İşçi Partisi genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, 13 Nisan 2011 tarihinde düzenlediği basın toplantısında, milletin özlemi olan güçbirliğini gerçekleştirmek amacıyla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile 11 Mart 2011 tarihinde yapılan görüşmeyi ve bu görüşmeden neden sonuç alınamadığını açıklamıştı.
İşçi Partisi, 11 Mart 2011 tarihinde yapılan bu görüşmede güçbirliği projesini içeren ayrıntılı bir metni de Kılıçdaroğlu’na yazılı olarak sunmuştu.
Kılıçdaroğlu’na sunulan metni ekte bilgilerinize sunuyoruz.
13 Nisan 2011
İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin:
Yüzünü Amerika’ya,
Sırtını Millete Dönen CHP, Güçbirliği Önerimizi Reddetti!
İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, bugün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptıkları güçbirliği görüşmesi hakkında bilgi vererek, CHP’nin güçbirliğine karşı tutumunu değerlendirdi. Gültekin, özetle şunları söyledi;
Siyasi Partiler dün, Yüksek Seçim Kurulu’na milletvekili aday listelerini teslim ettiler. Artık, 12 Haziran seçimlerine kimin nasıl gireceği kesin olarak belli olmuştur. Geldiğimiz aşamada İşçi Partisi olarak, güçbirliği konusunda bugüne kadar yaptığımız çalışmalar hakkında milletimize bilgi sunmayı bir görev olarak kabul ediyoruz.
EN GENİŞ GÜÇBİRLİĞİ İÇİN ÇALIŞTIK
AKP’nin, 9 yıllık iktidarının sonunda Türkiye’yi getirdiği yer, bütün milletimizin malumudur. Geldiğimiz yer, iç çatışmaların, ekonomik çöküşün ve Ortaçağ karanlığının eşiğidir.
Milletimiz dağılmakta, milli devletimiz yıkılmaktadır. Artık tartışılan, vatanımızın bütünlüğüdür. Cumhuriyet Hukuku’nun yerini, Mafya-Gladyo-Tarikat Hukuku almıştır.
İşte bu koşullarda, milletimizin yakıcı talebi, Haçlı İrtica’ya ve Batı Destekli Bölücülüğe karşı, bütün Cumhuriyetçi ve yurtsever güçlerin bir araya gelerek seçimlere tek çatı altında katılmasıdır.
İşçi Partisi, milletimizin bu temel talebini dikkate alarak hareket etmiştir. 12 Eylül’de gerçekleştirilen referandumdan hemen sonra, başta CHP olmak üzere, AKP ve BDP dışındaki partilere, demokratik kitle örgütlerine ve emek örgütlerine giderek, birlikte hareket etmek ve seçimlere tek bir liste olarak girmek gerektiğini anlattık.
Bu çerçevede, 11 Mart 2011 günü, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Başkan Vekilimiz Mehmet Bedri Gültekin, Genel Sekreterimiz Hasan Basri Özbey ve Merkez Denetleme Kurulu Başkanımız Şefik Çakmak’tan oluşan bir heyet olarak görüştük.
Görüşmemizde durum ve güçbirliği ile ilgili düşüncelerimizi etraflı bir şekilde aktardık ve ayrıca yazılı olarak sunduk. CHP’nin, bu güçbirliğinde merkez olması gerektiğini anlattık. Bu önerimizin bir iktidar projesi olduğunu özellikle vurguladık. Cumhuriyet İktidarını kurmak için güçbirliğinin zorunluluk olduğunu ifade ettik.
İşçi Partisi olarak güçbirliği için üzerimize düşeni fazlasıyla yapacağımızı belirttik.
Güçbirliği çalışmalarımızı ve çeşitli düzeylerde temaslarımızı aralıksız bir şekilde Nisan ayına kadar sürdürdük.
CHP, milletimizin istekleri doğrultusunda ısrarla dile getirdiğimiz ve en üst düzeyde sunduğumuz güçbirliği önerimize cevap vermedi.
“Yeni CHP”, Partimizin ve tüm yurtsever güçlerin birlik talebine yanıt verme yerine, Batılı emperyalist merkezlerin beklentilerine uygun olarak hareket etmeyi tercih etmiştir.
CHP YÜZÜNÜ AMERİKA’YA,
SIRTINI MİLLETE DÖNMÜŞTÜR
CHP’nin özellikle son aylarda çok belirgin olarak ortaya koyduğu pratik, milletin güçbirliği talebine neden olumlu yanıt vermediğini açıklıyor.
AKP ve MHP ile birlikte Libya’ya yönelik Haçlı saldırısına “Evet” diyen CHP, İşçi Partisi ile elbette yan yana olamazdı.
AKP ile Amerikancılık yarışına giren, hatta yeterince Amerikancı değil gerekçesiyle bu Parti’yi Vashington’a şikâyet eden bir CHP, temel sloganı “Ne ABD Ne AB, Tam Bağımsız Türkiye” diyen İşçi Partisi’nden elbette uzak duracaktı.
CHP, NATO’cu ve AB’ci olduğunu şimdi daha güçlü bir şekilde haykırıyor. Oysa güçbirliği isteyen halkımız, AB’ye de, NATO’ya da karşıdır.
