İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, AKP'nin anayasa değişikliği tuzağına cevap verdi. Perinçek, anayasa değişikliğinden önce AB Üyeliği için refarandum yapılması gerektiğini belirtti. Perinçek'in açıklaması şöyle;
NERDE O DEVLET KARARI
İkide bir lafı edilir: AB’ye üye olmak, bir devlet kararıdır.
Soruyoruz, nerde o devlet kararı? Türkiye Cumhuriyeti devletinin Avrupa Birliği’ne katılma kararı var mı? TBMM’nin Avrupa’ya üye olacağız diye bir kararı var mı? Hangi yasayla kararlaştırılmış şu AB’ye üye olma talebi?
Kaldı ki, AB üyeliği anayasal bir konudur.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletini başka bir Devletler Birliğinin içine katıyorsunuz; böylece devletin egemenliğini ortadan kaldırıyorsunuz, bağımsız devleti tasfiye ediyorsunuz.
Bu, bir anayasa suçudur. Ama diyelim ki, eşkıya hükümdar olmuştur ve bu suçu işlemektedir.
Suçu “hukuka uydurmak” da yok mu?
Bırakalım AB’ye üye olmayı, AB’ye üye olma talebi için dahi, hukuka uydurmak adına bir anayasa değişikliği gerekir.
NEREDE O “DEVLET TERCİHİ”NİN YASAL KAYNAĞI
AB’ye üye olma talebini AB makamlarına vermek için veya aday üyelik protokolu imzalanırken, bir anayasa değişikliği yapılmamıştır. Bir yasa da çıkarılmamıştır. TBMM, bir karar da almamıştır.
Peki, şu AB üyeliği budalalığı, hangi hukuka dayanmaktadır?
Abdullah Gül’ün maiyetinden Fehmi Koru yazmış: “Türkiye’nin AB perspektifi içinde bulunması bir devlet tercihidir” (Yeni Şafak, 22 Mayıs 2008)
Kimisi de “devlet projesidir” diyor.
Söz konusu olan, stratejik düzlemdeki bir tercihtir.
Anayasa hukuku, devlet kuruluşunun hukukudur; kurucu hukuktur; devletin temel stratejisinin hukukudur.
AB ÜYELİĞİ BİR “DERİN DEVLET” KARARIDIR
Devlet tercihleri ve devletin varlığına ilişkin düzenlemeler, anayasaya bağlanır. Oysa yasa bile yok.
Çok açık saptanması gerekir: AB üyelik talebi, bir derin devlet kararıdır; bir Gladyo kararıdır.
Fehmi Koru’nun “devlet tercihi” dediği, bir Gladyo tercihidir.
İşte Gladyo, Türkiye’nin AB kapısına bağlanmasına anayasa koyucuya, yasa koyucuya, halka haber vermeden karar vermiştir.
AB üyeliği bir Gladyo işlemiyle oldu bitti olarak Türkiye halkına dayatılmış ve Türkiye AB kapısına bağlanarak parçalanma sürecinin içine itilmiştir.
OLMAYAN DEVLET TERCİHİNE DAYANAN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GİRİŞİMİ
AKP iktidarı, bir anayasa değişikliği hazırladı. Yasadışı iktidarın, yeni bir yasadışılığı!
AKP’nin cumhuriyet yıkıcılığı, 30 Temmuz 2008 günü Anayasa Mahkemesi kararıyla saptanmıştır.
Şimdi bu iktidar, anayasa değişikliği girişimini, “Gladyo’nun AB tercihine” dayandırarak Meclisin önüne getirmektedir.
Yasadışı iktidarın, anayasa değişiklik önerisinin temeli de yasadışıdır. Hukuken varolmayan bir “devlet tercihi” yeni bir anayasa değişikliğinin temeli olmaktadır.
AB ÜYELİĞİ REFERANDUMA GÖTÜRÜLMELİ
İşlenen anayasa suçlarının kovuşturması, elbette bir egemenlik meselesi. Türkiye halkı, devletini ABD’nin elinden ve BOP Eşbaşkanlığı konumundan kurtardığı zaman, kuşkusuz o suçlar kovuşturulacaktır.
Ancak bugünkü koşullarda bir olanak vardır.
Öncelikle Anayasa değişikliğinin temeli olan AB üyeliği halkoyuna sunulmalıdır.
Referandumla Türkiye halkına sorulmalıdır:
AB’ye evet mi, hayır mı?
BÜTÜN YURTSEVER GÜÇLERE ÇAĞRI
Türkiye, AB sürecinde, devletin İstiklâl Savaşıyla belirlenmiş temel kuruluşunun tartışıldığı bir batağa saplanmıştır. Buradan çıkış, temel bir kararla, halkın kararıyla olur.
Bütün yurtsever güçler, AKP’nin planını bozmak için birleşmelidir.
Bozulacak plan, ABD’nin Türkiye’yi AB kapısına bağlayarak adım adım uyguladığı dağıtma planıdır.
Burada halkın gücünü seferber etmek temel meseldir.
AB KAPISINA ZİNCİRLENEN TÜRKİYE AKP’YE DE BAĞLANMIŞTIR
Halkı AKP iktidarına karşı birleştirecek olan soru: AB’ye evet mi hayır mı sorusudur.
AB kapısına bağlanmaya boyun eğerek, yasadışı AKP iktidarına karşı mücadele edilemez.
AB kapısında, her zaman BOP Eşbaşkanlığı kazanır. Çünkü bu strateji, ABD’nin stratejisidir ve BOP Eşbaşkanlığı marifetiyle uygulanmaktadır.
Vatanseverlik ve Cumhuriyet Devrimciliği bugün Türkiye devletinin bağımsızlık ve egemenliği mevzisinde saf tutmaktır. Halkı kazanacağımız, halkla birleşeceğimiz mevzi burasıdır.
HODRİ MEYDAN!
AB’YE EVET Mİ HAYIR MI?
“Millî irade” dolandırıcılarına meydan okuyoruz, hodri meydan diyoruz.
Derhal sandıklar kurulmalı ve halka sorulmalıdır:
Türkiye AB üyesi olsun mu, olmasın mı?