İşçi Partisi, Ergenekon Savcısı Öz'ü şikayet etti: Hâkimler ve Yüksek Mahkemelerin üyeleri kanunsuz biçimde soruşturulmaktadır!

• İşçi Partisi, Ergenekon tertibi kapsamında, “Adalet” operasyonunu yapan Savcı Zekeriya Öz’ün, özel yetkilerinin alınması ve meslekten ihracı istemiyle HSYK’ya başvurdu.
• Av. Mehmet Cengiz’e “Delil yok ama O, Doğu Perinçek’in avukatı” diyen hâkim Metin

Tarih:

• İşçi Partisi, Ergenekon tertibi kapsamında, “Adalet” operasyonunu yapan Savcı Zekeriya Öz’ün, özel yetkilerinin alınması ve meslekten ihracı istemiyle HSYK’ya başvurdu.
• Av. Mehmet Cengiz’e “Delil yok ama O, Doğu Perinçek’in avukatı” diyen hâkim Metin Özçelik’in yetkilerinin alınması ve cezalandırılması istendi.
• Kanunsuz arama ve yakalama kararı veren hâkim de şikâyet edildi.

Ergenekon tertibi kapsamında, 1 Haziran’da gözaltına alınıp 5 Haziran 2010 günü tutuklanan, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz’in avukatları, Ergenekon Savcı ve Hâkimlerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na şikâyet etti.
Savcı Zekeriya Öz, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Rüstem Eryılmaz ve İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Metin Özçelik hakkında şikâyet dilekçesinin HSYK Başkanlığı’na sunulmasının ardından İşçi Partisi Genel Sekreteri Av. Hasan Basri Özbey, açıklamalarda bulundu.

Ergenekon davasında yargılanan İP Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek ve 10 İşçi Partisi yöneticisinin avukatı, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, Ergenekon tertibinin son dalgası “Adalet Operasyonu” kapsamında tutuklandı.
Cengiz’e yöneltilen suçlama İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden “Ergenekon Davası”nı yönlendirmek ve etkilemektir. Bir avukata böyle bir suçlamada bulunmak için ya aptal ya da tertipçi olmak gerekir.
Ergenekon savcıları, Türk Ordusu’ndan, İşçi Partisi’ne, Atatürk devrimcilerine, yurtseverlere derken şimdi de avukatları hedef tahtasına koymuştur. Amaçları kanunsuzluklara karşı amansız mücadele eden savunmayı susturmaktır.

HEDEFTE TÜRK YARGISI VAR
Tertipçilerin asıl hedefleri Türk Hukukuna bağlı görev yapan Atatürk Yargıçlarını ve Cumhuriyetin Savcılarını teslim almaktır.
Ergenekon savcıları “adalet” adını koydukları son operasyonda Türk Yargısına saldırı amacında olduklarını pervasızca ortaya koymuşlardır.
Savcı Zekeriya Öz, kanuna aykırı olarak yetkisi olmadığı halde, soruşturmada birinci sınıf hâkimleri, Yargıtay üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi üyelerini soruşturmaktadır.
Sorguda sorulan sorular ve basına sızdırılan bilgilerden, Savcı Öz’ün yasal yolları işletmeksizin, yetki ve görevi olmadığı halde yargı mensuplarını, hâkimleri, yüksek hâkimleri soruşturduğu, teknik ve fiziki takip yaptırdığı ortaya çıkmıştır.
Soruşturmanın amacı devam eden soruşturma ve kovuşturmaları kanunsuz olarak yönlendirmek ve nihayet Türk Yargısını teslim almaktır.
Hedef alınan yargıçların ortak özellikleri Ergenekon soruşturmasında hukuka uygun kararlara imza atmaları, hukuksuzluğa karşı çıkmalarıdır.
Uygulama biçimi “Erzurum usulü”dür. Savcı Öz’ün soruşturmadaki uygulaması, Erzurum Özel Yetkili Savcılarının, Erzincan Cumhuriyet Savcısı Cihaner’e yönelik yasa dışı uygulamalarıyla aynıdır.

