Hepsinin sorumluluğunu üstleniyorum
1 Mayıs 1977’de Doğu Perinçek ve arkadaşları ne yapmışlar da, böyle hedef
alınıyorlar? Partiye hangi talimatlar verildi ve nasıl uygulandı? 1 Mayıs tertibi hangi
kanıtlarla saptandı? CIA’nın oğlanları bugün ne yapıyorlar? ABD’nin yeni küresel
stratejisine dikkat!
1 Mayıs 1977’de Gladyo’yu temize çıkarma kampanyasında, ilk ateş Taraf’tan geldiği
için ordan başlıyoruz. Hedefleri Doğu Perinçek:
BOP Eşbaşkanlığının Sabah, Yeni Şafak, Star gazetelerinde de hedef Doğu
Perinçek.
Fethullah Gülen’in gazeteleri Zaman ve Bugün’de hedef, zaten her zaman
Doğu Perinçek.
Haçlı irticanın gazetesi Akit’te hedef Doğu Perinçek.
TÜSİAD’ın ve Gladyo’nun operasyon gazeteleri Milliyet ve Vatan’da sinsi ve
açık yollardan hedef Doğu Perinçek.
Ergenekon operasyonunun hedefinde Savcı Zekeriya Öz’ün açıklamasına göre
İşçi Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal var (ATV Ana Haber, 23 Temmuz 2008).
Gözümüzden kaçanlar varsa, bağışlasınlar.
Büyük sermayenin sınıf mücadelesi
30 yıldır böyle. Holding ve Haçlı irtica medyası, ne zaman sola saldırması
gerekse, hedef Doğu Perinçek’tir. Çünkü İşçi Partisi’nin Genel Başkanıdır. Genel
Başkanlık görevini bıraksın, hedef olmaktan çıkar. Hedef alınan, öncü partidir.
ÖDP, TKP, EMEP vb, onlar da sosyalist partiler değil mi?
30 yılın gazete ve televizyon arşivlerini tarayın, büyük sermayenin ve
gericiliğin bu partileri bir tek kez dahi hedef aldığına rastlayamazsınız. Evet bir kez
dahi!!!
Hani “sınıf mücadelesi” veriyorlardı, “büyük sermayeye karşı” savaşıyorlardı?
Onlar böyle düşünebilir, ama büyük sermayenin onlara karşı sınıf savaşı vermediği
30 yıldır ortadadır. Hatta Ufuk Uras zamanında holding medyası ve Fethullah Gülen
gazeteleri ÖDP’yi alenen ve kampanya halinde desteklemiştir. Gazete sayfaları
çarşaf çarşaf arşivlerdedir.
ÖDP ve TKP’li arkadaşları, yoldaşım olarak görüyorum. Değerli arkadaşlar
hepsi. Büyük sermaye ve medyası, 30 yıldır her durumda niçin Aydınlıkçıları hedef
alıyor, bu soruyu kendilerine sormaları için yazıyorum. Büyük sermayenin onları
hedef almayışının bir tek nedeni vardır: Doğru mevzide değillerdir veya kısmen
doğru, kısmen yanlış cephededirler.
1 Mayıs 1977 raporu
Peki 1 Mayıs 1977’de Doğu Perinçek ve arkadaşları ne yapmışlar da böyle
hedef alınıyorlar?
Doğu Perinçek’in önderlik ettiği parti, gelişmeleri değerlendirerek, 1 Mayıs 1977
gününe odaklanmış büyük bir tertip hazırlandığını saptıyor. Bir darbe planı olduğunu
da görüyor. Organlarda açıkça yazıyor bunu.
Partiye verilen talimat
Parti’ye şu talimat veriliyor:
Bir: 1 Mayıs 1977 günü, “sol içi çatışma” zemini kullanılarak büyük bir tertip
bağıra bağıra gelmektedir.
İki: Bu durumda tertibi boşluğa düşürmek için, 1 Mayıs’a örgüt flamasıyla ve
toplu olarak katılmayacağız. Arkadaşlarımız üyesi oldukları sendikalar ve kitle
örgütleriyle alanda bulunacak ve eylemin başarıyla yapılmasına katkıda
bulunacaklar.
Üç: Tertibe ilişkin saptamamızı ve 1 Mayıs’a flamayla toplu olarak
katılmayacağımızı bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyuracağız.
Dört: DİSK, THKP-C/Sol (Halkın Yolu), THKO (Halkın Kurtuluşu), TİKKO gibi
sendika ve örgütler ziyaret edilerek, tertip hazırlandığı kanıtlarıyla anlatılacak ve
dostça uyarılacaklar. Özellikle basının bugün “Maocu” diye suçladıkları THKP-C/Sol,
THKO ve TİKKO’ya flamayla ve toplu olarak katılmamaları önerilecek.
Talimatlar uygulandı
Bütün bunlar yerine getirilmiştir. Basın toplantısı yapılmıştır. Ferit İlsever,
Hasan Yalçın, Hüseyin Karanlık, Doğan Yurdakul ve diğer arkadaşlarımız tek tek
ziyaretleri yapmış ve uyarılarımızı anlatmışlardır. Bu görüşmeleri yazsalar,
tecrübedir, yararlı olur.
