İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek: 20. Yüzyıl'ın bütün devrimleri vatan savunmasında oldu

Türk Devrimi'nin kaderini belirleyecek hesaplaşmaların dünya çapındaki hesaplaşmalarla kesiştiği hat, Kıbrıs'tan Kuzey Irak'a uzanıyor. Her güç, bu hattaki konumlanmasıyla cephe tutuyor. Bir yanda ABD, İsrail, İngiltere, Barzani, Talabani, PKK ve Güney Kıbrıs yönetimi var. E...

Tarih:

Türk Devrimi'nin kaderini belirleyecek hesaplaşmaların dünya çapındaki hesaplaşmalarla kesiştiği hat, Kıbrıs'tan Kuzey Irak'a uzanıyor. Her güç, bu hattaki konumlanmasıyla cephe tutuyor. Bir yanda ABD, İsrail, İngiltere, Barzani, Talabani, PKK ve Güney Kıbrıs yönetimi var. Emperyalizme karşı mücadele cephesi ise, Irak, Lübnan ve Filistin direnişçileri ile onları destekleyen Ortadoğu ülkelerinden oluşuyor. Türkiye ve KKTC'nin bağımsızlık güçleri de bu cephede yer alıyor.

BÜTÜN KIBRIS'I ABD ÜSSÜ HALİNE GETİRMEK
Bu saflaşma, en son Güney Kıbrıs'taki askerî üsler bağlamında bir kez daha kendini gösterdi. ABD, Güney Kıbrıs'taki Agratur ve Dikelya üslerine asker yığmaktadır. ABD-İsrail ittifakının Ortadoğu savaşındaki en önemli üssünün Güney Kıbrıs olacağı görülüyor. ABD'nin Kıbrıs'ı bütünleştirme planı da, aslında Kıbrıs'ın tamamını ABD üssü haline getirmek içindir. KKTC, bu planın önünde engel oluşturmaktadır. Kıbrıs meselesi, ABD açısından bu engeli temizlemektir. KKTC'nin bağımsızlık ve egemenliğini savunanlar, kendilerini nasıl adlandırırlarsa adlandırsınlar, nesnel olarak emperyalizme karşı mevzilenmiş bulunuyorlar.

Kuzey Irak'ta ve Türkiye'de PKK'nın yanında yer alanlar, Kıbrıs'ta ABD ile birlikte Denktaş düşmanlığı yapanlar, istedikleri kadar kızıl bayraklar taşısınlar ve en keskin lafları söylesinler, o kızıl bayraklar bir tek onların ABD cephesinde yer aldıklarını gizlemeye yarıyor.

ENTERNASYONALİZM NEDİR?
Enternasyonalizmin aslında basit bir tanımı vardır: Kendi vatanında emperyalizme karşı mücadele safında olacaksın. Bulunduğu ülkede ABD emperyalizminin hedef gösterdiği güçlere karşı mücadele edenler, Filistin'e veya Küba'ya selam gönderen nutuklarla enternasyonalist olamazlar. ABD emperyalizmi, bu türden sahte enternasyonalistlere bayılır. Onlara komünistlik taslama ruhsatı da verir. ABD gibi büyük güçler, kimi karşısına alacağını, lafa göre belirlemez, mücadele cephelerinde tutulan safa bakar. Bu nedenledir ki, Irak Komünist Partisi'ne Bağdat hükümetinde sandalye verir.

Türkiye'de ÖDP, EMEP, TKP, SDP gibi partilere bakıyoruz. Bunlar, hem Güneydoğu ve Kuzey Irak'ta ve hem de Kıbrıs'ta, ABD ve piyonlarıyla aynı cephede yer alıyorlar. Bu partilerin esas vuruşları, hep Türkiye'nin ABD emperyalizmine direnen güçlerinedir. Türk Ordusu mu, Kıbrıs'ta ABD'nin önündeki engel, öyleyse bütün atışlar o barikata yönelecektir. Kuzey Irak'ta Türk Ordusu'nun başına çuval mı geçiriliyor, öyleyse onların görevi de Türk Ordusu'nun ayaklarına dolaşmak olacaktır. SüperNATO, Şemdinli'den başlayarak, Türkiye'nin millî güçlerine karşı operasyonlar mı tertipliyor, tertibin ayak işlerinde o partiler boy gösterir. ABD, Türkiye'de "Kızıl Elma"dan mı korkuyor; bunların da baş düşmanı "Kızıl Elma"dır.
Bu partilerin içinde yer alan insanlarımızın yüzde 95'i iyi niyetli arkadaşlardır. Komünistlik, sosyalistlik, onlara ABD güdümlü çevrelerde öyle öğretiliyor.

