Satılık medyanın mürekkebiyle tarih yazılabilir mi? Soros’un “akil adamları” var da, milletin yok mu? Attilâ İlhan ne demişti? AKP’nin meclisi niçin iflas etmiştir? Sekiz ayaklı atıyla Ateş tanrısı Oden Berlin’de hangi eylemdeydi? Millî hükümetin denklemini kim kurdu? O adam bütün sülalesiyle birlikte yumruğunu niçin havaya kaldırdı? Merâk etseniz de etmeseniz de, Eski Deniz Harp Okulu Komutanı E. Tuğa. Türker Ertürk’ün deyişiyle, hepinize selam ve saygılar.
Pazar günü İstanbul ve Ankara baroları, Türkiye’nin nereye gittiğinin işaretini verdi. Aynı gün, bir de Berlin manzarası var. Orada Onur Öymen, “Bakın bu görkemli toplantıyı yarın basında göremeyeceksiniz” dedi. Öymen’in öngörüleri kuvvetli.
Tarih satılıkların mürekkebiyle yazılmıyor
O basında, Erzurum ve Sivas kongrelerini de görmemiştiniz. O basın, Sakarya Savaşı günlerinde, Mustafa Kemal Paşa’nın ordusunun “bozguna uğradığını, Ankara’nın düşmek üzere olduğunu” yazıyordu. 27, 28, 29 Ağustos 1922 günlü İstanbul gazetelerine bakınız, “Yunan ordusu Mustafa Kemal Paşa’yı esir aldı” diye sevinç çığlıkları atıyordu. Ama noldu? Tarih satılıkların mürekkebiyle yazılmıyor.
Türkiye nereye gidiyor, Berlin toplantısını da Ulusal Kanal’ın canlı yayınından ve Aydınlık’tan izliyoruz. Attilâ İlhan’ın söylediği “Dip dalgası geliyor.”
Milletin de âkil adamları var
Berlin’deki kürsüye dikkatli bakınız, orada ayağa kalkmakta olan Türkiye’nin âkil adamları oturuyordu. Yalnız Soros’un âkil adamları yok; bu milletin de Namık Kemallerden Nâzım Hikmetlere, Mustafa Dönmezlere ve Fatih Hilmioğlulara uzanan öncü birikimi var. Millî Anayasa Forumlarının birleştirdiği Türkiye, Ankara’yı yeniden Atatürk’ün Ankarası yapma hedefiyle yerinden doğrulmaktadır.
Toplantı kürsüsünün kimlik beyanını Onur Öymen’den duyduk: “Kendi adıma söylüyorum. Ben CHP’nin Anayasa Komisyonu’na katılmasını hiçbir zaman içime sindiremedim. Bizim yerimiz orası değil, sizin yanınızdır.”
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Yeni Anayasa” girişimini hukuk adına ve millet adına yasadışı ilan etti.
MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, millî devleti ve vatan bütünlüğünü savunma kararlılığını bir kez daha o kürsüden açıkladı.
AKP’nin meclisi iflas etmiştir
Berlin Toplantısı, Türkiye’nin siyasal hakikatini ortaya koymuştur: AKP’nin meclisi iflas etmiştir. Bu meclis, Türkiye’yi bölmek, Türk milletini anayasa dışına sürmek, Atatürk Devriminin yıkıldığını resmî kayıtlara geçirmek iddiasıyla faaliyet yürütmektedir. Yıkıcı ve bozguncu bir faaliyettir bu. Karşıdevrimci bir faaliyettir. Haçlının Libya seferini destekleyen bir beraberlik ve Suriye seferini destekleyen bir çoğunluk vardır o mecliste.
Bu meclis, bizim 23 Nisan 1920 günü Ankara’da kurduğumuz Büyük Millet Meclisi değildir; cumhuriyetimizin temellerini yıkmak için “çıkarlarını müstevlilerin emelleriyle birleştirmiş olanların” denetimindeki bir meclistir.
İşte bu koşullarda, Türkiye öncülerinin yeri, yıkıcı anayasaya yapanların yanında değil, halkın yanındadır. Bu karar alınmıştır. Karar karardır.
