İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tugay Şen, İzmir İl Başkanlığı’nın düzenlediği “Yerel Yönetimlerden Milli Hükümete” konulu Yöneticiler Meclisi toplantısının açılışında basına açıklamalarda bulundu.
Bayraklı Havuzlu Düğün Salonu’nda yapılan ve oldukça coşkulu geçen toplantıya İl ve ilçe yöneticileri, belediye başkan aday adayları ile mahalle ve köy temsilcilerinden oluşan bin kişi katıldı.
Toplantı öncesinde basına açıklamalarda bulunan Tugay Şen, İşçi Partisi’nin 30 Mart 2014 tarihindeki yerel seçimde İzmir’de izleyeceği yolu açıkladı. Şen, konuşmasının sonunda şu ana değin ilçe belediye başkan aday adaylığına başvuruda bulunan isimleri tanıttı ve hep birlikte elele kürsüye çıkarak, ‘İşte İzmir’i yönetecek isimler’ dedi.
İP Genel Başkan Yardımcısı Tugay Şen, “Yerel Yönetimlerden Milli Hükümete” konulu Yöneticiler Meclisi toplantısındaki konuşmasında şunları söyledi:
CHP, ATATÜRK’TE BİRLEŞME ÇAĞRIMIZA KULAKLARI’NI TIKADI
İşçi Partisi olarak, Milli Hükümeti kurmak için CHP’ye bir iktidar projesi önerdik. Kasetlerle değil, Ankara’dan yönetilen Türkiye’yi kurmak için CHP+İP+milliyetçi tabanın güçbirliği yapması gerektiğini açıkladık. Bu stratejik önerimiz kabul edildiğinde önümüzdeki üç seçimde de zafer kesindir. Biz aylardır kamuoyu önünde bu çağrılarımızı yaptık, CHP ile görüşmelerde bulunduk. Bu görüşmelerimizde CHP’nin ABD’den ve onun F tipi örgütünden kopması gerektiğini söyledik. “Gelin, birlikte iktidar olalım” dedik.
2012-2013 yıllarında Silivri’de, Ulus’ta, Tandoğan’da, Gündoğdu’da yapılan büyük eylemleri birlikte başardık. Bu birlikteliği seçime taşıyıp iktidar yürüyüşüne dönüştürmeyi önerdik. Genel Başkan Vekilimiz Hasan Basri Özbey, 3 Ağustos 2013 tarihinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu ziyaret edip, güçbirliği çağrısında bulundu. İzmir’de CHP il başkanı ve yöneticileriyle Aralık 2013’ten itibaren görüşmelerde bulunduk. İzmir’de CHP+aİP+milliyetçiler olarak Atatürk’te birleşmeyi gerçekleştirme ve Türkiye’ye örnek olmayı önerdik. Ancak bu görüşmelerin sonucunda CHP yönetimi, güçbirliği çağrımızı reddetti. Görülüyor ki CHP, ABD ve onun F tipi yapılanmasıyla ittifakı tercih etmektedir. Fakat Arslanlı Yol’da iktidara yürüyen Türk Milleti, Gül+Gülen+Kılıçdaroğlu senaryosunu da yırtıp atacaktır.
KASETLERLE YÖNETİLEN SAHTE MİLLİ İRADEYE PAYDOS!
Türkiye kasetlerle yönetiliyor. Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen, kasetlerle birbirlerini tehdit ediyor. CHP ve MHP kasetlerle dizayn ediliyor. CHP’ye soruyoruz; Atatürk ve İnönü kasetlere teslim olur muydu? MHP’ye soruyoruz; Mete Han, Fatih Sultan Mehmet kasetlere teslim olur muydu? Biz sizleri kasetler değil, Atatürk yönetsin diye Atatürk’te birleşmeyi önerdik.
Kasetlerle yönetilen sahte milli iradeye paydos! İşçi Partisi’ni kasetlerle teslim alamazlar! İşçi Partisi, teslim alınamayacak tek partidir ve bunu ispatlamıştır! Tüm İzmirlileri, Atatürk’te birleşmenin merkezi olan İşçi Partisi’ne oy vermeye çağırıyoruz.
ARSLANLI YOL’UN, 29 EKİM GÜNDOĞDU MEYDANI’NIN
ADAYLARIYLA GELİYORUZ!
İşçi Partisi olarak İzmirli seçmenleri seçeneksiz bırakmayacağız. İzmirliler, AKP’ye, onun yerine ABD’den atama bekleyen CHP’ye ve kaset milliyetçisi MHP’ye oy vermek zorunda değildir. İşçi Partisi, İzmir’de büyükşehir belediye başkanlığı ve tüm ilçe belediye başkanlıkları seçimlerine Arslanlı Yol’un adaylarıyla, 29 Ekim Gündoğdu Meydanı’nın adaylarıyla katılacaktır.
AKP, İZMİR’İ ASLA KAZANAMAYACAK!
“Hükümet istifa” diye milyonların ayağa kalkmasından sonra, 17 Aralık’tan bu yana birbirine düşen AKP’nin Türkiye’yi yönetme, İzmir’i kazanma şansı kalmamıştır. AKP hükümeti yıkılmaktadır. Tayyip Erdoğan, İzmir’de miting yapamamaktadır. Haziran’da ve en son Ekim ayında yapacağı mitingleri sayemizde iptal etmek zorunda kaldı. Büyükşehir Belediye Başkan adayları Binali Yıldırım da birkaç gündür gezdiği ilçelerde ancak AKP ilçe binalarında toplantı yapabilmektedir.
