Önümüzdeki birkaç yılda Türkiye büyük bir kararı hayata geçirecektir.
2013, o büyük kararın başlangıç yılıdır.
Karar yılında kararlı olacağız.
Bizim, öncülerin kararlılığı, halkın kararını eyleme geçiren iradedir, bunu biliyoruz.
Giden yıl, gelen yılın haberini verdi.
2012, Türkiye’nin bahtının açıldığı yıl oldu.
2013, karar yılı olacak. Türkiye halkının 2013’te vereceği karar, 2014 ve sonrasını belirleyecek.
Umut yılından karar yılına giriyoruz.
Cumhuriyet ayağa kalktı
Türkiye halkından umudu olmayanlar, 2012 yılında görüşlerini değiştirdiler. Arkada kalan yılda Türkiye halkı, dünyanın en diri halklarının en önündeydi.
19 Mayıs’ta başladı bu süreç. İstanbul’da polisin saptamasına göre 240 bin yurttaşın TGB önderliğindeki yürüyüşü, Umut Çağını açtı. Cumhuriyet, önce gençliğiyle yeniden doğruldu.
26 Mayıs bir ilkti. Kamu emekçilerinin sendikaları el ele vererek yüzbinleri greve götürdüler. İlk olan, el ele vermeleriydi.
16 Eylül Hatay direnişi umuda konan yasağı tanımadı. İşçi Partisi önderliğindeki Hatay halkı, o gün Antakya’nın kapılarında, merkezinde ve varoşlarında ayağa kalktı, elini savaşan Suriye’ye uzattı. O şahlanış 22 Aralık’ta İşçi Partisi Öncü Kadın’ın önderliğindeki kitlesel eylemle devam etti.
29 Ekim, 10 Kasım, 13 Aralık, 23 Aralık dizisi, halk hareketinin adını koydu. Bu bir Cumhuriyet ayaklanmasıydı. Ayağa kalkanlar, “Mustafa Kemal’in askerleri”ydi. Milyonlar, Atatürk’te birleşiyordu. Türkiye, yeni kararını veriyordu.
Bu halkın büyüklüğünü görelim. Dünya tarihinde, dağ başındaki bir hapishanenin kapısına 100 bin insanın dayandığına tanık olduğumuz ikinci bir örnek yok.
Ve bu halkın örgütlenme yeteneğini de küçümsemeyelim. O halk oraya örgütle getirilmiştir.
Ve bakınız, yeni yıla Sanatçı - Aydın ve Öğrenci isyanıyla giriyoruz.
2013’te neler olacağı gözükmektedir.
İşçi Partisi tarih sahnesine çıktı
2012 Cumhuriyet Ayaklanmasını iyi anlamalıyız.
Bu hareket kendiliğinden değildir, örgütlü önderliğin rolü belirleyicidir. 2012, aynı zamanda İşçi Partisi’nin yeni dönemin rotasını belirleyen örgütlü güç olarak tarih sahnesine çıktığı yıldır. Bu, Türkiye açısından son 40 yılın ön önemli olayıdır. Çünkü halk hareketinin Kemalist Devrimi tamamlayacak gizilgücünü ifade etmektedir.
Türkiye, ancak devrimle çözeceği sorunlarla karşı karşıyadır ve bu tarihsel görevin pususunda olan örgütlü öncü tarih sahnesinde belirmiştir.
Yeni dönemin kitle hareketindeki yıldızları da, TGB ve ADD gibi Cumhuriyet örgütleridir.
Atatürk’te birleştik
Atatürk’te birleşen hareket artık belirleyicidir. Bölünme Anayasası için masaya oturan AKP-CHP-MHP koalisyonu dağılmaktadır. Millî Anayasa Forumu, Meclis dışındaki mücadelesiyle, Bölücü Anayasa girişimini bozguna uğratmıştır.
CHP’de karşıdevrim yenildi
MHP’de Atatürk rüzgârı geliyor
2012, CHP’ye de uğur getirdi. 29 Ekim’den 23 Aralık Menemen Mitingi’ne kadar iki ay içinde, CHP bambaşka bir konuma gelmiştir.