ASIL SUÇLU ERGENEKON SAVCILARIDIR
Evet, doğrudur! Yargıyı etkileme ve yönlendirme suçu işlenmektedir.
Ancak bu suçun faili yargıçlar, avukatlar değil, bu kanunsuz soruşturmayı başlatanlardır.
Nasıl tertiplerine “Ergenekon” adını vererek Türk Milletinin tarih bilincini yok etmeyi amaçlamışlarsa, şimdi de operasyonlarına “adalet” adını vererek Türk Yargısını yıkmayı hedeflemektedirler.

KANUNSUZLUĞA BATAN ERGENEKON
HÂKİM VE SAVCILARI MESLEKTEN İHRAÇ EDİLMELİDİR.
Ergenekon soruşturmalarında uygulama ve kararları ile kanunsuzluğa batan savcı ve hâkimlere dur denilmelidir. HSYK ve Adalet Bakanlığı’nı bir kez daha göreve çağırıyoruz.
Savcı Zekeriya Öz, derhal özel yetkisi kaldırılarak görevden alınmalı ve meslekten ihraç edilmelidir.
Hâkim Özçelik ve Hâkim Eryılmaz’ın da özel yetkileri kaldırılarak hak ettikleri cezalar verilmelidir.


İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey'in HSYK'ya verdiği şikayet dilekçesi şöyle;


Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı’na,
Ankara

Şikâyetçi : Av. Mehmet Cengiz
Vekilleri : Av. Hasan Basri Özbey – Av. Ayhan Sarıhan
Toros Sokak No: 9 Sıhhiye/Ankara
Şikâyetliler : 1. Zekeriya Öz (35837 sicil numaralı İstanbul savcısı)
2. Rüstem Eryılmaz (33377 sicil numaralı İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesi üye hâkimi)
3. Metin Özçelik (37278 sicil numaralı İstanbul 11. Ağır Ceza
Mahkemesi üye hâkimi)
Konu : Savcı Zekeriya Öz, hâkim Rüstem Eryılmaz ve hâkim Metin
Özçelik hakkında şikâyetlerimizin sunulmasıdır.

Açıklama :

1. Müvekkil Avukat Mehmet Cengiz, İşçi Partisi’nin hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısıdır. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak Ankara’da 35 yıldır serbest avukatlık yapmaktadır. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan 2008/209 esas sayılı “Ergenekon” adı verilen davada tutuklu olarak yargılanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve arkadaşlarının, soruşturmanın başından itibaren ve kovuşturma aşamasında da avukatlıklarını yürütmektedir.
2. Avukat Mehmet Cengiz, “Ergenekon” adı verilen soruşturma kapsamında başlatılan ve “Adalet” adı yakıştırılan operasyonda, 1 Haziran 2010 günü gözaltına alınmıştır. Bu kapsamda evinde ve işyerinde arama, el koyma ve inceleme işlemleri yapılmış ve 05.06.2010 günü tutuklanmıştır.

3. Şikâyetlilerin işlemleri:
Soruşturmayı 35837 sicil numaralı İstanbul Özel Yetkili Savcısı Zekeriya Öz yürütmektedir.
33377 sicil numaralı hâkim Rüstem Eryılmaz, soruşturmada “arama-elkoyma-inceleme ve yakalama kararı” vermiştir.
37278 sicil numaralı hâkim Metin Özçelik ise soruşturmada, delil torbalarının açılması ve incelenmesi işlemi ile tutuklama kararını veren kişidir.

4. Soruşturma, hukuka ve kanuna aykırı olarak, özel kasıtla başlatılmış ve yürütülmüştür. Yine hukuka ve kanuna aykırı olarak, “arama, elkoyma, inceleme ve yakalama” kararı ve nihayet tutuklama kararı verilmiştir.

