İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:ATTİLA’NIN YEDİNCİ GÖBEKTEN ATASI BEREN/ BERENT YOKSA YAHUDİ MİYDİ?

Bizim Yalçın Küçük ile arkadaşlığımız, sağlamlığını yalnız emek davasından almaz. Aynı zamanda hakikat aşkına ve bilimsel dürüstlüğe dayanır. Ta 1960’lardan ve gece gündüz küçücük bir odayı paylaştığımız Haymana günlerinden beri çatır çatır tartışır...

Tarih:

Bizim Yalçın Küçük ile arkadaşlığımız, sağlamlığını yalnız emek davasından almaz. Aynı zamanda hakikat aşkına ve bilimsel dürüstlüğe dayanır. Ta 1960’lardan ve gece gündüz küçücük bir odayı paylaştığımız Haymana günlerinden beri çatır çatır tartışırız. Aydınlar arasında sevginin en güzel nişanesidir bu.

Beren yoksa İbranice mi?
Yalçın arkadaşım geçende Aren’den Beren’e geçerek, Macar Yahudileri ile ilişkilendirdi (Aydınlık, 25 Ekim 2013). Bu, Yahudi takıntısından kaynaklanan bir uydurmadır.
Çünkü Ber/Ver kökü, Yakut, Teleüt, Altay, Kırgız, Tatar, Bulgar, Kazak, Türkmen, Kıpçak-Kuman ve Anadolu Türkçesinde yüzlerce sözcüğün üretildiği bir köktür. Türkçenin en önemli kök hecelerinden biridir. Pasifik okyanusundan Tuna boylarına kadar Türkçenin her ağzında bulunması, bu hecenin en derin köklerine kadar Türkçe olduğunu kanıtlar. Prof. Dr. Emine Naskali Gürsoy dostumuz, Moğolca–Türkçe sözlüğünde Ber/Ver kökünü Moğolcaya bağlıyor, kanıtlarını bilmiyorum.
Orhun Yazıtları’nda nerdeyse birkaç satırda bir geçen Ber kökünün 8. yüzyıldan önce Moğolcadan Türkçenin bütün ağızlarına geçtiğini kanıtlamak nasıl olabilir, onu da canlandıramıyoruz.

Bütün Türkologların oybirliği
Bizim Türk bilim adamlarımız, denilebilir ki Türkçülük yapıyorlar. Ne var ki, dünyanın bütün Türkologları aynı görüşteler. Ber/Ver, Türkçenin en önemli köklerinden biridir. Beren de o kökten gelir.
Hemen ilk akla gelen Vambery, Radloff, Clauson, Schott, Lubotsky, Gumiliev’in sözlük ve eserleri anılabilir. Örneğin en eski Türkçe Kökenbilim sözlüğü olan Vambery’nin eserinde Ber/Ver kökü şöyle açıklanır:

Vermek, armağan etmek, adamak, sadakat, özveri, fedakârlık anlamlarına gelen yüzlerce sözcük, Türkçenin hemen her ağzında Ber/Ver kökünden türemiştir. Berenden onlardan biridir. Berin, Perin, Perinçek de öyle. Hepsi ta Kutadgu Bilig’e ve Divan-ı lügat-it Türk’e kadar uzanıyor. Kutadgu Bilig’i de Yahudiler yazdıysa, onu henüz öğrenemedik.

Ber’in iklimler arası yaygınlığı
Ber kökünün iklimler ve kıtalar arası yaygınlığı, Macar, Rus, Bizans, Arap ve İskandinav dillerine kadar uzanmıştır. Hatta Vikinglerin İskandinav, Bizans, Arap ve Rus kaynaklarında ve Divan-ı Lügat-it Türk’te Väring, Vering, Vareg, Varyag, Varang, Al Baring, Barani diye anılmasını, Türkçe bağlamında uzun uzun bu köşede tartıştık (Aydınlık, 25 Ağustos, 2 Eylül, 8 Eylül, 15 Eylül, 22 Eylül 2013 ).

