuriyetidir.

Bize büyük özlemleriyle birlikte tarihsel kaygılarını ve toplumumuz için derin acılarını bırakarak aramızdan ayrılmıştır.

Biz, Cumhuriyet ihtilâlini, hepimiz Esin olalım diye yapmıştık ve şimdi Esin Afşarsız bir cumhuriyette yaşıyoruz.