Yönettikleri devlet kurumlarındaki yolsuzluklar ortaya saçılan Binali Yıldırım, İzmir’i kazanabilir mi? Asla! Binali Yıldırım, bacanağı için “babam da olsa üzerine gidilsin” diyor. Ancak yaptıklarını anlamak için bacanağına kadar gitmeye bile gerek yoktur. Binali Yıldırım, Almanya’daki Deniz Feneri yolsuzluğu davasında ismi geçen Sancakline firmasının eski yönetim kurulu başkanı değil mi? Binali Yıldırım'ın, Deniz Feneri davasında hüküm giyen ve adı geçen kişilerle Almanya'da yapılan bir toplantıda beraber çektirdikleri fotoğrafları ortaya çıkmadı mı?
Binali Yıldırım’ın çocuklarının denizcilik firmaları, gemileri nerelerden kazanç elde etmiştir? Sayıştay'ın hazırladığı 'Kamunun en fazla zarara uğratıldığı 10 dosya' içinde Binali Yıldırım'ın yönettiği Karayolları 11 milyon 413 bin liralık zararla ilk sırada yer almadı mı?
Bütün bu merkezlerinde yer aldıkları talanları İşçi Partisi olarak tek tek İzmirlilere, milletimize açıklamaya devam edeceğiz. AKP, İzmir’i kazanacak kudrete sahip değilken, tam tersine çökmekteyken, kimse İzmirlileri “AKP gelecek” hayaletiyle korkutmaya kalkmasın. İzmirlilerin oylarına bu korkuyu kullanarak ipotek koymaya, yurttaşlarımızı “kötünün iyisine” oy vermeye zorlamaya çalışmasınlar.
AZİZ KOCAOĞLU, BİNALİ YILDIRIM’A NEDEN DOKUNMUYOR?
Binali Yıldırım, isteksiz girdiği seçim yarışında son operasyonun ardından şansını tamamen kaybetmişken, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun açıklamaları çok düşündürücüdür. Kocaoğlu, son operasyon hakkında “Allah, düşmanımın başına vermesin. Biz bunları değil, hizmetleri, rakamları konuşacağız” demiştir. Sayın Kocaoğlu, acaba neden “İzmir’i talan etmeye, soymaya mı geldiniz” diyememektedir? Türkiye’yi hortumlayanlarla hizmet ve rakam üzerinden yarışılmaz. Onların yürüttükleri karanlık faaliyetleri açığa çıkararak bunlarla mücadele edilebilir.
İZMİR, BİNALİ YILDIRIM ve AZİZ KOCAOĞLU ARASINDA
TERCİH YAPMAYA MAHKUM DEĞİLDİR
İzmirliler, “Binali Yıldırım gelirse” korkusuyla 64. akil adamlıktan memnuniyet duyan, açılım senaryolarında rol alan Aziz Kocaoğlu’na oy vermek zorunda değildir. “Ya AKP kazanırsa” endişesiyle Fethullah Gülen’in sözde Türkçe olimpiyatında ona övgüler dizen, şimdilerde “Gezi ruhu”ndan bahsedip Haziran’da TOMA’lara su veren Aziz Kocaoğlu’nu seçme mecburiyetinde değildir. İzmir, ne kentimize “gavur” diyen Tayyip Erdoğan’ın sağ koluna, ne de millete “yalaka” diyen Aziz Kocaoğlu’na muhtaç değildir!
İşçi Partisi, bu ortamda İzmirlileri Binali Yıldırım ve Aziz Kocaoğlu arasında seçim yapmak zorunda bırakamazdı. Yani İzmirlileri seçeneksiz bırakmaya hakkımız yoktur. Halkımız en son 29 Ekim’de 1 milyon yurttaşı Atatürk’te birleştiren, Arslanlı Yol’daki yürüyüşün en önünde olan İşçi Partisi’nden bir çıkış beklemektedir. Atatürk’te birleşmekten kaçanlar, bunun yerine ABD ve onun Fethullah’ı ile kol kola girenler, İzmirlilerden gerekli yanıtı 30 Mart’ta alacaktır.
İŞÇİ PARTİSİ’NİN SÜPRİZİNİ BEKLEYİN!
İşçi Partisi, en başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayını çok kısa süre içinde açıklayacaktır. Adayımız tüm İzmir’in yakından tanıdığı, İzmir’e önemli hizmetleri bulunmuş biri olacaktır. Kısacası İşçi Partisi, İzmir’de sürpriz bir isimle seçime girecektir. İlçelerde de göstereceğimiz belediye başkan adaylarımızı 18 Ocak’tan itibaren açıklamaya başlayacağız.
İZMİR’E İŞÇİ PARTİSİ YAKIŞIR!
Bağımsızlık, Cumhuriyet ve özgürlük mücadelesinin simge kenti İzmir’e İşçi Partisi yakışır! İzmir’e yakışacak, İzmir’i güzelleştirecek ve İzmir’in temsil ettiği değerlere uygun adaylarımızla geliyoruz. İzmir’i tekrardan Atatürk’ün “Güzel İzmir”i yapmaya geliyoruz!