İŞÇİ PARTİSİ, TÜRK ORDUSU'NA İFTİRA VE HAKARET EDEN ERGENEKON SAVCILARINI HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU'NA ŞİKAYET ETTİ!

İşçi Partisi, Ergenekon Savcılarını yeniden HSYK'na şikayet etti. Parti adına şikayet dilekçesini Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na sunan İP MKK Üyesi AV. Ayhan Sarıhan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Ergenekon İddianamesinde başından sonuna Türk Silahlı Ku...

Tarih:

İşçi Partisi, Ergenekon Savcılarını yeniden HSYK'na şikayet etti. Parti adına şikayet dilekçesini Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na sunan İP MKK Üyesi AV. Ayhan Sarıhan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Ergenekon İddianamesinde başından sonuna Türk Silahlı Kuvvetleri ve komutanlarına hakaret ve iftiraların yer aldığını belirterek, HSYK'nın savcılar hakkında ivedilikle işlem yaparak görevden uzaklaştırması gerektiğini belirtti. Şikayet dilekçesi şöyle;

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığına
Ankara

Şikayet eden : İşçi Partisi, Toros Sokak, Sıhhiye / Ankara
Vekili : Av. Ayhan Sarıhan, Atatürk Bulvarı 46/23, Sıhhiye / Ankara
Şikayet edilenler : Zekeriya Öz, Cumhuriyet Savcısı, İstanbul
Mehmet Ali Pekgüzel, Cumhuriyet Savcısı, İstanbul
Nihat Taşkın, Cumhuriyet Savcısı, İstanbul
Şikâyet nedeni : Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun komutanlarına iftira, hakaret,
halkı askerlikten soğutmak, ulusal savunmayı zaafa uğratmak.

Açıklamalar :

Şikâyet edilen cumhuriyet savcıları, hazırladıkları Ergenekon İddianamesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ve onun komutanlarına iftira ve hakarette bulunmuşlar, bu yolla ulusal güvenliği zaafa uğratmaya çalışmışlardır.

İddianamede şu iddialara yer vermişlerdir:

Ergenekon terör örgütünün yapılanması içinde askeri yapılanmanın çok önemli yeri vardır. Ergenekon başkanlığına bağlı 7 gizli birimin 5 tanesinin başında askerler bulunmaktadır. Bu bölümlerin başkanlıkları "komutanlık" olarak adlandırılmaktadır. Bu belirtilerden, Ergenekon örgütlenmesinin kurucularının ve önemli yöneticilerinin asker kökenli olduğu anlaşılmaktadır. (İddianame, s. 117)

Ergenekon örgütü, sivil ve askeri şahıslarca birlikte yönetilmektedir. (İddianame, s. 118)

Ergenekon terör örgütü Türk Silahlı Kuvvetleri'nde gizlice yapılanmış, devletin birçok birimine de sızmaya çalışmıştır. (…) Oluşacak gerginlik ortamından yararlanarak ordu içinde kendilerine destek vereceklerini umdukları askeri şahısların da yardımıyla hükümeti yıkmaya teşebbüs etmişlerdir. (İddianame, s. 2455)

Kara Kuvvetleri Komutanı Hilmi Özkök, Hüseyin Kıvrıkoğlu ekibinin emriyle, helikopterine sabotaj yapılarak öldürülmeye çalışılmıştır. Sabotajı, Ordu içinde Hilmi Özkök gibi para yemeyen komutanların da bulunmasını isteyen Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli önlemiştir. (İddianame, s. 653)

Yaşar Büyükanıt, 90 milyon dolarlık işi 150 milyon dolara ihaleye vermiş, 60 milyon dolarlık farkı Aziz Yıldırım'la paylaşmıştır. Bu paradan, Hüseyin Kıvrıkoğlu da pay almıştır. (İddianame, s. 654)

