İşçi Partisi Genel Başkan Yrd. Av. Mehmet Cengiz:ERGENEKON HAKİMLERİNİN 4 YILDIR SAKLADIKLARI DELİLİ AÇIKLIYORUZ!

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinin bir delili 4 yıldır sanıklar ve avukatlarından sakladıklarını açıkladı. Ergenekon davasında İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer İşçi Partili tutukluların avuka...

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinin bir delili 4 yıldır sanıklar ve avukatlarından sakladıklarını açıkladı. Ergenekon davasında İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer İşçi Partili tutukluların avukatı olan Cengiz, yaptığı basın toplantısında özetle şunları söyledi:

Alelacele Esas Hakkında Mütalaaya gidilerek telaşla bitirilmeye çalışılan “Ergenekon Davası”nda Mahkemece delil gizlendiği ve delil karartıldığı anlaşıldı.
Davanın temel dayanağı olan ve MİT tarafından “Tuncay Güney Mülakatı”na göre düzenlendiği belirtilen “Ergenekon Raporu” ve “Ergenekon Şeması”yla ilgili Genelkurmay Başkanlığı yazılarının Mahkemece 4 yıldır saklandığı anlaşıldı.
Olay şudur:
- Davanın temel dayanağı olan bu rapor ekindeki şema dava dosyasına üstü kapatılarak ve isimler gizlenerek konulmuştu.
- Şemanın orijinal şeklinin dosyaya konulması ve gizlenen bu isimlerin üstünün açılması talep edildiğinde, bu talep reddedilmişti.
- Bu rapor ve şemanın 2003 yılında Genelkurmay Başkanlığı’na gönderildiğinin belirtilmesi karşısında, “Ergenekon Davası”nın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazılmış bu rapor ve şemanın gönderilmesi istenmişti.
- Genelkurmay Başkanlığı, 10 Temmuz 2003 tarihli bu rapor ve ekindeki şemanın arşivlerinde bulunmadığını, bunların eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e elden verildiğini ve Özkök’ün bunları emekli olunca alıp götürdüğünü bildirmişti.
- Doğu Perinçek, Genelkurmay Başkanlığı’na yeniden yazı yazılmasını; MİT tarafından hazırlanan bu rapor ve şemanın daha sonra tekrar gönderilip gönderilmediğinin sorulmasını, gönderilmişse istenmesini talep etmişti.
- Doğu Perinçek’in bu talebi üzerine 27 Kasım 2008 tarihinde Mahkemece Genelkurmay Başkanlığı’na yeniden yazı yazılmıştı.

GENELKURMAYDAN GELEN YANIT SAKLANMIŞ
- Aradan 4 yıl geçmiş olmasına rağmen, bugüne kadar bu yazıya bir yanıt alınamadığı sanılıyordu.
- Oysa 10 gün önce dava dosyasına giren 23 Kasım 2012 tarihli “Tutanak”tan anlıyoruz ki; 27 Kasım 2008 tarihli söz konusu yazıya Genelkurmay Başkanlığı’nca 16 Ocak 2009 tarihinde yanıt verilmiş ve 26 Mayıs 2006 tarihinde ikinci kez kendilerine verilen bu rapor ve şema Mahkemeye gönderilmiş.
- Mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı’nın 16 Ocak 2009 tarihli bu yazısı ve eklerini, “kişiye özel kapalı zarf” içinde 28 Ocak 2009 günü saat 10.20’de özel kurye ile bizzat Mahkeme Başkanı’na teslim etmiş.

ŞEMA YİNE TAHRİF EDİLİYOR
- Aradan yaklaşık 4 yıl geçtikten sonra Mahkeme Başkan ve üyelerince tutulan bu tutanakla, Genelkurmay Başkanlığı’nın bu yazısı ve ekleri dosyaya konuluyor. Ama, yine tahrif edilerek, şemadaki isimler yine kapatılarak.
Gizlenen bu şema, tertibi göstermektedir. “Tertipçilerin kanıtı”, şimdi ”savunmanın kanıtı”na dönüşmüştür. Bunun için gizlenmektedir.
Üstü kapatılan bu şemada, Org. Karadayı ve Kıvrıkoğlu’ndan Doğu Perinçek’e kadar ABD’nin hedefinde kim varsa “Ergenekon örgütü”ne yerleştirilmiştir.

DELİLLERİN NEDEN TARTIŞILMAK İSTENMEDİĞİ ANLAŞILDI
Bu sürecin sonunda 2007 yılında “Ergenekon operasyonu” başlatıldı.
İşte, dosyadan delil kaçıran, 4 yıl boyunca gizlenen ve savunma deliline dönüşen bu tertip şemasını üstünü kapatarak gizlemeye çalışanların telaşla, “delillerin tartışılması” aşamasını atlayarak davayı sonuçlandırmak istemeleri şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.

MİT MÜSTEŞARI:
“SAÇMA SAPAN ŞEMA”
Nitekim, sahte haham Tuncay Güney’in beyanlarına göre hazırlandığı bildirilen MİT’’e ait bu rapor ve şema konusunda tanık olarak dinlenmesine karar verilen MİT eski Müsteşarı Şenkal Atasagun, 2009 yılında yaptığı açıklamalarda şunları söylemişti:
“Ergenekon şema ve raporunda yer alan bilgiler geldiğinde komik buldum. Gülüp geçtim. Saçma sapan ciddiye alınmayacak iddialardı. Ancak Teşkilatta rapor olarak hazırlanmıştı, sümen altı edemez, bekletemezdim. İlgili makamlara sunmasam, bana da ‘Ergenekoncu’ derlerdi. Bu bilgiler, o zaman da saçma sapandı, şimdi de saçma sapan!” (16–17–18 Mart 2009 günlü gazeteler).
“Çağırırlarsa gider, bildiklerimi anlatırım. O raporu ve şemayı çok net hatırlıyorum. Çünkü saçmaydı. Görünce güldüm” diyen ve İddianamenin temel dayanağı olan “Ergenekon Şeması ve Raporu” hakkında bu iddiayı çürütecek açıklamalar yapacağı anlaşılan Şenkal Atasagun’un dinlenmesinden karar dahi alınmaksızın vazgeçilmesi ve sonuca gidilmek istenmesi, Silivri’de sürdürülenin, bir yargılama değil oyun olduğunu göstermektedir.