O yazılardan sonra elime bir metin daha geçti. Omeljan Pritsak’ın “Güney Avrupa’nın Türk Göçevleri” başlıklı incelemesi. Sağolsun Gökhan Emecan’ın yolladığı “Türkçe Konuşanlar” başlıklı dev kitabın 197–213. sayfalarında bulabilirsiniz. Kuban kökeninden yerdeşim Prof. Dr. Doğan Kuban’ın önderliğinde hazırlanan yetkili uzmanların çalışmalarını derleyen bir eser.

Berendiler tartışması
Pritsak, bu çalışmasında, Yalçın Küçük arkadaşımın Beren merakını giderecek önemli bilgile yer veriyor.
Kuzey Karadeniz bozkırlarındaki ( Eski Kıpçak bozkırı) Berendei ya da Türkçe deyişiyle Berendi kabilelerinin adının kökenini araştırırken, Golden ve Rasonyi’nin görüşlerini de aktarıyor. Onlar da bu köşede daha önce yazıldığı gibi, Türkçe Ber kökünü öneriyorlar. Pritsak’ın itirazları da var. Anadolu’daki Berendi adlı köyleri yabancı bilginlerimiz bilmiyor, onu da ekleyerek tartışmayı aktarıyoruz.
Rus, Macar ve Romanya kaynaklarında bulunan Brendei isminin etimolojisini belirlemek için birçok girişim yapılmıştır. Peter B. Golden, L. Rasonyi’nin önerisi olan Türkçe ber (vermek): ber-in.di , “kendini veren kişi” açıklamasını kabul etmiştir. Yine de bu etimoloji hakkında ciddi itirazla gösterilebilir:
1) Dönüşlü form / ber–in/ çok nadirdir ve özel isimlerde kullanılmaz;
2) İkinci sesli harf /i/ değil /e/’dir yani isim berin değil beren’dir;
3) /beren/ sözlü olmayıp nominal kökenlidir, Macarca kayıtlarda olduğu gibi, Bereny, Beren–d, Beren-c, vs.
Kievan Chronicle’da İgor Ol’govic’in ölümü yazısında, Prens İgor’un emrinde olan 1146 göçebenin, İgor’dan soğudukları İzjaslav Mytislavic’e bağlandıkları belirtilmektedir. Hypathian el yazması bu göçebelerin Chernye Klouki olduklarını, Laurentian el yazması ise “Peren’leev” olduklarını söylemektedir. Radziwill ve Academy kopyaları ise Laurentian gibi (birtakım Berendeev) demektedir. Böylece, alışılmış Berende yerine Laurentian tarihi Peren’le’yi ortaya koymaktadır.
İlk b harfinde ara sıra görülen b-r>p-r sırasındaki değişiklik neredeyse her Türk dilinde rastlanan bir olaydır (örneğin Osmanlıca parmak, barmak’tan gelir). Peren aslında Türkçe beren’i anlatmaktadır. Modern Kazakça’da bunun damak ile ilgili bağlantısı vardır (örneğin beren =b’er’en). Peren-li şekli de Beren-di deki /di/’nin denominal-nominal eklentinin alofonu olduğunu işaretlemektedir: /li Tüm Türk dillerinin içinde yalnızca Kazakça ve Kırgızca /beren/ - /beran/ kelimesini bir kabile ismi ve özel isim (Bereny =Beren–ay) olarak korumuştur. İsim olan beren’in anlamı en iyi Kırgız dilinde:
1) “altın sarısı kartalın en iyi cinsi”;
2) “güçlü, savaşçı, kahraman” olarak korunmuştur.
Kazakça’da anlam değişmiştir:
1) “en üst kalite çelik”;
2) “en iyi kalite kadife”;
3) “akıllı, meşhur.”
Beren sözcüğünün orijinal anlamının “altın sarısı kartal” olduğundan şüphe edilmemektedir. Türk’lerde, vahşi kuşların ve hayvanların isimleri eski totemlere dayanan inançlarda çok önemli bir yer tutmaktadır. Öne sürülen etimoloji çok çarpıcı olabildiğinden /l/’nin /L/’ye dönüşü modern dillerde daha önce belirtilmiştir. Berendi