İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek: 1 MAYIS 1977’DEN 1 MAYIS 2012’YE DOĞRU MEVZİLENME

1 Mayıs 1977’nin açtığı kapı. Süreci doğru anlamak. 1980’den beri toplumsal
mücadele mevzileri. Sınıf mücadelesi millî mevzide. “Komünizm” lafazanlığına özgürlük
millî mücadeleye hapishane! Sol millî devrim mevzisine girecek, giriyor

1 Mayıs 197...

Tarih:

1 Mayıs 1977’nin açtığı kapı. Süreci doğru anlamak. 1980’den beri toplumsal
mücadele mevzileri. Sınıf mücadelesi millî mevzide. “Komünizm” lafazanlığına özgürlük
millî mücadeleye hapishane! Sol millî devrim mevzisine girecek, giriyor

1 Mayıs 1977 tertibi, tarihi önemdedir.

1 Mayıs 1977’nin açtığı kapı
CIA’nın Türkiye’yi istikrarsızlaştırma operasyonu eylemli olarak o gün
başlamıştır.
1 Mayıs 1977, 12 Eylül darbesine giden sürecin başıdır.
12 Eylül 1980 Amerikancı darbesi ise, bugünkü Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin
kurucusudur.
1 Mayıs 1977 katliamıyla başlatılan süreç, AKP’yi iktidara getirmiştir.
ABD’nin istikrarsızlaştırma operasyonu “CIA’nın oğlanları” marifetiyle
yürütülmüştür. BOP Eşbaşkanlığının inşası süreci oradan başlar.

Süreci doğru anlamak
12 Eylül’ün programı bellidir: Dünya ekonomisiyle bütünleşme millî devletin
tasfiyesi, özetle Kemalist Devrimin yıkılması.
Sol, bu süreci iyi tahlil etmelidir. Yalnız “sol” değil, millî olan bütün kuvvetler!
Türkiye’de “sol” kavramı yanlış kullanılıyor. Aslında emperyalizm çağında Ezilen
Dünyada millî olan bütün güçler, yenileşmenin güçleridir ve bu doğru tarife göre
soldur. Ancak bu tartışmaya gerek yok. Çünkü toplumda kavramlar başka yerlere
oturtulmuş.
Solun geniş kesimlerinin yanlışı, 1980’den bu yana toplumsal mücadelenin millî
devlet ve Kemalist Devrim mevzisinde olduğunu anlayamamış olmasıdır. Yalçın
Küçük, “Bugün Kemalist Devrim’in gerisine düştük” derken, tarihsel gerçeğe parmak
basıyor.

1980’den beri toplumsal mücadele mevzileri
Toplumsal mücadelenin veya sınıf mücadelesinin mevzisini siz keyfinize göre
belirleyemezsiniz. Güçler, tarihsel olarak verili koşullara göre mevzilenir.
Örneğin Türkiye’de bir özelleştirme programı uygulanıyorsa, sınıf mücadelesi
KİT’leri koruma mevzisindedir. (İşçi Partisi dışındaki sol, o mevziye “devlet
kapitalizmi” diye dudak büküyordu.)
Paranın giriş çıkışına kontrol kaldırılıyorsa, sınıf mücadelesi, Türk Lirası
mevzisindedir.
Kapılar, kirli ve kara paraya açıldıysa, sıcak para diktasıyla savaş gündemdedir.
Tarıma destekler kaldırılıyorsa, köylünün sınıf mücadelesi bu kazanımı savunma
mevzisindedir.
Avrupa Gümrük Birliği’ne girmek adı altında gümrükler kaldırılıyorsa, yerli üretici
o mevzide mücadele edecektir, ediyor.
Sosyal güvenlik sistemi ve sendikalar tasfiye ediliyorsa, emekçiler o mevzide
ayağa kalkarlar, kalkıyorlar.
ABD emperyalizmi Kemalist Devrimi tasfiye ve Türkiye’yi bölme amacıyla
yurtsever güçlere ve Türk Ordusuna karşı bir sindirme operasyonu yürütüyorsa,
sınıf mücadelesinin siyasal direnme mevzisi Ergenekon ve Balyoz’dur. (Başka
deyişle: Filler tepişmiyor! Sen savaşı seyrediyorsun! Savaşın dışındasın.)
Washington yönetimi, Irak’ı böldüğü 1991 yılından bu yana Türkiye’yi bölme
sürecini eylemli olarak başlattıysa, devrim mücadelesi, bölünmeye ve bölücülüğe
karşıdır.

Sınıf mücadelesi millî mevzide
Toplumsal mücadelenin başlıca cepheleri bunlardır ve toplam olarak
özetlenirse, sınıf mücadelesi, millî mevzidedir; emperyalizme ve işbirlikçilerine
karşıdır.
Sen millî mevzide değilsen, sana kimse dokunmaz, dokunmamaktadır.
Lafazanlık etmen için özgürlükler senindir; hapishaneler ise vatanseverler için
yapılmaktadır.
Aslında 1980 öncesinde de böyleydi. Stratejik dönem değişmedi. O nedenle
Hikmet Kıvılcımlı, M. Ali Aybar, Mihri Belli, bütün sosyalist önderler, o zaman “İkinci
Kurtuluş Savaşı veriyoruz” dediler; “27 Mayıs Anayasasını hayata geçirmeyi
amaçlıyoruz” diye tanımladılar yürütülen mücadeleyi. “Herkese iş, köylüye toprak”
dediler. TİP’in sloganı buydu. Önümüzdeki aşama böyle özetlendi. Şefik
Hüsnülerden gelen TKP’nin geleneği, hayatın içinden çıkmıştı.
Bu doğru mevzilenme, 1980’den sonra daha da doğru oldu.
Çünkü emperyalizm, millî devleti tasfiye saldırısına geçmişti.
1 Mayıs 1977 tertibiyle girilen yolun sonunda geldiğimiz durum budur.

“Komünizm” lafazanlığına özgürlük
Millî mücadeleye hapishane!
Eğer sen, maddi süreçlere göre mevzilenmez, fakat kafandaki sanal
mevzilenmeyi dayatmaya kalkarsan, “komünizm” ve “sınıf mücadelesi” gevezelikleri
yapabilirsin, hû çekebilirsin, ama kesinlikle büyük güçler toplayamazsın. Yaptığın iş
de “çocukluk hastalığı” olur.

Sol millî devrim mevzisine girecek, giriyor
Bu durum kesinlikle aşılacaktır.
Türkiye Solu, aslında dünyada en yoğun tecrübe birikimi olan hareketler
arasındadır.
En önemlisi, Kemalist Devrimi yıkanlar ve Türkiye’yi bölenler, devrimi
dayatıyorlar.
Devrim, 20. yüzyılın bütün devrimleri gibi bugün vatan mevzisindedir ve
Türkiye’nin sol birikimi bu mevziiye girecektir; girmeye başlamıştır.