Ulus Meydanı’ndaki gençler ana babalarına hangi haberi yolladı? Cumhuriyetin şahlanışına polisten başka biber sıkanlar oldu mu? Sistemin sıcak koltuklarında hangi Cumhuriyetin yurttaşı olunuyor? O kadının dizlerinin acıdığını mı düşünüyoruz, yoksa sevincini mi paylaşıyoruz?
“Babama söyleyin Ulus’ta biber gazı yedim.”
Biber gazı tekmili
Haberi yollayan, E. Jnd. Alb. Hasan Atilla Uğur’un oğlu. Görev tekmili veriyor.
Yalnız genç Uğur değil, Aybüke Yıldırım ve İpek Çiçek’ten de babalarına aynı görev raporları geldi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi’ne başlayan Can Perinçek de Ulus Meydanı’nda görevinin başındaydı.
Biber gazı sevinci
Analar ve babalar şimdilerde, “bizim kızımız, bizim oğlumuz biber gazı yedi” diye övünç duyuyor. Göğüsler biber gazı ile kabarıyor. Gönüller biber gazıyla şenleniyor. Ana babaların içlerinde “vah yavrum” diyen yokmuş, herkesin yüzü gülüyormuş.
“Nerden biliyorsun” diyeceksiniz.
Okuyucularımızı etkileyebilmek için burada biraz hücre edebiyatı yapalım. Duruşmalara katılmaktan müebbeden yasaklandığım için, haberi F-3 hücrelerine Erkan Önsel ve Mehmet Bedri Gültekin getirdi.
Sabah demir kapının gıcırtıları arasından geçerek mahkemeye gitmişlerdi. Akşam kör pencerenin demir parmaklıklarına sarılarak, onların yolunu gözlüyordum. Gerçi bu hücrelerde “kör pencere” yok ama Ahmed Arif’in şiirinde var ya, maksat yazı acıklı olsun. Ama yine olamıyor, çünkü hücre arkadaşlarım güle oynaya döndüler. Biber gazı maalesef kimseyi etkilememiş. Mahkeme salonundan yalnızca Cumhuriyet neşesini getirdiler.
Boşuna mı sıkıldı biber gazı
Biber gazı peki boşuna mı sıkıldı? Yazık değil mi BOP Eşbaşkanlığı’nın bütçesi zorlanıyor.
Meraklanmayın boşuna sıkılmadı. Biber gazı, üzerine sıkılanları etkilemiyor. Asıl etki, biber gazı yemeyenleredir.
Yapılan araştırmalar, biber gazının fizyolojik ve kimyasal etkisinin önemli olmadığını kanıtlıyor. Asıl kalıcı etki, ideolojik.
Biber gazı sıktıktan sonra polisin işi bitiyor. Anında Gladyo medyası ideolojik biber gazı püskürtüyor topluma. Sahte ve gevşek solcular da biber gazı dedikodularıyla hemen alanlara çıkıyorlar. O nedenle Ulus Meydanı’nda biber gazının etkisi görülmüyor ama toplum biber gazıyla boğuluyor.
İdeolojik biber gazından kaçamayanlar
Gladyo medyası, Nazlı Ilıcak’tan Taraf gazetesinin Neoliberallerine kadar, bakınız Cumhuriyet şahlanışında biber gazından başka yazacak şey bulamıyorlar. CHP’nin Neoliberal yöneticileri de zaten sürekli onların ağzına bakıyor. Polisin biber gazından kaçarken çok başarılılar, ama ideolojik biber gazından kurtulamadılar.
Bize şaşırtan, CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan gibi Cumhuriyetçilerin yürek yakan açıklamaları oldu. Tarhan, Cumhuriyet gazetesine Ulus Meydanı’nda yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Bir bebek gazdan etkilendi. Babasının kucağında uyuyup kaldığını gördüm. Babası bayıldığından endişe ediyordu.” (Cumhuriyet, 30 Ekim 2012). Ankara Milletvekilimiz, biber gazından kendisinin etkilenmediğini belirtiyor. Ancak O’nu “tek etkileyen” bayram kutlamasına biber gazı sıkılması olmuş.
CHP’deki biber gazı etkisi
Emine Ülker Tarhan, Meclis’e girmeden önce benim kahramanlarımdandı. AKP iktidarının zorbalığına karşı çok etkili bir duruşu vardı. YARSAV Başkanı olarak TGB’nin kuruluş yıldönümündeki konuşmasını Ulusal Kanal’dan izlemiştim. Örnek bir Cumhuriyet savaşçısıydı.
Yalnız Tarhan değil, başka aydınlarımız da var, CHP devrimci aydını liberalleştiriyor, sistemin içine çekiyor. Milletvekili atadıklarının bilincine biber gazı sıkıyor. Örneğin Güldal Mumcu da öyle. Eski Güldal’a benziyor mu?
İdeolojik biber gazının etkisi, sanıyorum milletvekili atama makamına ilişkin yorumlarla bağlantılı. Yoksa insan niçin duruşunu değiştirir?
İdeolojik biber gazı duyarlılıkları değiştiriyor.
Sistemin sıcak koltuklarına yerleştiğiniz zaman Cumhuriyetiniz de değişiyor, hatta sıradan Türk kadınının duruşundan uzaklaşıyorsunuz.
İdeolojik biber gazı, sizi Abdullah Gül cumhuriyetinin enteli yapıyor.
Biber gazına onurlu meydan okuma
Polisin üzerine çapraz ateşle su sıktığı o kadının görüntüleri ne kadar görkemliydi. Su ve gaz sıkanların üzerine üzerine yürüyor ve elindeki TGB bayrağını dalgalandırıyordu. O ne onurlu meydan okumaydı!
İsmini bile bilmediğimiz ve isminin bilinmesine merakı olmayan o güzel kadına hangi mevziden bakıyoruz?
Acaba içimizden kaç kişi o kadının tazyikli suyla yere yıkıldığı zaman, dizlerinin acı duyduğunu düşünüyor?
Hepimiz O’nun dik duruşundaki sevinç ve mutluğu paylaşıyoruz.