CHP’ye bir tertiple dayatılan YCHP kimliğini, halk hareketi geçersiz ilan etmiştir. Bir ay önce Gençlik Kurultayı’nda yetkililer “Hepimiz Seyit Rızayız” diye konuşurken, bugün CHP “Mustafa Kemal’in askerleri” mevzisindedir.
Halk hareketi, CHP’deki Neoliberal-tarikatçı karşıdevrimi bastırmıştır.
Aynı süreci önümüzdeki yıl göreceksiniz MHP yaşayacaktır.
Halk hareketi, Atatürk’te birleşmiştir ve vatansever kitlesi olan partileri Atatürk’te birleşmeye zorluyor. Bu rüzgâr, AKP’nin tabanında da esmektedir ve daha kuvvetli olarak esecektir.
Bu rüzgâr yeryüzünde esiyor
Bu rüzgâr, Türkiye’nin sınırlarının ötesinde yeryüzü rüzgârıdır. Türkiye, Atatürk’te birleşirken, Mısır halkı da Nasır’da birleşiyor. Latin Amerika’da Bolivar’ın çocukları ülkelerinin geleceğine el koyuyor. Asya ise, Ezilen Dünyanın gövdesi olarak Avrasya cephesinde toplanıyor.
2012 yılında Türkiye’nin bahtı açılırken, dünyanın bahtı da Suriye’nin direnişiyle açıldı. BAAS, Suriye’nin Atatürkçülüğüdür ve bağımsızlık mücadelesi orada da 20. yüzyıl dinamiklerini canlandırdı. Arap Baharı, bugün Suriye ve Mısır önderliğinde kendi geleneksel yatağına giriyor, devrimcileşiyor ve laikleşiyor.
Atlantik’te güneş batıyor
Atlantik kıyılarına baktığımız zaman, 2013 yılında havanın kapalı olduğunu görüyoruz. Güneş doğudan doğarken, Atlantik karanlık çağına girmektedir. 500 yıllık Atlantik Çağı bitmiştir. Emperyalist-kapitalist sistem, Batıdaki tepelerin ardında batmaktadır. Bunun çaresi yoktur ve 2013 ufkunda bu batışın kuvvetli işaretleri gözüküyor.
Türkiye’nin kararı bellidir
Türkiye’yi 2013’te karara yönelten etkenleri her gün daha belirgin olarak yaşayacağız.
Karar bellidir: Türkiye Küçük Amerika sürecinden çıkacak ve Kemalist Devrimi tamamlayacaktır.
Karşıdevrim ile Cumhuriyetin hesaplaşması Türkiye’nin gündemindedir.
Bu hesaplaşma, aynı zamanda çöken Atlantik ile yükselen Asya’nın hesaplaşmasıdır. Bütün etkenler, Türkiye’yi tıpkı 1908 ve 1920’deki gibi Asya’nın öncü konumuna yöneltiyor. Bu tarihsel görev, yeni kamucu ve insancıl uygarlığa ön mevzilerde katkıda bulunmaktır.
O nedenle karar, yalnız Türkiye için değil, insanlık içindir. Atatürk, yine bir insanlık umudu olarak Türkiye’nin bağrından doğmaktadır.
Karar yılında örgüt kararlılığı
Umutlar kararı besliyor.
Önümüzdeki birkaç yılda Türkiye büyük bir kararı hayata geçirecektir.
2013, o büyük kararın başlangıç yılıdır.
Karar yılında kararlı olacağız.
Bizim, öncülerin kararlılığı, halkın kararını eyleme geçiren iradedir, bunu biliyoruz.
Karar, örgütle hayata geçer.
Kararlı olmak, aynı zamanda partili olmaktır.
Halk var, 2012 bunu kanıtladı.
İşçi Partisi de var, 2012 bunu da kanıtladı.
Peki siz var mısınız?
Karar yılına girerken, sizi karara çağırıyorum.
Bağımsızlık, özgürlük, dirlik, esenlik, kardeşlik; gökten ihsan edilmeyecektir. Bahtımız, bizim ellerimizdedir, bizim kararımızdadır.
2013 yılını güzelleştirmek için her şey var, ve 2013’ü güzelleştireceğiz kararımız karardır.
Aydınlıklar, özgürlükler, güzellikler ve esenliklerde buluşacağız.
Gönlümüzdeki 2013 bizi bekliyor.