Bu kara gözlü kadın nereye bakıyor? Hayır, başlıktaki BOP Eşbaşkanlarına bakmıyor. Onun umutlarını merak ediyorsanız,yazıyı okuyunuz. Okumayanlar da sağolsun, hepsi canımızdır.
Umutsuzluk, en ağır hastalıktır. Denecektir ki, umutsuzluk da insanidir. Zaten her hastalık insanidir. Kuş gribi veya tavuk vebasından söz etmiyoruz. Hayvanlarda umutsuzluk hastalığı olmuyor bizim bildiğimiz kadarıyla.
Evrim sürecinde insan umutla insan olmuştur. Çünkü tasarlayarak üretim yapmak, beklentiyle olur. Umut, insanın tanımındadır.
Cumhuriyet cephesindeki umutsuzluk hastalığı
İşte Cumhuriyet cephesindeki umutsuzluk hastalığının en önemli belirtilerinden biri, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül arasındaki kapışma senaryolarıyla soluk alıp vermektedir.
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ü Cüneyt Zapsu’nun deyişiyle “deliğe süpürecek” makamı belirlemek, Cumhuriyet güçleri içindeki en önemli siyasal ayrılık nedenlerinden biridir.
Umutsuzlar, “onları deliğe halk süpüremez, olsa olsa ABD veya İsrail süpürür” görüşündedirler. Ve buna bağlı olarak, akılları fikirleri Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül çatışmasındadır.
Umutlular ise, “hayır, onları deliğe halk süpürecek” görüşünü savunuyorlar ve bunun kanıtlarını belirtiyorlar.
Çift başlı muhalefet
29 Ekim Halk Şahlanışından sonra bu umutsuzluk hastalığı kaybolur diye beklenirdi. Hayır depreşti. Ekranlar hastalık saçıyor.
Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül arasındaki çatışma, “çift başlı yönetim olmaz” kavgasıyla şiddetlendi, doğru, bunu herkes görüyor.
Yıkılan bölünür yasası
AKP’deki kapışma basit bir ikbal kavgası olsaydı, önemi yoktu. Çünkü biri kazanır, diğerini tasfiye eder ve AKP yoluna devam ederdi. Çünkü yükselen güçler içindeki bölünmelerin bir değeri yoktur.
Ancak olay farklı. AKP’yi bölen, Cumhuriyet hareketidir. AKP iktidarına karşı mücadele, onları bölüyor. Yıkılan her güç bölünür.
Muhalefette çift başlılık
Peki bu bölünme karşısında halkçı siyaset nedir? AKP çift başlı olunca, muhalefet de çift başlı oluyor.
Dikkat buyurunuz, Cumhuriyet güçleri içinde Abdullah Gül yanlıları var. Cumhuriyet gazetesinin Abdullah Gül hayranlığı ayrı bir yazı konusudur. Sözcü de o çizgide.
CHP’de Abdullah Gül iktidarı
Ancak Abdullah Gül taraftarlığı CHP’de örgütlü güç düzeyindedir. Abdullah Gül hizbi, AKP’de azınlıktır ama CHP’de yönetimdedir. Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu ekip, Gülengül hizbi diye adlandırılabilir. Açılımı: Fethullah Gülen + Abdullah Gül.
İkisi de Cumhurbaşkanı olamayacak
Gladyo medyası, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda kafalara sistemli olarak iki adayı yerleştiriyor. Psikolojik bir operasyondur bu. CHP yönetimi de bu psikolojik harekâtın en önemli aracıdır. Çünkü “ana muhalefet” bile AKP’li bir Cumhurbaşkanı tertibine teslim halindedir.
Bu köşede daha önce bir kaç kez yazılmıştı. İkisi de Cumhurbaşkanı olamayacaktır. Cumhuriyetin şahlanışı, Türkiye’deki kuvvet dengelerini değiştirme yönünde ilerliyor.
Bozulan hesaplar
Bu nedenle Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Fethullah Gülen’in hesapları bozulmuştur. O hesaplara mahkûm konumda olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hesabı da yanlıştır. Abdullah Gül’ün hesabına kendisini adayan Devlet Bahçeli de hesapsızlar listesindedir.
İşçi Partisi’nin hesabı
İşçi Partisi, AKP’nin adayına karşı bütün millî ve halkçı güçleri tek adayla Cumhurbaşkanı seçimine girmeye çağırıyor. Bizim Cumhuriyet yıkıcılarını yıkacak hesabımız budur.
Ve o nedenle Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül seçeneklerinden birine destek olan tavırları, karşıdevrime mahkûmiyetin belirtisi olarak görüyoruz.
Çankaya’ya değil
Yüce Divan sandalyesine
Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın işgal edecekleri makam Çankaya değil, Yüce Divan sandalyesidir. Çünkü her ikisi de 31 Temmuz 2008 tarihli Anayasa Mahkemesi kararına göre, Cumhuriyet yıkıcılığı eyleminden bireysel olarak sorumludurlar.
Gerginlik ve bölünmeyi kim yaratıyor?
Bunlar belirtildiği zaman sistemin adamları, “gerginlik ve bölünme yaratılıyor” diye ortaya fırlıyorlar.
Cumhuriyeti yıkmak, Atatürk Devrimini tasfiye etmek, vatanı bölmek, Türk milletini anayasa dışına sürmek, Türk Ordusunu tasfiye etmek, Türkiye yurtseverliğini hapislere atmak; hiçbir gerginlik ve bölünme yaratmıyor!
Ama Cumhuriyeti yıkanlar hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararını hatırlatmak, onları geriyor!
Gerilsinler gerilecekleri kadar, kopup dağılacaklardır.
KUTU - KUTU - KUTU
Ağabeyim ve Kirvemiz FİKRET OTYAM’ın “Hoşçakal Ĭstanbul” sergisi Çırağan Sarayı Sanat Galerisi’nde yarın açılıyor.
Filiz’in gözlerinden ve Fikret Ağabeyimin bize hep güzellikler üreten ellerinden öperim. Yoğun programın nedeniyle bu kez beni mazur görsünler. Ancak bundan sonraki “Merhaba Ankara” sergisinde beraberiz.
Serginin adı benden, resimler ve dokumalar sizden.
“Merhaba Ankara” sergisinin deruni anlamındaki illegal mesajlardan düşmanlar korksun, karagözlü kadınlar ve kara keçiler sevinsin.