Sistem, 19 Mayıs’ı tutuculaştırmıştı. Şimdi 19 Mayıs, TGB önderliğinde
gençleşmiştir.
Sistem, 19 Mayıs’ı bürokratlaştırmıştı. Ayağa kalkan halk 19 Mayıs’ı
kamulaştırmıştır.
Ama en önemlisi, 19 Mayıs’ın kendisi Mustafa Kemalleşmiştir. Başka deyişle
özüne dönmüş, devrimcileşmiştir.
Sistem, 19 Mayıs 1919’a yalnız ve yalnız dış cepheden bakmamızı öğütler.
Oysa 19 Mayıs 1919 eylemi, asıl iç cepheye yöneliktir. Dış cephede kazanmak
için önce iç cephe kurtarılacaktır.
“Asi olduk”
Atatürk, bize 19 Mayıs 1919 eylemini 2 sözcükle özetlemiştir:
“Asi olduk.”
Ve Atatürk, 19 Mayıs 1919 eylemiyle başlayan birinci vazifeyi tek cümleyle
tanımlamıştır:
“İstanbul hükümetine, Müsliminin halifesine Milleti ve Orduyu isyan ettirmek
lazım geliyordu.” (Büyük Nutuk ilk 10 sayfa içinde)
19 Mayıs 1919’da bir isyan başlamıştır.
O isyan, İstanbul’daki İngiliz güdümlü hükümeti yıkmış ve Ankara’da devrimci-
milli bir hükümet kurmuştur.
Ankara’da o Anadolu hükümeti kurulmasa, milletin gücünü kim seferber edecek,
Orduyu kim örgütleyecek, İstiklâl Savaşını kim zafere götürecekti!
Mesele, öncü partinin Müdafaai Hukuk adıyla teşkilatlanması ve o öncünün hükümet
kurmasıydı. Biz, 1914’te Cihan Harbiyle başlayan Kurtuluş Savaşımızı, ikinci aşamada
bir devrimle padişah hükümetini yıkarak zafere ulaştırdık.
19 Mayıs’ı nasıl boğdular
19 Mayıs 1945, Anadolu ihtilalcilerinin son 19 Mayıs kutlamasıydı.
Cumhurbaşkanı İnönü’nün o gün yaptığı konuşma, tarihsel önemdedir. Hem devrimi
sürdürme iradesi vardır, Toprak Reformunun zorunluluğunu vurgular. Hem de yeni
dönemin haberi vardır: Türkiye Batı demokrasisine geçmektedir. (Akşam gazetesi ve
diğer gazeteler, 20 Mayıs 1945).
O “Batı demokrasisi”, bir milli devrimi boğmuş, Toprak Reformu atılımını ezmiş ve
en sonunda bir Gladyo-Mafya-Tarikat rejimi kurmuştur.
Yine asi olduk!
İşte 19 Mayıs 2012’ye böyle geldik.
19 Mayıs, 2012 yılında aslına dönmüştür.
19 Mayıs 2012 eylemleriyle, gençlik ve milletin öncüleri asi olmuştur.
Sistem, 19 Mayıs’ı tutuculaştırmıştı. Şimdi 19 Mayıs, TGB önderliğinde
gençleşmiştir.
Sistem, 19 Mayıs’ı bürokratlaştırmıştı. Ayağa kalkan halk 19 Mayısı
kamulaştırmıştır.
Ama en önemlisi, 19 Mayıs’ın kendisi Mustafa Kemalleşmiştir. Başka deyişle
özüne dönmüş, devrimcileşmiştir.
Çelenk koyabilmek için dahi devrimci olacaksın!
Artık, Türkiye’de çelenk koymak için bile devrimci olmak zorundasınız!
Taksim’deki o devrimci kadının eylemi, kamuya her şeyi öğretiyor. Mafya-
Tarikat rejiminin yasadışı görevlisi, o devrimci kadının önüne geçiyor. Kadın Mustafa
Kemal’in kızlarından! Yarıyor, geçiyor ve Atatürk’e ulaşıyor.
Yaşamak için tek yol
Dünyada anıtlara çelenk koymayı yasaklayan bir zorbalık rejimi görüldü mü,
ben bilmiyorum. Bilen varsa, lütfen bana bildirsin.
Ama çöken rejimler; çaresizleşir, aptallaşır, saçmalar ve halklara asi olmayı
öğretir. Size tek yol bırakır yaşamak için: Asi olmak!
Gençlik, TGB’nin eylemiyle Mustafa Kemalleşmiştir, asi olmuştur. Sözleri tek
cümledir: AKP iktidarını yıkacağız!
Asi olan, yalnız gençlik değildir; kamu asileşmektedir. Millet ayağa kalkmaktadır.
Ayağa kalkan millet, Ordusunu da Mustafa Kemalleştiriyor.
ABD emperyalizmi de, zavallı işbirlikçileri de, Türk Ordusunu Ortadoğu
savaşlarına piyon olarak süremeyeceklerini öğreneceklerdir. O isyan da başlamıştır.
19 Mayıs 1919 eylemi, artık tarih siperinden çıkmıştır.
Bir milletin tarih birikimi, duvarlarını yıkmış ve bütün ağırlığıyla 2000’li yılların
sahnesine girmiştir.
Cumhuriyeti yıkanları
Cumhuriyet yıkacak!
Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül-Fethullah Gülen üçlüsü, yasadışı bir rejimin iktidar
sahipleridir.
Bu rejimin efendileri Anayasa Mahkemesinin 31 Temmuz 2008 günlü kararıyla
ve cumhuriyetin hükmüyle yasadışıdır. Partileriyle ve isim isim hükümlüdürler.
Cumhuriyeti yıkanlar, Cumhuriyet güçleri tarafından yıkılacaktır!
Bu milleti bölmeye kalkanlar, birleşen millet tarafından yıkılacaklardır!
Bu ülkeyi, ABD’nin BOP seferinin ayakları altına serenler, halkın ayakları altında
kalacaklardır!
Tarihin ve Cumhuriyetin hükmü budur!