Son “Barış İçin Özgürlükçü Demokrasi” bildirisini imzalayanların önemleri? CHP rozetli AKP’liler? 12 Eylül Amerikancı darbesinin oluşturduğu Atlantik intelijansiyasının sınıfsal ve örgütsel bağları? “Türkçe dışı devlet dili” talebinin anlamı? Milliyet gazetesinin AKP yandaşlığındaki emsalsiz başarısı?
Okuyucu fark etmiştir, “intelijansiya” gibi sözcükler, bu köşenin diline yabancıdır. Ancak 7 Nisan 2013 günlü gazetelerde yayımlanan bildirinin altındaki imzalara çok yakışıyor.
Cumhuriyet gazetesi “111 Önemli İsim” üst başlığıyla verdi. Amerikanın intelijansiyası olunca “önemli” sayılmaları elbette yerinde. Önemlerini emperyalizmden alıyorlar.
Milliyet ise, emperyalizmin neoliberal “solcularına” sürekli solcu cilası çekiyor. Milliyet’e göre, küresel sermayeye ve AKP’ye ne kadar bağlanmışsan, o kadar “solcusun”.
AKP’nin bildirisi
“Barış için Özgürlükçü Demokrasi” başlıklı bildiride laf kalabalıklığı arasında, iki mevzilenme göze çarpıyor:
Birincisi, AKP-PKK ortaklığının “barış süreci” destekleniyor.
İkincisi, yine AKP’nin başını çektiği anayasa süreci, bir “fırsat” olarak görülüyor.
Bu bildirinin AKP yandaşlarınca yazıldığı çok açıktır.
Yürütülen sözde “barış süreci”ni “özgürlükçü bir demokrasi sağlayacak şekilde sonlandıracak” olan otorite, AKP iktidarıdır.
“Fırsat” olarak görülen Yeni Anayasa da, AKP’nin anayasasıdır ve AKP-BDP oylarıyla kabul edilecektir.
Atlantik intelijansiyası
Bugün AKP iktidarından “barış, özgürlük ve demokrasi” ümit etmek için, AKP’li olmak bile yetmez. Çünkü AKP yöneticilerinin birçoğu ve seçmenlerinin önemli bir kesimi bu beklentiyi paylaşmıyor. Bildiriyi imzalayanlar, AKP yandaşlığının ötesinde Atlantik intelijansiyasıdır.
“Türkçe dışı devlet dili” talebi
Türkiye gerçeğinden ve Kürt gerçeğimizden o kadar habersizdirler ki, “Türkçe dışındaki dillerle siyaset yapılabilmesini” talep ediyorlar.
Oysa PKK içinde bile siyaset dili Kürtçe değil, Türkçedir. Bu gibi talepler, Türkiye’yi de Kürtleri de, PKK’yı da tanımayan Atlantik çevrelerinde ileri sürülmektedir.
“Siyaset yapmak”, devlet yönetmek veya devlet iktidarı için mücadele etmektir. AKP intelijansiyasının bildirisini imzalayan CHP’liler Türkçe dışında bir devlet dili talep ederek, kendilerini ABD ve AB emperyalistlerinin kollarına atmış bulunuyorlar. Kılıçdaroğlu’nun bu bildiriyi onaylıyor olması ise, CHP yönetimindeki AKP’leşmenin boyutlarını sergiliyor.
12 Eylül kadrosu
Türkiye’de 12 Eylül 1980 Amerikancı darbesinden sonra bir kadro oluştu.
Bunların ideolojik duruşları neoliberaldir.
Önemli bir kısmı sosyalizmden dönenlerdir.
CHP üyesi de olsalar, asıl siyasal kimlikleri AKP’li olmaktır. Aynı zamanda PKK destekçisidirler.
Sınıfsal bağlantıları ve beslenme kaynakları
Sınıfsal konumlarına dikkat ediniz, TÜSİAD, TESEV gibi işbirlikçi sermaye örgütleriyle sıkı ilişki içindedirler, oralardan denetlenir ve yönlendirilirler.
Atlantik işbirlikçi büyük sermayenin televizyonlarında hep bunlar sahne alırlar.
Soros’un vakıflarından, Atlantik fonlarından, AB projelerinden beslenirler. ABD ve AB’nin Türkiye düşmanı kongre ve konferanslarına sepet gibi taşınır, görev yapar ve tahsisatlarını alırlar.
İster “Atlantik intelijansiyası” deyin, ister “AKP intelijansiyası” işte bunlar Milliyet gazetesinin “solcuları” oluyorlar.
Şu anda Milliyet, AKP yandaşlığında, Yeni Şafak, Zaman, Bugün gibi gazetelerin, açık ara önünde koşuyor.