5. “Erzurum usulü” soruşturma: Birinci sınıf hâkimler ve Yüksek
Mahkemelerin üyeleri kanunsuz biçimde soruşturulmaktadır
Amaç: Türk Yargısını teslim almak!
Şikâyetli Z. Öz, kanuna aykırı olarak yetkisi olmadığı halde, soruşturmada birinci sınıf hâkimleri, Yargıtay üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi üyelerini soruşturmaktadır.
Ekte örneğini sunduğumuz ifade tutanaklarından da anlaşılacağı üzere soruşturmanın asıl konusu ve hedefi;
• İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı 1.sınıf hâkim Sayın Köksal Şengün,
• İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı 1.sınıf hâkim Sayın Erkan Canak,
• İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin bir kısım hâkimleri,
• Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Sayın Kadir Özbek,
• Anayasa Mahkemesi Üyesi Sayın Fulya Kantarcıoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda yüksek mahkeme üyesidir.
Sorguda sorulan sorular ve basına sızdırılan bilgilerden, Savcı Öz’ün yasal yolları işletmeksizin, yetki ve görevi olmadığı halde yargı mensuplarını, hâkimleri, yüksek hâkimleri soruşturduğu, teknik ve fiziki takip yaptırdığı ortaya çıkmıştır.
Soruşturmanın amacı devam eden soruşturma ve kovuşturmaları kanunsuz olarak yönlendirmek ve nihayet Türk Yargısını teslim almaktır. Uygulama biçimi “Erzurum usulü”dür. Şikayetli Savcı Öz’ün soruşturmadaki uygulaması, Erzurum Özel Yetkili Savcılarının, Erzincan Cumhuriyet Savcısı Cihaner’e yönelik yasa dışı uygulamalarıyla aynıdır.

6. Savcı Öz’ün husumeti:
Müvekkil Av. Mehmet Cengiz, “Ergenekon” davasında Sayın Doğu Perinçek ve İşçi Partisi yöneticilerinin vekilleri sıfatıyla, savcı Zekeriya Öz hakkında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na ve Cumhuriyet Savcılıklarına çok sayıda şikâyette bulunmuşlardır. Şikâyetlerinde, kanunsuz işlemler yapan ve suç işleyen Savcı Öz’ün meslekten ihracını talep etmişlerdir. Bu taleplerini İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmalarda da dile getirmişlerdir.
Savcı Öz hakkındaki şikâyetlerle ilgili müfettiş soruşturmaları devam etmektedir.
Bu yakınmalar basına da yansımış, HSYK başta olmak üzere Yüksek Yargı kurum ve mensupları Savcı Öz’ün uygulamalarını eleştirmişlerdir.
Öte yandan Av. Mehmet Cengiz, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla da Savcı Öz tarafından yürütülen “Ergenekon” soruşturmasını Türkiye’ye, Türk Ordusu’na ve İşçi Partisi’ne yönelik bir tertibin ürünü olarak eleştiren çok sayıda basın açıklaması yapmış, bu görüşlerini televizyon programlarında kamuoyuyla paylaşmıştır.
Av. Mehmet Cengiz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden 2008/209 esas sayılı davanın 21 Mayıs 2010 günlü duruşmasında sözlü açıklamalar ve talepte bulunmuştur. Açıklama ve talebinin konusu, itirazımıza konu soruşturmayı yürüten Savcı Zekeriya Öz’ün kanuna aykırı uygulamalarıdır. Av. Mehmet Cengiz, konuşmasında Savcı Öz’ün, “Ergenekon” üyeliği iddiasıyla tutuklanıp bilahare tahliye edilen Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Başsavcısı Ahmet Zeki Üçok’un sorgusunda sorduğu sorulardır. Cengiz, Öz’ün bu sorgulamada Başsavcı Üçok’un görevini yasalar çerçevesinde yapmasını sorguladığını belirtmiştir. Av. Cengiz’in açıklamaları ve talebi mahkeme tarafından kabul edilmiş ve soruşturma evrakının getirtilmesine karar verilmiştir.
Bütün bu hukuki, mesleki ve siyasi faaliyetler, Savcı Zekeriya Öz’ün haksız ve dayanaksız yere müvekkile husumet beslemesine yol açmıştır.


