1908 Devrimine "tepeden inmeci" damgası vurulur. Bu iddia, bir hurafedir; gerçeğe dayanmaz. Ama asıl hedefleri, Kemalist Devrim ve Atatürk’tür. Devrime tepeden bakan sıradan görüşler, ne yazık ki ilerici aydınlarımız tarafından da sürekli yinelenir. 1908 Devriminin önderi olan İttihat Terakki Partisi’ne “darbeci, tepeden inmeci” gibi damgaların kendisi tepeden inmecidir. Oysa bizde halkçılık orada başlar. İttihat Terakki olmasa, bugün Türkiye’de çağdaşlık ve özgürlük adına hiçbir şey olmazdı. Hürriyet Devriminin başarısı olan Çanakkale Direnişi olmasa, bugün bambaşka bir dünyada yaşıyorduk.
24 Temmuz 1908, Hürriyet Devrimi’nin tarihidir.Atatürk, Lozan Antlaması’nın imzalanmasn bilinçli olarak o güne denk getirdi: 24 Temmuz 1923.24 Temmuz, Hürriyet Devrimi ile Kemalist Devrim arasndaki sürekliliği gösteren tarihtir.
1876’da Mithat Paşa ve Namık Kemallerle, Birinci Meşrutiyet’le başlar ve 2013 Haziran isyanı’na kadar gelir, hepsi Türk Devrimi’nin menzilleridir. Devam yakın gündemdedir.
1908’den 1923 Lozan’a
Anadolu’daki halk hareketleri ve Rumeli’de genç subayların dağa çıkmasndan sonra, gerçi II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908 günü bir irade-i Seniye yayınlayarak Meclisi Mebusan’ı toplantıya çağırmak zorunda kalmıştır. Ancak Hürriyet Devrimi’nin
tarihi 24 Temmuz olarak kabul edilmiştir. Cumhuriyet döneminde de bayram olarak
kutlanmaya devam edilmiştir. 1908 Devrimi, 150 yıllık Millî Demokratik Devrimimizin
ikinci halkasıdır. Bu halkalar iç içedir. Kemalist Devrim, bir bakıma 1908’de başlar ve onu izler.Bu iç içe geçiş özellikle İstiklal Savaşında kendini gösterir. İstiklal Savaşımız, 1914 yılında, yani Hürriyet Devrimi döneminde başlamış, 1918'den sonra Kemalist Devrim döneminde devam etmiş ve zafere ulaşmıştır. İngiliz ve Fransız emperyalistleriyle yapılan (Yunanistan ile değil) Lozan Antlaşması, devrimle kazanılan zaferin mührüdür ve zaferin kime karşı kazanıldığını yansıtır. Bağımsızlık için savaşın 1914’te başladığını görmezseniz, İstiklal Savaşını da Lozan’ı da anlayamaz ve açıklayamazsınız.
Bizi bizim kadar bilemezler
Başı dik aydınlarımıza her zaman örnek olan Seyit Nezir arkadaşımız, Aydınlık Kitap’taki son yazısında, Lenin’in 1908 Devrimi üzerine Devlet ve İhtilal’deki görüşünü aktarıyordu (19 Temmuz 2013). Rus devrimcileri, bizim Hürriyet Devrimini kardeş devrim gibi görmüşlerdir. Zaten Rus ve Türk Devrimleri 1905-1908 devrimlerinden beri hep el ele gitmişlerdir.
Lenin’in 1908 Devrimi üzerine uzun incelemeleri de var. Hepsini Lenin Stalin Mao’nun Türkiye Yazıları başlıklı kitapta topladım, yeni basımı yakında yapılacak. Ancak hemen belirtelim, Lenin’den bizi bizim kadar bilmesini bekleyemeyiz. Nitekim 1908 Devrimini “gerçek bir halk devrimi değil” diye değerlendirmesi yerinde değildir.
Tepeden inen “tepeden inmeci” damgası
1908 Devriminin "tepeden inme" olduğu ve "halk katılımının olmadığı" gerçi bizde de ileri sürülmüştür. Örneğin Prof. Dr. Mümtaz Soysal, bir "halk ihtilali" ve "yığın hareketi" olmadığını belirtir (Anayasaya Giriş, 2. yayınlanış, AÜSBF yayını, Ankara 1969, s.62 vd). Orhan Bursalı arkadaşımız da, devrime tepeden bakan sıradan görüşleri yineleyerek, 1908 Devriminin önderi olan İttihat Terakki Partisi’ne “darbeci, tepeden inmeci” gibi damgaları yapıştırmaktadır (Cumhuriyet, 3 Ocak 2013).