Dahası, Taksim’e yakın bir binada telsiz dinleme istasyonu kurulmuş ve tertibi
düzenleyenlerin konuşmaları banda alınmıştır (Telsiz dinleme ve kayıtta görevli
arkadaş nerelerde, haberlerini alamıyoruz).
Tertipçiler, “Dalyan”, “Santiago” gibi kodlar kullanarak balıkları “Dalyan”da
toplama ve ağları çekme planını uyguladıklarını telsiz konuşmalarında
söylemektedirler. Tertipçiler, bütün grupların içindeki ajanlarıyla sürekli irtibat
halindedirler. Bunlar polis telsizleri değildir; farklı bir “örgüt”tür. Polis telsizleri de
tertibi gösteren veriler içeriyor.
Olaydan sonra da, 1 Mayıs katliamını araştırdık ve çok önemli kanıtlar topladık
ve yayınladık. Bu son derece sağlam tutumumuz nedeniyle 1 Mayıs 1977 olayında
sonra THKP-C/Sol örgütü ki, o zamanın en büyük sol örgütlerindendi, toplu olarak
partimize katılmıştır.
Şimdi, bütün bunları, başta Halil Berktay ve Oral Çalışlar olmak üzere meydana
sürülenler ve çeşitli beyanatlar verenler bilmiyorlar mı? 35 yıl niçin sustular?
Hepsine kefilim
Yine ısrarlı uyarımıza rağmen, alana flamayla ve toplu olarak gelen o zamanki
“Halkın Kurtuluşu” ve bugünkü EMEP’in niçin hiç sesi çıkmıyor? Alana girmek için
DİSK’in barikatına dayanan “Maocular” onlar değil miydi? Yoksa biz miydik?
Zararı yok, ben İşçi Partisi Genel Başkanı olarak, 1 Mayıs 1977 günü Taksim
Meydanı’ndaki bütün sol örgütlerin ve sendikaların sorumluluğunu üstleniyorum.
Başyazarımız Serhan Bolluk çok güzel yazdı. 1 Mayıs 1977 öncesinde ve eylem
günü, uygulanan tertibe zemin oluşturanlar, gidişatın farkında olmayanlar, aymazlar
vb. vardı. Ama tertibi planlayan ve uygulayan, sol gruplar değildi. Grupların içinde
ajanların varlığı zaten telsiz konuşmalarıyla saptanıyor.
CIA’nın istikrarsızlaştırma operasyonunun ilk önemli eylemi
Tertibin bir Amerikancı darbe girişimiyle bağlantısı, o zaman Başbakan
Süleyman Demirel, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, TSK ve ilgili devlet
kurumlarınca saptandı. Kendilerine göre uygun ifadelerle kamuoyuna da açıkladılar.
Daha önemlisi, 1977 Haziran seçimlerinin yapılmasını ve Ecevit’in iktidara gelmesini
önlemeyi amaçlayan Amerikancı cunta da toplu olarak emekliye sevkedildi.
O süreçte yalnız 1 Mayıs katliamı olmadı. Sirkeci ve Yeşilköy sabotajları ve
bizzat Demirel’in mektupla bildirdiği Ecevit’e suikast tertipleri, birbiri ardı sıra geldi.
Plan kapsamlıydı ve tertipler aynı karıştırma hedefine yönelikti.
Türkiye’de NATO ile başlayan bir Gladyo gerçeği var.
1977-1980 arasında yürütülen bir istikrarsızlaştırma operasyonu var.
Arkasından gelen 12 Eylül darbesi var.
CIA, “bu operasyon benim eserimdir, bizim oğlanlara yaptırdık” diyor.
CIA’nın oğlanları yine sahnede
Ve aynı CIA, bugün yine kendi oğlanlarına CIA’yı aklama operasyonunu
yaptırıyor.
ABD’nin bu yıl ilan ettiği yeni küresel stratejisine dikkatinizi çekerim. ABD silahlı
kuvvetleriyle doğrudan müdahale yerine müttefiklerin kullanılması ve örtülü
operasyonlar yeğleniyor.
Herkes Suriye’ye askeri müdahaleyi konuşuyor, oysa örtülü operasyonlar
yürüyor.
CIA, oğlanlarını sahneye itmiştir. Atlantik Medyası, görevini yapıyor.
1 MAYIS 1977 ÜZERİNE İNCELEMELER
1 Mayıs 1977 olayı üzerine en özlü inceleme, Hasan Yalçın’ın “Susurluk
Konferansı”na sunduğu bildiridir. Yayımlanmıştır: Susurluk Konferansı, Kaynak
Yayınları. Hasan Yalçın’ın Bütün Eserleri’nde de olmalı.
Ayrıntılı çalışma ise Ferit İlsever’in 3 ciltlik Kontrgerilla kitabındadır. Kaynak
Yayınları.
Nail Güreli ve Barış Yetkin’in 1 Mayıs çalışmaları da önemli bilgiler içeriyor.