7. Soruşturma Ön Koşulu: Adalet Bakanlığından İzin Alınmamıştır
Müvekkil, avukattır. 1136 sayılı avukatlık kanunun 58. maddesi, avukatlar hakkındaki, mesleki görevlerinin icrası sırasında işlendiği ileri sürülen fiiller nedeniyle soruşturmayı, Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlamıştır.
İzne bağlanan soruşturmalarda izin, soruşturma açabilmenin ön şartıdır.
“Arama-Elkoyma-Gözaltı Kararı”nda, müvekkilimin vekil olarak takip ettiği bir davada “kovuşturmayı etkilemek” suçundan bahsedilmektedir.
Sorgu aşamasında ise “örgüt üyeliği” de suçlamaya eklenmiştir. Bunun tek nedeni soruşturma ön şartından kurtulmak ve de tutuklama tedbirine başvurulmasını sağlamaktır.
Kararın lafzı dahi, ikrarı içermektedir. Buna karşın soruşturma ön koşulu yerine getirilmeden başlatılmış olup halen sürdürülmektedir.
Bırakınız avukatları, savcı Öz, birinci sınıf hâkimler ve Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında da kanunsuz soruşturma yürütmektedir.

8. Kanunsuz suç olmaz ilkesi ihlal edilmiştir
Bir avukat, kovuşturmayı yönlendirmekle suçlanmaktadır.
Anayasa’nın savunmaya ilişkin hükümleri ve Avukatlık Kanunu başta olmak üzere ilgili mevzuatın avukata verdiği görev, soruşturma ve kovuşturmaya aktif olarak katılmaktır. Yani soruşturmayı ve kovuşturmayı etkilemek ve yönlendirmektir. Bu bir avukat için yasal, zorunlu, vazgeçilmez bir görevdir. Savcılık, müvekkile yönelttiği bu suçlama ile yeni bir suç üretmek istemektedir. “Kovuşturmayı yönlendirme” fiili, görevi zaten bu olan avukat için, “işlenemez suç”tur. Böyle bir suç yoktur. Aksine savunmanlık görevini üstlendiği davada, kovuşturmayı yönlendirmemek avukat için disiplin hukuku ve ceza hukuku bakımından suçtur.

9. Soruşturmayı başlatan ihbar telefonu
Müvekkilin soruşturmaya dâhil edilmesinde gösterilen dayanağın, 28 Şubat 2009 günü 155 Polis İhbar hattına geldiği iddia edilen bir ihbar olduğu anlaşılıyor. Bu tür ihbarların kaydedilmesi ve tutanağa bağlanması yasal zorunluluktur. Sorgu sırasında, ihbar tutanağının gösterilmesi ve ihbar kaydının dinletilmesi talebimiz üzerine, ifadeyi alan savcı aradı ve bulamadı.
Kim, nereden, hangi telefondan aramış? Tam olarak ne demiş? Nereden, nasıl öğrenmiş? Belli değil, tutanağı yok!
İhbarın kimin tarafından yapıldığı, ihbarcının bu sözde bilgileri nasıl öğrendiği, ihbarının dayanaklarının ne olduğu, ihbar üzerine yapılan çalışmalarda bu bilgilerin doğruluğuna nasıl ulaşıldığı belirsizdir. İhbarın ciddiliği, hatta ihbarın varlığı, ihbarcının gerçek bir kişi olup olmadığı bile tartışmalıdır.
2006 yılında Hurşit Tolon ile yaptığı sıradan bir telefon görüşmesi dahi tespit edilirken, bu “İhbar”ın hangi numaradan yapıldığı tespit edilmemiş!
Öte yandan, telefon ihbarı 24 Şubat 2009 tarihli, soruşturma numarası ise 2010/857.
Dosyada bulunan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/275 Değişik İş No’lu kısıtlama kararının tarihi 19.03.2010.
Bu kararda; “İstanbul C. Başavcılığı’nın 19.04.2010 tarih ve 2010/857 soruşturma sayılı dosyası…” denilmektedir.
2009 yılı başında yapıldığı iddia edilen ihbarla başlatılan soruşturmanın numarası neden “2010” tarihini taşımaktadır? “2010 Nisan’ı” ayında açılan soruşturma dosyası için, nasıl oluyor da bir ay önce “2010 Mart” ayında kısıtlama kararı veriliyor?
İzaha muhtaç bu sorular, en azından soruşturmanın ciddiyetsizliğini göstermektedir.
İhbar, 24 Şubat 2009 tarihinde yapılmıştır. Ancak müvekkilin soruşturmaya dâhil edilmesi 30 Mayıs 2010 tarihindedir. Soruşturma, 2008/1756 no ile yürütülürken, 13.04.2010 tarih ve 2010/144 nolu tefrik kararı uyarınca 32 kişi hakkında soruşturma evrakı 2010/857 numaraya kaydedilmiştir. Bu 32 kişi içinde, Mehmet Cengiz yoktur.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği’nce verilen 30.05.2010 tarih ve 2010/1201 teknik takip nolu “arama-elkoyma-yakalama kararı”nda işleme, İstanbul KOM Şubenin 30.05.2010 tarih ve 255721 sayılı yazısı başlanıldığı yazılıdır. Özetle müvekkilin, tutuklamaya neden olan soruşturmaya 30 Mayıs 2010 tarihinde dâhil edildiği anlaşılmaktadır.
En önemlisi ihbar 16 ay önce yapılmış (!) Bu süre içinde teknik takip, telefon dinlemeleri dâhil her türlü izleme yapılmış, ancak müvekkilin atılı suçu işlediğini gösterir tek bir kanıt elde edilememiş. Buna karşın Savcı Öz kasıtla müvekkili soruşturmaya dahil etmiş, tutuklama istemiyle hakimliğe sevk etmiştir.