Bu görüşün gerçekle örtüştüğü söylenemez. Nitekim Prof. Dr. Sina Akşin, Feroz Ahmad, Prof. Dr. Yalçın Küçük, Prof. Dr. Zafer Kars, Prof. Dr. Bülent Tanör, Tevfik Çavdar, Ramsaur gibi 1908 Devrimi üzerinde çalışan bilim adamları ve araştırmacılar, 1908 Devriminin Türkiye özgünlüğünde ve zamanın koşullarında gerçekleşen bir halk devrimi olduğunu gösteren tarihsel olgulara işaret etmişlerdir. 1908 Devrimi geniş bir kitle tabanına dayanıyordu ve “millî ayaklanma” idi.
Anadolu ve Rumeli’deki halk hareketleri
1908 Devrimi, Anadolu ve Rumeli'de halk hareketleriyle başlamıştır ve yine o halkın parçası olan binbaşı, yüzbaşı rütbesindeki genç subayların dağa çıkmalarıyla devam etmiş ve zafere ulaşmıştır. Bu konuda tıp doktoru olan Prof. Dr. Zafer Kars’ın 1908 Devrimi öncesi Anadolu’daki halk hareketleri üzerine incelemesi, bizim bilim hayatımızda pek bilinmeyenleri ortaya koyması açısından çok önemli bir çalışmadır (1908 Devriminin Halk Dinamiği, Kaynak Yayınları, 2. basım, İstanbul, Haziran 1997).
1908 öncesinde Anadolu'da Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Ankara, Kastamonu, Bitlis, Van gibi kentlerde halk hareketleri oldu. Bu mücadeleler, Abdülhamit rejimini sarstı. Kaldı ki, Abdülhahit istibdadına karşı hürriyet ve meşrutiyet için mücadele eden aydın ve öğrenci hareketi de, halkın bir parçasıydı. Bu hareket, Yıldırım Koç arkadaşımızın yerinde olarak işçi karakterine vurgu yaptığı “küçük memurlara”, küçük sermaye sahiplerine ve aydınlara dayanıyor; geniş köylü kitlelerine sesleniyordu. Ayrıca Osmanlı devleti içindeki azınlık milliyetlerin demokratik hareketleriyle de ittifak halindeydi.
Genç subaylar, bu halk hareketinin bir parçasıydı. 1908 yılında Rume-li'de dağa çıkan Enver Bey, Sabri Bey ve Niyazi Bey’ler, aynı zamanda Osmanlı ordusunun komuta kademesine de isyan etmişlerdi.
1908 Devriminin halk dinamiği Hürriyetin ilanından sonra zincirlerinden kurtuldu. Hürriyetin İlanı’ndan sonraki işçi grevleri, gençlik hareketi, kadın hareketi, basın ve fikir akımları nedense bizde görmezden gelinir. Oysa devrim tarihimizin çok önemli eylemleridir.
1908 Devrimi gerçekleri
1908 Devrimi gerçekleri şöyle sıralanabilir:
1. Hürriyet Devrimi, bir öncü parti önderliğinde başarıldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti, Türkiye’de öncü partinin modelini kurdu.
2. Devrim, 31 Mart (14 Nisan) gerici kalkışmasından sonra ikinci büyük atılımını yaptı ve Mahmut Şevket Paşa’nın "Köhne Bizans'ın Yıldız Burcunda ikamet eden baykuş!" dediği Abdülhamit’i devirdi. İlk özgürlük anayasası 1909’da geldi. Meclis, 8 Ağustos 1909 tarihli kanunla Kanunu Esasi'nin 21 maddesini değiştirdi, üç yeni madde ekledi ve bir maddeyi kaldırdı. Bu değişiklikler o kadar kapsamlıdır ki, yeni bir anayasa¬dan söz edilmekte, hatta "1909 Anayasası" deyimi kullanılmaktadır.
3. 1908 Devrimiyle Türk Devriminin modeli kuruldu. Gênçlik ve halk hareketleriyle başlar ve ordunun özgürlükçü subaylarının katılımıyla devam eder.
4. Cumhuriyet Devriminin yolunu açtı, Meşrutiyet içinde Cumhuriyeti kurmaya başladı. Mustafa Kemal, 1908 Devriminin yapıldığı yıl, gencecik bir zabitken, arkadaşlarına devrimi tamamlama görevini belirtmekteydi: "İnkılabı ikmal etmek lazımdır. Biz bunu yapabiliriz. Evet inkılap yapacağız. Bugüne kadar yapılan inkılap kâfi sayılmaz. Fazlasını yapacağız.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.29, s.201 vd).
5. Dünya devrimine önemli katkıda bulundu. 1908 Devrimi, bir Asya Devrimi; bir Ezilen Dünya Devrimi idi. Dünya Devriminin Doğuya kaydığını gösteren ilk işaretlerden biri olarak değerlendirildi.
6. Kurtuluş Savaşımız 1908 Devrimi döneminde başladı. Çanakkale Direnişi mucizesi, 1908 Devriminin ürünüdür ve dünya tarihine yön verdi.