Kutuplara gitsek yine Ateş tanrısıyız
Ve bu kararın eylemi başlamıştır, çığ gibi büyümektedir.
19 Mayıs 2012 günü Atatürk gençliği TGB önderliğinde İstanbul’da yüzbinlerle yürüdü.
26 Mayıs 2012 günü Kamu-Sen, Birleşik Kamu-İş ve KESK’in emekçileri yüzbinler halinde iş bıraktı ve kol kola halaya durdu. Çok anlamlıydı; millet birleşiyor.
14 Eylül 2012 günü gördünüz, Hatay halkı Haçlı’ya tezkere vermedi; hepsi Kılıç Arslan oldu. Anadolu, yine “Haçlı’ya geçit yok” dedi. Bu karar, lafla değil, eylemli olarak ilan edildi.
Berlin toplantısının asıl kahramanları, emekçiler, gençler ve aydınlardır. Kurfürstendamm’ın o ünlü Urania salonunu ve büyük hollerini hınca hınç dolduran, kapının önün yığılan Odenler!
İskandinav Sagalarında (destanlarında) Türk kralı Oden’in atının sekiz ayağı vardır. Bozkırları ve çölleri sekiz ayakla geçeriz, okyanuslara sekiz ayakla koşarız. Devrimleri de hep sekiz ayakla yaptık. Avrupa’ya ateş tanrısını biz götürdük. Efsane sanmayın, öyledir. Biz her yerde Odeniz, ateş tanrısıyız. Berlin’de yine öyleydik. Dünyaya nam salan Genç-Türk Devrimcisi, kutuplara gitse, orada da ateşin tanrısıdır.
Millî hükümetin matematiği
İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Hasan Basri Özbey, konuşmasıyla bu milletin birikimini kucakladı ve “CHP’miz, MHP’miz” deyişiyle Ankara’yı yeniden Ankara yapacak kuvvetin matematiğine yol gösterdi; sistemin dışındaki büyük çözüme kollarını açtı. Yalnız CHP ve MHP’nin millicileri değil, yalnız yurtsever sol ve emekçi sınıflar değil, AKP içinde ayağı bu toprağa basanlar da, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek büyük gücün denklemi içindedir.
Anketlerde, meclisteki partilerden vazgeçen, yeni iktidar seçeneği isteyen yüzde 60’ı iyi tanıyalım. O yüzde 60’ın içinde AKP’nin yüzde 33’ü de vardır ve yarın AKP’nin yüzde 80’i Milli Hükümet seçeneğinin kuvveti olacaktır. Hakan Bayrakçı’nın Ulusal Kanal’daki programlarını iyi izleyelim, orada bir strateji üretiliyor.
Adam bütün sülalesiyle yumruğunu havaya kaldırdı
6 Ekim 2012 günü Ankara’da Nâzım Hikmet salonunda İşçi Partisi saflarında mücadeleye karar veren 1700 öncüye iyi bakın: Muazzez İlmiye Çığ, Fikret Otyam, Prof. Dr. Tülin Onat, Oktay Akbal, Sarper Özsan, Göksan Saner, Tansu Bele, Hidayet Karakuş, E. Tuğg. Ahmet Cengiz Aycan, Prof. Dr. Kaya Özsezgin, Defne Ilgaz, Ziya Bingöl, Suzan Aksoy, İlyas Salman, Levent Kırca!
Türkiye’nin vicdanı ayağa kalkıyor ve örgütleniyor. Türkiye halkını horozlar uyandırmayacak, işte o büyük vicdan ve namus birikimi örgütleyecek ve halk hükümeti için seferber edecek.
Havaya bir yumruk kalkıyor! Adam bütün sülalesiyle birlikte, Oğullarla Umutlarla yumruğunu havaya kaldırmıştır.
Bu yazının son cümlesini Levent Kırca yazmıştır, var mı itirazı olan:
“Bu yumruk havada kalmayacak, birilerinin tepesine inecek, söz veriyoruz.”