10. İddiayı destekleyen tek bir kanıt yok
Ekte sunduğumuz ifade tutanağı, tutukluluğa itiraz dilekçesi kapsamından da anlaşılacağı üzere savcı Öz’ün iddiasını bırakın kanıtlamaya yarar tek bir kanıt, kuşku yaratacak tek bir bulgu bile yoktur.

11. Kovuşturmayı hiçe sayan ucu açık soruşturma: “Savcı Öz’ün çuvalı”
Şikâyetli Savcı Öz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden 2008/209 esas sayılı dava ile ikinci davanın varlığına karşın, “soruşturmanın genişletilmesi”, “iddia makamının tüm kanıtlarını iddianameye ekleyerek dava açmak mecburiyeti” vb kuralları görmezden gelinerek, CMK’ya aykırı olarak ucu açık bir soruşturma yürütmektedir. Bu ucu açık soruşturmada, devam eden kovuşturmada çözülmüş ve hatta savcılığın hata vb nedenlerle olduğu gerekçesiyle geri çektiği, hukuki sonuca bağlamadığını ifade ettiği birçok husus yeniden, tekrar tekrar soruşturmaya konu edilmekte, yeni gözaltı ve tutuklamalara malzeme edilmek istenmektedir.
Şikâyetli savcı Öz, bu durumu, bir meslektaşımıza; “Hiç acelemiz yok; elimize geçeni bir çuvala dolduruyoruz. Zamanı geldikçe çuvaldan çıkarıp, işleme koyuyoruz” diyebilmiştir.

12. Savcı Öz’ün 3 dakikalık incelemesi ve tutuklamaya sevk işlemi
Soruşturmada 7 kişi gün boyu sorgulanmıştır. Savcı Öz, sadece bir şüpheliyi sorgulamış, diğerlerini ise soruşturmada görevli olmayan diğer savcılardan sorgulamalarını istemiştir. Savcı Öz’ün katıldığı sorgu ilk sırada başlamış ve en son bitmiş, 8 saati aşkın devam etmiştir. Diğer sorgular da aynı süre içinde yapılmış ve aynı zamanda tamamlanmıştır. Sorgudan çıkan şikayetli savcı sadece 3 dakika sonra tüm şüphelileri tutuklamaya sevetmiştir. Sadece ve sadece 3 dakika! Bu sürede Savcı Öz’ün diğer şüphelilerin 200 sayfayı yakın ifadelerini değil okuması göz atması bile madden, fiilen olanaksızdır. Salt bu dahi soruşturmanın nasıl özel bir kasıtla yürütüldüğü ve asıl hedefinin Türk Yargısının mensupları olduğunu ortaya koymaktadır.

