İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:AYDINLIKÇI HAYALETİ DOLAŞIYOR!

Aydınlıkçı hayaleti, bir evham mı, yoksa gerçek mi? Hayaletin 40 yıllık kısa tarihi. F cemaatinin 20 yıllık yayınlarında saptanan bir nolu tehdit. Sızıntılarda saptanan tehlike. Gaziantep’teki halıcıda hangi hayalet arandı? Kimler potansiyel Aydınlıkçı? Bürokraside, pol...

Tarih:

Aydınlıkçı hayaleti, bir evham mı, yoksa gerçek mi? Hayaletin 40 yıllık kısa tarihi. F cemaatinin 20 yıllık yayınlarında saptanan bir nolu tehdit. Sızıntılarda saptanan tehlike. Gaziantep’teki halıcıda hangi hayalet arandı? Kimler potansiyel Aydınlıkçı? Bürokraside, poliste, MİT’te Aydınlıkçı arayanlara şaşmaz kılavuz. Tayyip Erdoğan, ne zaman Aydınlıkçı ilan edilecek?

Marx ve Engels, Manifesto’ya şu cümleyle başlarlar:
“Avrupa’da komünizm hayaleti dolaşıyor.”
Türkiye’de de Aydınlıkçı hayaleti dolaşıyor. Cemaatin yayın organları ve cümle yazarları, her yerde Aydınlıkçı görüyorlar. Hep bir ağızdan “MİT’in içindeki Aydınlıkçı gruba” karşı savaş ilan ettiler. Kafalarına ne zaman bir kaya düşse fail bellidir; Aydınlıkçılardır.

Evham değil saptama
Aslında bu, bir evham değildir; nesnel bir saptamadır. Karşılarında son hesaplaşmada hangi gücün olduğunu çok iyi biliyorlar. Tehdidin en sonunda nereden geldiğini belirlemişlerdir.
40 yıldan beri böyledir. 1973 yılında MİT’in ünlü Marmara Brifingi’nden beri saltanatları için “en tehlikeli, en örgütlü güç olarak” Aydınlıkçıları saptamışlardır (Marmara Brifingi, Kaynak Yayınları).
Gladyo’nun operasyon merkezine F cemaatinin yerleşmesinden bu yana, tavır değişmemiştir. Cemaat gazete ve televizyonlarının yayınları üzerine bir araştırma yapın, saldırdıkları bir numaralı örgütlenme Aydınlıkçılardır. Solun çeşitli örgütlerine bir kez dahi hücum ettikleri görülmemiştir. Hatta o örgütler, Aydınlıkçılara karşı dolaylı müttefiktir.

Ergenekon operasyonunun merkezinde yine onlar!
Fethullahçı Gladyo’nun bu tavrını Ergenekon’un ünlü savcısı Zekeriya Öz de televizyon ekranlarından ilan etmişti: “Ergenekon operasyonunun merkezinde İşçi Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal var.” (ATV Ana Haber, 23 Temmuz 2008).

ABD kriptolarındaki hayalet
Bu düşman saptamasının cemaate özgü olmadığını, ABD Büyükelçiliğinin raporlarını okuyunca da görüyorsunuz. Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın Sızıntı kitabını okuyunca yine aynı gerçekle karşılaşıyorsunuz.
ABD görevlileri, Türkiye’deki sol hareket içinde Aydınlıkçılar dışında hiçbir örgütün adlarını bile anmıyorlar. ABD emperyalizminin hedefleri arasında sol örgüt diye bildiğimiz örgütlerin esamesi dahi okunmuyor. “Sınıf mücadelesiymiş”, “Kıpkızıl komünizm” lafazanlıklarıymış, emperyalizm bunlardan hiç rahatsız olmuyor; olmamıştır ve olmaz! Tehdidi saptarken, lafa değil, gerçek mevzilenmeye, etkiye ve potansiyele bakar. ABD her önemli olayda, her cepheleşmede, karşısına dikilen, etkili olan kimdir, onu belirliyor; onu hedef alıyor. Taraf gazetesinin yayımladığı ABD kriptolarında Wikileaks belgelerinin tamamında, 20 yıldır çeşitli gazetelerde çıkan İngiliz, İsrail, Alman, Fransız belgelerinde de hep bu tavrı görüyoruz. Hatırlayacaksınız, ABD Büyükelçisi Ricciardone, Gaziantep’teki halıcıda dahi Aydınlıkçı hayaleti arıyordu.

Savaş karargâhı
Aydınlıkçı hayaleti, çok önemli bir gerçeği yansıtıyor. Aydınlıkçılar, “Emek, Namus, Vatan” cephesinin örgütlü merkezidir; ideolojik karargâhıdır; siyasal karargâhıdır; eylem merkezidir. Özetle, savaş karargâhıdır. Her olayda, her kapışmada, her çatışmada tecrit edilmesi gereken merkez, emperyalist düşmana ve işbirlikçilerine göre, işte o karargâhtır.

Potansiyel Aydınlıkçı
Kim vatan savunuyorsa,
Kim Cumhuriyet siperindeyse,
Kim milletin cephesindeyse,
Kim emekçinin alın teri için mücadele ediyorsa, o potansiyel bir Aydınlıkçıdır. Her yerde Aydınlığın gizilgücünü görüyorlar. Eğer ABD’nin Suriye planında ayak sürterse, yakında Tayyip Erdoğan’ı da Aydınlıkçı ilan ederlerse, hiç şaşırmayın!
Fabrikada, köyde, okulda, devlet kurumlarında, hatta poliste, MİT’te ve her yerde, namuslu ve vatansever bir yurttaş, bir kımıldanış mı var, orada Aydınlıkçıların eli, kolu, gözü, yüreği, ciğeri var demektir. Vatanın, namusun ve emeğin düşmanları, beş boyutlu gözlükleri, dürbünleri ve radarlarıyla bunu saptamaktadırlar.


KİTAP: Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın Sızıntı kitabını önümüzdeki günlerde yazacağım. Okumanızı hararetle öneriyorum. Türkiye’nin yaşadığı tarihsel süreci anlamak için, olağanüstü öğretici bir malzeme sunuyor. Kırmızı Kedi Yayınlarından çıktı.