İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serhan Bolluk, “Suriye’ye karşı savaşa tahrikte bulunarak devletin güvenliğine karşı suç işledikleri” gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunduğu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler ve Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’na ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği kararları değerlendirdi. Bolluk’un değerlendirmesi şöyle:
İşçi Partisi’nin 28 Mart 2014 tarihinde yaptığı suç duyurusu başvurusu üzerine, Türkiye’yi Suriye’ye karşı savaşa sokma planlarının yapıldığı Dışişleri Bakanlığı toplantısı Yargıtay C. Başsavcılığı ve Ankara C. Başsavcılığınca ele alındı.
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serhan Bolluk; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler ve Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu hakkında “Suriye’ye karşı savaşa tahrikte bulunarak devletin güvenliğine karşı suç işledikleri” gerekçesiyle Yargıtay C. Başsavcılığına başvurmuştu.
Fidan ve Sinirlioğlu hakkında söz konusu ses kayıtlarının yasa dışı elde edildiğinden bahisle “işleme konulmama kararı” alındı. Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay 2. Başkanı hakkında ayırma kararı verilerek, ilgili dosyalar görevsizlik kararıyla Ankara C. Başsavcılığı’na ve Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderildi.
Başvuruyu inceleyen Ankara C. Başsavcılığınca, fiilin başbakanlık ve bakanlık görevleri kapsamında işlendiği belirtilerek, Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu hakkında yapılan suç duyurusunun Anayasa’nın 100. maddesine göre TBMM kararıyla soruşturulabileceği belirtildi ve “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildi.
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığınca yürütülen soruşturma ise henüz sonuçlanmış değil.
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serhan Bolluk, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Yargıtay C. Başsavcılığı’nın ve Ankara C. Başsavcılığı’nın kararları hakkında şunları söyledi:
“Bu kararlarda ‘suç yoktur’ denilmiyor. ‘Biz soruşturmaya yetkili değiliz’ deniliyor. Bu durumda, ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ değil, suçun soruşturulması için TBMM Başkanlığı’na gönderilmesi kararı verilmesi gerekir.
“Kararlar bu gerekçeleriyle, TBMM’ne sorumluluğunu hatırlatmaktadır. TBMM’ni vatana ihanet oluşturan bu suçun soruşturulması için göreve çağırıyoruz.”