13. Kanunsuz arama ve yakalama kararı
Gerek savcı Öz’ün talebi gerekse hâkim Rüstem Eryılmaz’ın kararı, usul ve yasaya aykırıdır. Öncelikle şüphelinin avukat olduğu ve Adalet Bakanlığı’ndan izin ön koşulu olmaksızın talepte bulunulması ve karar verilmesi kanunsuzdur.
Arama ve yakalama yapılacak yer, İstanbul Mahkemelerinin yargı çevresi dışındadır. Arama ve yakalamaya karar vermesi gereken mahkeme Ankara Mahkeme-leridir.
CMK. 161/1 hükmüne göre; “Cumhuriyet Savcısı, adli görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca, bu hususta o yer cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister”
Hakim kararı istemini düzenleyen CMK 162.maddeye göre de “ Cumhuriyet savcısı, ancak Hakim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse, istemlerini yerin Sulh Ceza hakimine bildirir”.
CMK 250, 251 ve 252. Maddelerinde de bu konuda ayrı bir düzenleme bulunmamaktadır.
Buna karşın her iki şikâyetli de yasanın bu amir hükmüne karşın yargı çevresi dışında kalan bir yer için arama ve yakalama işlemi yapmışlardır.
Öte yandan arama kararında bilgisayar kütükleri için verilen karar da kanuna aykırıdır.

14. Tutuklama tedbirinin koşulları yoktur
Şikâyetli Hâkim Özçelik: “O, Doğu Perinçek’in avukatı!”
Müvekkilin, sosyal konumu, sabit ikametgâh sahibi olması, kesinlikle kaçma olasılığının bulunmaması, tutukluluğunun kendisinden öte yüzlerce müvekkilinin mağduriyetine de yol açacağı, en önemlisi tutuklamanın tedbir olması karşısında, tutuklama önlemine başvurulmasının geçerli hiçbir nedeni yoktur.
Buna karşın şikâyetli hâkim Metin Özçelik, önyargı ve kasta varan hukuk dışı mülahazalarla tutuklamaya karar vermiştir.
Bunun en açık kanıtı şikâyetli hâkimin, delil torbalarının açılması sırasında, bu işleme şüpheli müdafii olarak katılan Avukat Osman Aydın Şahin’e söyledikleridir. Av. Şahin, delil torbalarının açılmasından sonra, şikâyetli hâkime suçla ilgili bir şey olmadığını söylediğinde, şikâyetli Özçelik; “Doğru yok ama O, Doğu Perinçek’in avukatı” yanıtını vermiştir. Yani şikâyetli hâkim Özçelik için sadece Doğu Perinçek’in avukatı olmak suçtur! Bu sözler hâkim Özçelik’in, bir hâkimde olmaması gereken, olamayacak bir kasıt ve önyargıya sahip olduğu ve önyargı ve kasıtla işlem yaptığını ortaya koymaktadır. Özçelik, bu kasıt ve önyargıyla koşulları hiçbir şekilde mevcut olmamasına karşın müvekkil hakkında tutuklama kararı verebilmiştir.

Sonuç : Yukarıda açıklanan ve ekli belgelerde yer alan hususlar gözetilerek
şikâyetli savcı Zekeriya Öz’ün, tedbirli olarak özel yetkisi kaldırılarak görevden alınmasını ardından meslekten ihracını, diğer şikâyetli hâkimler hakkında da tedbirli olarak özel yetkileri kaldırılarak görevden alınmalarına ardından gerekli inceleme ve soruşturma yapılarak tecziyelerine karar verilmesini vekaleten arz ederiz.
Şikâyetçi Av. Mehmet Cengiz Vekilleri:
Ekleri: Av. Ayhan Sarıhan Av. Hasan Basri Özbey
1. Vekâletname
2. Kararlar
3. İfade tutanakları