İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:İŞ GELDİ FÜZEDEN TELEVİZYON YAPMAYA!

Moralim ve umutlarım olağanüstü yüksek.
Çünkü biliyorum, soba borusundan füze yapan devrimci ruh, şimdi o füzeyi kesinlikle televizyon haline getirecektir.
Ve bir çünkü daha: Yapılacak işin ustasını gökte arıyorlardı, oysa şimdi başlarında bulmuşlardır.
Tarih:

Moralim ve umutlarım olağanüstü yüksek.
Çünkü biliyorum, soba borusundan füze yapan devrimci ruh, şimdi o füzeyi kesinlikle televizyon haline getirecektir.
Ve bir çünkü daha: Yapılacak işin ustasını gökte arıyorlardı, oysa şimdi başlarında bulmuşlardır.

Levent Kırca’nın Ulusal Kanal Genel Müdürü olarak işbaşı yapması, önemli bir olaydır. Yalnız Ulusal Kanal tarihi açısından değil, Türkiye için de yeni dönemin işaretlerindendir. Nitekim Hürriyet gazetesi, olayı anladı ve sayfa başlığı yaptı. Yayınladıkları fotoğraftaki o toplu sevinç, yarınki Türkiye’nin neşesidir.
Ulusal Kanal’ın yüzü gülüyor. Türkiyemizin de yüzü gülecek!

Füze yapmak için
televizyondan anlamak gerekmiyor
Ulusal Kanal, neresinden bakarsanız bir mucizedir.
Yüksek Makine Mühendisi Ferit İlsever önderliğinde Ulusal Kanal çalışanları “soba borusundan füze” yaptılar ve uzaya çıktılar.
Füzeyi yapanların içinde televizyondan anlayanlar pek yoktu. Çünkü füze yapmak için, televizyoncu olmak gerekmiyor. Doktorlar, mimarlar, berberler, çilingirler, maden işçileri, tuhafiyeciler falan bu işi başardı.
İçlerinde televizyonculuğa en yatkın olanlar, yine de tuhafiyecilerdi. Çünkü televizyonculuk bizler için tuhaf bir şeydi.

Halk hareketinin gözü oldu
sesi oldu, ateşçisi oldu
Arkada kalan 13 yıl içinde füzeyle uyduya çıkıldı ve Ulusal Gönüllüler ordusunun canla başla çabalarıyla hakikat işçiliğinde büyük işler yapıldı. Ulusal Kanal, 2012 Umut Yılının kahramanlarındandır, halk hareketinin gözü oldu, sesi oldu, ateşçisi oldu.
Ve böylece 2013’e geldik.

Gökten bir ışık indi
Şimdi sıra füzeden televizyon yapmaya gelmişti. Ulusal Kanal’ın mimarları, merdanecileri, urgancıları ve tornacıları soba borusundan füze yapmayı becermişlerdi. Ancak füzeden televizyon yapmayı bilmiyorlardı.
İşte tam bu anda gökten bir ışık indi. Beyinlerde şimşekler çaktı. Füzeyi televizyon yapacak usta, ışığın içinden çıktı ve gülerek bize bakıyordu.

Herkes “füzeyi nasıl televizyon yaparız”
diye görüş beyan ediyor
Burada Silivri’de keyfim yerinde, Ulusal Kanal’da yapılacak ilk çalışanlar toplantısını düşlüyor ve kendi kendime kahkahalarla gülüyorum.
Levent Kırca Genel Müdürün tek bacağı büyük olasılıkla kırık olan koltuğunda, masanın başında oturuyor. O koltuğu Berber Mustafa dükkânını kapatınca getirmişti. Ya getirmeseydi?
Musluk tamircisi, terzi kalfası, doktor, ebe, avukat, iktisatçı, gençlik lideri, kestane kebapçı, tersane işçisi, ekskavatör sürücüsü, marangoz çırağı, tesviyeci, keten helvacı, nalbant, semaverci ve Türkiye’nin son semer tamircisi, hepsi füzeyi televizyon yapmak için görüşlerini açıklıyor ve tartışıyorlar. Levent Kırca da, can kulağıyla onları dinliyor ve görüşlerinden istifade ediyor.
Bizim gibi gurbete düşenlerin eksikliğini kuşkusuz hissetmişlerdir. Televizyondan anlamayabilirim, ama inci döktürmeyi çok iyi biliyorum. İncileri düzemediğim için çok üzgünüm.

Yapılanlar bizimdir
şimdi o devrimci ruh
yapamadığımızı başaracak
Moralim ve umutlarım olağanüstü yüksek.
Çünkü biliyorum, soba borusundan füze yapan devrimci ruh, şimdi o füzeyi kesinlikle televizyon haline getirecektir.
Ve bir çünkü daha: Yapılacak işin ustasını gökte arıyorlardı, oysa şimdi başlarında bulmuşlardır.
Ulusal Kanal emekçileri bugüne kadar yaptıkları işi yapmaya devam edecekler. Çay ocağındaki arkadaş çay demlemeyi sürdürecek kuşkusuz.
Levent Usta, bugüne kadar yapılamayan işleri yapacaktır.
Ulusal Kanal’a devrim geliyor ve devrim kendimizden başlıyor.
Gönül birliğiyle, elbirliğiyle işbaşındayız. Öğrenmek bizim aşkımızdır. Çivi çakmayı çivi çakarak öğreniriz. Televizyonculuğu niçin öğrenmeyelim, artık öğretmenimiz de var.
Yaptıklarımız bizimdir, yapacaklarımız da bizim olacaktır.

İçte güzellik, yüzde güzellik, işte güzellik!
Ulusal Kanal’ın ateşli bir yüreği var, aydınlık bilinci var, fedai geleneği var, ruhu güzel, içi güzel!
Şimdi yüzü de güzel olacak, güzellik üretecek ve güzellik yayacak!
“İşte güzellik” diye bakacağız Ulusal Kanal’a.
Sevinçliyim, Ulusal Kanal beni de güzelleştirecek!
Güzel Türkiye’yi kurmak için, güzel olacağız.
Şimdi emeğimizi güzelliğe adıyoruz.
Feda olsun diyoruz.

Kararlılık yaratıcılıkla buluştu
Ulusal Kanal’da olağanüstü bir “yaparız” kararlılığı var. Oranın hazinesi o gönüllü emektir ve o yiğitliktir.
Ve o kararlılık, şimdi yaratıcılıkla buluştu.
Güzellik ustasına ve güzellik işçilerine kolay gelsin diyoruz.
Sevinç ustasına ve sevinç üreteceklere selam ediyoruz.
Adım gibi biliyorum, yaparlar!
Yaparız!

NOT: Bu yazıyı F/6 hücrelerinden arkadaşım SAT Komutanı Levent Bektaş’a armağan ediyorum, ona ve Levent Göktaş komutana F/3’ten selamlar yolluyorum.