İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:ABD’NİN STRATEJİK İFLASI

ABD’nin yeni askeri stratejisi. Ne oldu da böyle oldu? İddia ile güç arasındaki oransızlık. Yükselen Avrasya duvarına kim çarptı?

Türkiye’de Atlantik medyası, Gladyo görevlerinden başka bir iş yapmaz mı?
ABD, yeni bir askeri strateji belirledi; haber sayfalar...

Tarih:

ABD’nin yeni askeri stratejisi. Ne oldu da böyle oldu? İddia ile güç arasındaki oransızlık. Yükselen Avrasya duvarına kim çarptı?

Türkiye’de Atlantik medyası, Gladyo görevlerinden başka bir iş yapmaz mı?
ABD, yeni bir askeri strateji belirledi; haber sayfalarında yok.
Yalnız iki köşe yazarı ilgilendi: Aydınlık’ta Mehmet Ali Güller ve Cumhuriyet’te Engin Yıldızoğlu.
M. Ali Güller, her zamanki gibi yeni stratejinin sistemini verdi.
Ergin Yıldızoğlu ise, bizi geniş bilgilendirdi (Cumhuriyet, 9 ve 11 Ocak 2012).
“Savunma stratejisi” demek yerinde değil. Aslında bu belge, ABD’nin genel stratejisini veriyor. Resmi adı şöyle: “ABD’nin Küresel Liderliğini Korumak için 21. Yüzyılın Savunma Öncelikleri”. (www.defense.gov/news/Defense Strategiz Guidanca.pdf)
Metni görmedim henüz, okuyunca daha geniş yazarız. Ancak önemi nedeniyle bekleyemedim. İki yazarımızdan öğrendiklerime göre yazıyorum.

Beklenen olay
ABD’nin 2000’lerin ilk yıllarında belirlediği strateji iflas etmiştir. ABD Savaş Bakanlığı bu stratejik iflası ilan etmektedir.
ABD’nin 10 yıl önce önüne koyduğu hedefler ile yetenekleri arasındaki büyük çelişme kendini kabul ettirmiş bulunuyor.
4 ay önce bu köşede yazdığımız “ABD stratejik savunmada” başlıklı yazıda, artık ABD’nin savunma konumuna geçtiğini şu gerekçelerle açıklıyorduk:

“Günümüzün en önemli yanılgılarından biri, BOP haritalarına bakarak, ABD’nin Kuzey Afrika, Ön Asya ve Orta Asya’yı yeniden düzenlediği kehanetlerinde bulunmaktır. Bu haritaların var olduğu bir gerçektir. Ancak kâğıt üzerinde harita yapmak ile rejimleri ve sınırları değiştirmek aynı iş değil. ABD’nin önüne koyduğu hedefler ile o hedeflere ulaşma yeteneği arasında çok büyük uyumsuzluk var. ABD’nin görünürde atakta gözükse bile, gerçekte savunma konumunda olduğunu epeyi zamandır belirtiyoruz. M. Ali Güller arkadaşımız da, son zamanlarda Aydınlık’ta yazdığı yazılarda bu gerçeğin altını ısrarla çizmektedir. Bu tür görüşler, hep saplantıların oluşturduğu duvarlara çarpar. Birçokları, yazılanlarda kendi önyargılarını arıyor; bulamasa bile okuduklarını yeniden imal ediyor. O nedenle tekrar tekrar göze batırılması gerekiyor.

“Stratejik geri çekilmeden başka çaresi yok
“Kuşkusuz en önemlisi, ABD’nin ekonomik çöküşün eşiğinde olmasıdır. Bu, iyimserlikle damgalanacak bir saptama değil. Aşırı borçlanmanın sürdürülebilir bir çare olmadığını, herkes yakın zamanda anlayacaktır. Kapıya gelip dayanan iflas, ABD’yi maceralara yöneltebilir. Ama her macera, aslında savunma taktiğine mahkûm konumda olanların hesapsızlığıdır. ABD yönetiminin aklı ve gelecek kaygısı varsa, bu ekonomisiyle ancak stratejik bir geri çekilme planlayabilir. Onu da ne kadar becerebilir, onların 21. yüzyıldaki baş sorunudur.” (Rota, 6 Ağustos 2011)

Olguların gücü
Bu yazılanlar, olgulara dayanıyordu. Şimdi aynı olguları ABD yönetimi saptamak durumunda kalmıştır:
1. ABD ekonomisi eskimiştir ve askeri güce dayanan dünya liderliği iddiasını artık besleyemiyor. Askeri bütçeden 450 milyar Dolar kısıntı yapan ABD, yükseklerden uçmayı bırakıp, daha alçak gönüllü bir strateji belirlemiştir.
2. Yükselen Avrasya, başta Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Hindistan ve İran; ABD’nin stratejik iddialarını geçersiz kılan bir direnme cephesi oluşturmuşlardır.
Yükselen ekonomi, yükselen askeri güç, yükselen uygarlık, yükselen saygınlık; hep Avrasya’dadır.
Bu koşullarda ABD, 10 yıl önce belirlediği stratejiyi terk ederek daha geri bir mevziye çekilmek zorunda kalmıştır.