Örgütün eylemlerinde kullanılmak için gereken patlayıcı maddeler, suikast silahları ile el bombaları, askeri yapılanma içinde yer alan örgüt üyelerince sağlanmıştır. (İddianame, s. 121)

Abdullah Öcalan'ın öne sürdüğü koşullar Ordu tarafından aynen kabul edilmiştir. (İddianame, s. 278-279)

Orgeneral İlker Başbuğ'un katıldığı toplantıda, ADD Başkanı Ertuğrul Kazancı, yeni bir oluşum kurulduğunu açıklamıştır. (iddianame, s. 1488)

Jitem subayları Kuzey Irak'ta PKK'ye ve diğer Kürt örgütlerine 24.000 silah vermiştir. (İddianame, s. 297)

(Türk Ordusuna mensup) komutanlardan bir grup, PKK'ye silah satmış, uyuşturucu trafiğini PKK ile birlikte yürütmüştür. (iddianame, s. 283)

(Ergenekon terör örgütü), halen görevde olan TSK mensupları ile ilişki içindedir. (İddianame, s. 117)

Bu iddialarda yer yer doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri, yer yer ise Ordu'yu temsil eden yüksek kademeli komutanlar hedef alınmıştır.

İddiaların kanıtları yoktur. Cumhuriyet Savcılığı'nca aranan kimliği belirsiz bir meczubun ne zaman yapıldığı belirsiz bir görüşmedeki iddialarına dayanmaktadır.
Şikâyet edilenler, iddianamede bu iddialara yer vermekle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve onun komutanlarına iftira ve hakarette bulunmuş, suç isnat etmiş ve bu yolla Ordu'nun moralinin bozulmasına, savunma yeteneğinin zaafa uğramasına, halkın askerlikten soğumasına neden olmuşlardır.

İftiralar içinde, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmaya çalışan PKK ile işbirliği yapmak, uyuşturucu trafiğini yönetmek, Hilmi Özkök gibi bazı istisnalar dışındaki komutanlar yönünden "yiyici" olduğu gibi çok ağır olanlar vardır.
Kendilerine iftira edilenler bu davanın sanığı olmadığı için, mahkeme önünde bu iftiraları çürütmekten de yoksun bırakılmışlardır.

Cumhuriyet Savcıları, kamu adına görev yaparlar. Başka kamu görevlilerinden esirgenen "Cumhuriyet" sanı, yalnız onlara bahşedilmiştir. Bu nedenle görevleri, Cumhuriyet'i ve onun kurumları ile kamu düzenini savunmaktır.

Oysa bu iddianame ile, ülkenin savunmasında en temel görevi yüklenmiş olan Ordu'ya ve onun üst düzey komutanlarına iftira atılmakta, kurumun güvenilirliği hakkında kuşku yaratılmakta, ordu – millet işbirliği bozulmak, halk askerlikten soğutulmak ve Ordu'nun savunma yeteneği zaafa uğratılmak istenmektedir.

Böyle bir yönteme, ancak düşman bir ülkenin psikolojik savaş birimleri başvurabilir.

Ordu'nun görevini yapıp yapamaması, savunma yeteneğinin zaafa uğrayıp uğramaması bütün milletin güvenliğini yakından ilgilendirdiğinden, onun bu tür iftira ve hakaretlere karı korunması, Ordu mensupları kadar, bütün bireylerinin de hakkı ve görevidir.

İddianame, bu biçimiyle Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'nun iddianamelerin içeriğini düzenleyen 170. maddesine de aykırıdır.

Şikâyet edilenlerin yukarıda açıklanan eyleminin -cezai yaptırım bir yana- görevin gerekleriyle de bağdaşmadığı ve disiplin suçu oluşturduğu kanısındayız.

Sunulan nedenlerle, adı geçen cumhuriyet savcıları hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak cezalandırılmalarını saygıyla dilerim. 23.01.2009

İşçi Partisi vekili Av. Ayhan SARIHAN