DEVRİM İLE VATAN SAVUNMASI ARASINDAKİ ÖZDEŞLİK
Oysa 20. yüzyılın tek bir gerçeğini hatırlamak, doğru konumlanmaya girmek için yeterlidir. Emperyalizm çağında, bütün devrimler, emperyalizme karşı vatan savunmasında gerçekleşmiştir. En başta saltanatı yıkan Türk Devrimi, İstiklâl Savaşı'nın içinde oldu. Çin devrimi, Japon ve ABD emperyalizmine karşı vatan savunmasının ürünüdür. Yugoslavya, Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Polonya ve Romanya'da sosyalist devrimler, İkinci Dünya Savaşı'ndaki vatan savunmasının meyvesidir. Kore, Vietnam, Laos, Kamboçya devrimleri, Fransız ve ABD emperyalistlerine karşı vatan savunması düzleminde oldu. Küba devrimi, yine ABD emperyalizmine karşı mücadelenin ürünüydü. Bugün Ortadoğu ve Latin Amerika'daki devrimci çabaların hepsi, ABD emperyalizmine karşı vatan savunmasıdır. 1917 Ekim Devrimi'ni soracaklar, o devrim de emperyalist-feodal Rus Çarlığına karşı mücadelenin devamıdır ve savaş koşullarında olmuştur. Sovyet Devrimi, Rus emperyalistlerini devirdikten sonra, bu kez de İngiliz emperyalizmine ve daha sonra Hitler emperyalizmine karşı devrimi yaşatma savaşı vermiştir.

LENİN'İN EMPERYALİZM ÇAĞINDA DEVRİM TEORİSİ
Çağımızdaki bütün devrimlerin, ayrıksız vatan savunması ile özdeşleşmelerinin, kuşkusuz teorik açıklaması var. Lenin, o teoriyi Birinci Dünya Savaşı öncesinde ortaya koymuştu. Dedi ki: Artık 19. yüzyılın devrimleri arkada kalmıştır. Marks dönemi geçti, emperyalizm çağındayız. Devrim, bir ülkenin içinde işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki mücadelenin ürünü olmayacaktır. Artık devrim, emperyalist sömürü zincirinin bir ülkede kırılmasıdır. Yani devrim, bir ülkede emperyalizme karşı mücadelenin, başka deyişle vatan savunmasının ürünü olacaktır. İşte Leninizm dedikleri budur. Komünist Enternasyonal de, 1920 yılında toplanarak, Lenin'in bu teorisini kabul etmiştir. O kongrede devrimin merkezinin, proletarya-burjuvazi çelişmesinin merkezi olan Avrupa'dan Asya'ya kaydığı saptanmıştır. Ve yine Lenin'in önerisiyle, dünyadaki esas kamplaşmanın proletarya ile burjuvazi arasında değil, Ezen-Ezilen Dünya arasında olduğu belirlenmiştir.

20. yüzyıl tarihi, baştan sona Lenin'in emperyalizm ve devrim teorisini doğrulamıştır. Proletarya-burjuvazi çelişmesinin merkezi sayılan Avrupa ve Kuzey Amerika'da devrim mücadelesi sönmüş, buna karşılık devrimler, Çin'den Küba'ya kadar hep Ezilen Dünya'nın vatan savunmalarında gerçekleşmiştir.
En son bir yazı getirdiler, Türkiye Komünist Partisi, ABD'de yayınlanan BOP haritasından hareketle, aslında ABD'nin Türkiye'yi parçalamak istemediğini kanıtlamaya çabalıyor. Her şey burada bitiyor. Türkiye'nin ABD ile cephe cepheye geldiği bir ortamda, bu gerçeğin tersini ispat gayreti, bir tek ABD emperyalistlerini memnun eder. Türkiye gibi bugün topun ağzında olan bir ülkede, vatan savunmasından kopan partileri bekleyen kader, emperyalizmin oyuncağı haline gelmektir.