İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek: ABD’DE KAOS DÜNYADA DEVRİM

Güngör Uras ve Nazif Ekzen’in o yazılarını okudunuz mu? Dünya “Amerika sonrası”nı tartışıyor. Brzezinski, dünyayı nasıl korkutuyor? Korkmak mı lazım yoksa sevinmek ve cesur olmak mı? Etnik bölücülüğe, cemaatçiliğe, tarikatçılığa, 1 Mayıs kürsülerinden bölüc...

Tarih:

Güngör Uras ve Nazif Ekzen’in o yazılarını okudunuz mu? Dünya “Amerika sonrası”nı tartışıyor. Brzezinski, dünyayı nasıl korkutuyor? Korkmak mı lazım yoksa sevinmek ve cesur olmak mı? Etnik bölücülüğe, cemaatçiliğe, tarikatçılığa, 1 Mayıs kürsülerinden bölücü propaganda yapan meslek kuruluşu ve partilere haberlerimiz var.

Değerli dostumuz Güngör Uras’ın “ABD’siz bir dünya nasıl olur?” başlıklı yazısı ile Nazif Ekzen Arkadaşımızın “Rusya ve Çin” yazısını birlikte okumalı. İkisi de 1 Mayıs günü çıktı. Milliyet’te ve Aydınlık’ta.

“Amerika sonrası”
Güngör Uras dostumuz Washington’a Brzezinski’nin konferansını izlemeye gitmiş. Konferans öncesinde bizi bilgilendiriyor. ABD yönetimi üzerindeki etkisiyle tanınan strateji uzmanının Foreign Policy’nin Ocak/Şubat sayısında çıkan “Amerika Sonrası” (After America) başlıklı yazısını özetliyor.

Brzezinski şu saptamalarda bulunuyor:
1. Ekonomik ve mali krizler, ABD’nin ekonomik ve siyasal konularda sağlıklı karar alma ve uygulama gücünü zayıflatacaktır.
2. Zayıflayan ABD, milli kimliğine daha çok önem veren, çıkarlarını korumada “daha paranoyak” ve başka ülkelere sermaye ihracında daha az istekli hale gelecektir.
3. ABD’nin tökezlemesi durumunda, dünya yeni bir paylaşım sürecine girecek, Çin ABD’nin boşluğunu dolduramayacağı için, dünya düzeni alt üst olacak, kaos çıkacaktır.

Ya dünyamız jandarmasız kalırsa…
Bu tahlil, olgulara dayanıyor ve önümüzdeki süreçleri yansıtıyor.
Brzezinski’nin dünya emperyalist sistemi adına kaostan korkması, hatta nerdeyse ABD’den boşalacak dünya patronluğunu Çin’in üstlenmesini dilemesi çok çarpıcı.
Daha önce bu köşede Çin’in ABD olamayacağını tahlil etmiştik (Aydınlık, 11-12-13 Nisan 2012). Brzezinski de aynı görüştedir.

ABD’nin haraç sistemi çökünce
Brzezinski’nin bıraktığı yerden devam edersek, asıl kaos ABD’nin içinde kopacaktır. Çünkü bu tahlil, ABD’nin haraç sisteminin çökeceği konusundaki kestirimlerimizi ve stratejimizi doğrulamaktadır (Bkz. Bilimsel Sosyalizm ve Bilim kitabı).
Dolar ihracı düşen ABD, savaş veya içe kapanma siyasetlerinden birini seçmek zorundadır. Aslında her ikisi de, ABD’nin “milliyetçi paranoya”ya sürükleneceği anlamına gelir. Faşizm dense, herkes daha kolay anlar. Çünkü ABD, bugüne kadar kendi içindeki sınıfsal çelişmeleri, dünyadan silah zoruyla topladığı haraçla yumuşatmıştır. Haraç azalınca, içteki zorbalık ağırlaşacaktır. ABD, kaosla tanışacaktır ve yükselen sınıf mücadelesiyle elbette.

Yükselecek eğilimler
Dünyaya gelince, jandarmasız kalan gezegenimizde devrimci yükseliş kaçınılmaz gözüküyor.
ABD baskı ve denetiminin zayıflaması, hem devletlerin bağımsızlık yönündeki atakları, hem de halkların devrim mücadelesi için elverişli bir ortamı tanımlıyor.
Brzezinski’nin gözleri, jandarmasız dünyada yalnız kaosu görüyor. O koşullarda ülkeler arasındaki cepheleşmelerin şiddetleneceğini, millet ve din savaşlarının yayılacağını otoriter eğilimlerin güçleneceğini tahmin ediyor.
Oysa bütün bu eğilimler, ABD kökenlidir. Küreselleşme programı, milli ve dinsel parçalanmaları kışkırttı. Arkada kalan dönemde, Sovyetler Birliği, Yugoslavya, Çekoslovakya, Irak parçalandı. Türkiye parçalanıyor. Bütün Ezilen Dünyada parçalanma eğilimi yükseldi.
ABD jandarmalığının zayıflaması, bütün bu süreçleri tersine çevirecektir. Bölgesel birlikler, milli birleşmeler ve laikleşme eğilimi yükselecektir.

Bölgemiz jandarmasız kalırsa
Bölgemizi düşünelim. Suriye, Irak ve İran cephelerinde, ABD bölünmeyi temsil ediyor. Çin, Rusya ve Hindistan ise, bu ülkelerin birliğini güçlendiren etkenlerdir.
Brzezinski, dünyayı jandarmasız kalmakla korkutuyor. Oysa jandarmasız bir dünyada, yeni denge ve barışı kuracak olan, yeni bir ABD değil, çok kutuplaşmadır. Ülkeler bağımsızlaşacak, ülke ve bölge çapında birleşmeler olacak ve halk devrimleri gerçekleşecektir. ABD’nin boşluğunu, devletler, yerel birleşmeler ve devrimler dolduracaktır.
ABD’nin efendiliği, dünyaya etnik ve dinsel bölünme getirdi, çünkü diktasını ancak bölerek yürütebilirdi. Efendinin yıkılışı, birleşme getirecektir. Ayrılıkçılık, bölücülük, cemaatçilik, tarikatçılık, büyük koruyucusunu kaybetmektedir.
Çizilen tablo, ABD’de kaos, dünyada devrimci yükseliş tablosudur. Nazif Ekzen’in Aydınlık’taki yazısında sıraladığı veriler de devrim sürecine işaret etmektedir.

AKP ve PKK için alarm zilleri
Türkiye’de 1 Mayıs alanlarının kürsülerini etnik bölücülüğe teslim edenlerin geleceği hiç parlak gözükmüyor. AKP’nin ve PKK’nin geleceği de karanlıktır.
Ortadoğu’da ABD denetiminin zayıflaması, AKP’yi de PKK’yi de çok zor hallere düşürecektir.
PKK’nin kuyruğuna takılan meslek kuruluşları ve partilerin yönetimlerini Ufuk Uraslaşma beklemektedir. Bu süreç, PKK’ye en yakın olanlardan başladı bile.