Amerika ve Batı emperyalizmi on yıllardır Türkiye’ye profesyonel orduyu dayatıyor. İşçi Partisi ise on yıllardır bu tuzağı milletimize anlatıyor. Şimdi CHP de, tıpkı AKP gibi Profesyonel Ordu’yu savunmaktadır.
Atatürk “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar ülkesi olamaz” demişti. Yeni CHP ise “Tarikatlara saygılıyız” diyor, Bu anlayışla CHP türbanı üniversiteye soktu. Şimdi de sayelerinde Meclise de Türbanla girilebileceğini söylüyor.
Güçbirliği isteyen halkımızın talebi milli ekonomidir, üreten Türkiye’dir. Türkiye’nin kaynaklarının yatırım ve halkın refahı için kullanılmasıdır. Bütün bunlar ancak bir halkçı-devletçi ekonomi politikası ile mümkün olabilir.
Oysa CHP, AKP gibi sadaka ekonomisini ve özelleştirmeleri savunuyor. İşte bundan dolayı, güçbirliği önerimize sırtını döndü.
Yeni CHP’nin bütün bu politikalarının toplamı, AKP kuyrukçuluğudur.
CHP, AKP’nin kuyruğuna takılarak, milletin güçbirliği beklentisini yanıtsız bırakmıştır.
CUMHURİYET GÜÇBİRLİĞİ’NİN BAĞIMSIZ ADAYLARINI DESTEKLİYORUZ
Bu durumda, İşçi Partisi olarak, milletimizi emperyalizm ve Ortaçağ karanlığının saldırıları karşısında seçeneksiz bırakamazdık.
Yurdumuzun dört bir yanında emek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve yurtsever aydınlarla yürüttüğümüz Güçbirliği çalışmalarının sonunda oluşan “Cumhuriyet Güçbirliği”nin bağımsız adaylarla seçime katılma kararı, bugün milletimiz açısından örgütlenme, mücadeleye önderlik etme ve bir Milli Hükümetin kuruluşuna gitmemizi sağlayacak biricik seçenektir.
Cumhuriyet Güçbirliği Yürütme Kurulu, bilindiği üzere 30 Mart 2011 tarihinde bağımsız adaylarla seçime gireceğini ilan etti.
İşçi Partisi, 2 Nisan 2011 günü Merkez Karar Kurulu’nu genişletilmiş olarak topladı ve Cumhuriyet Güçbirliği ile birlikte seçime katılmaya karar verdi.
Cumhuriyet Güçbirliği, bugün bağımsız adaylarıyla AKP’nin karşısında, biricik alternatif programın sahibi olarak milletimizin önüne çıkıyor.
Daha şimdiden Cumhuriyet Güçbirliği’nin çok güçlü bir halk desteği aldığını görüyoruz.
12 Haziran’da Cumhuriyet Güçbirliği’nin bağımsız adayları, en az bir grup kuracak sayıyla Meclis’te olacaklardır.
İşçi Partisi, bütün seçim bölgelerinde, Cumhuriyet Güçbirliği adaylarının başarısı için bütün gücüyle çalışacaktır.
HAZİRAN 2011 SEÇİM HEDEF VE SİYASETLERİ
CUMHURİYET İKTİDARI İÇİN
CUMHURİYET GÜÇBİRLİĞİ PROJESİ
I. GENEL STRATEJİK HEDEF : Millî Hükümet
II. 2011 SEÇİM HEDEFİ : Cumhuriyet iktidarını kurmak
III. GÜÇBİRLİĞİNİN ADI : Cumhuriyet için Güçbirliği
IV. PAROLA : Atatürk’te buluşuyoruz!
V. GÖREV : AKP’yi indirmek, Türkiye’yi kurtarmak!
Ülkeyi ve milleti birleştirmek, Cumhuriyeti
yeniden Cumhuriyet Devrimi temeline ve
rotasına oturtmak.
VI. PROGRAM : Bağımsız ve egemen devlet. Birleşmiş ve
özgür millet. Çalışan, girişimci, üreten,
zenginleşen bir halkla kalkınan ekonomi.
Millî-demokratik, aydınlatan, çağdaş kültür.
VII. TEMEL SLOGANLAR :
Milli Meclis, Milli Hükümet!
Tam Bağımsız, Demokratik Türkiye!
Köylüye toprak,
Herkese iş,
Millete birlik,
Vatana bütünlük!
VIII. BAŞARININ SIRRI:
Türkiye’yi emperyalist kapandan kurtaracak, yeniden birleştirecek, Atatürk Devrimi temelinde yeniden örgütleyecek bir Hükümet Seçeneğine ihtiyaç var. Eğer bu hükümet seçeneğini temsil eden bir kuvvet çıkar ve güven verirse, iktidar olur ve Türkiye’nin önünü açar.
Bu hedefe çeşitli güçleri bir araya getirmekle ulaşılamaz. Ancak anlamlı bir Güçbirliği bunun başarabilir.
Anlamlı Güçbirliği, milletin sorunlarına güvenilir cevaplar vererek olur. Oy getirecek olan girişim; kuvvetlerin öyle veya böyle bir araya gelmesi değil, millete umut veren bir hedef, program ve kadrolarla bir araya gelmesidir.
IX. GÜÇBİRLİĞİ’NİN GEREKLERİ:
1. İktidar hedefi: Milletin ve seçmenin önüne iktidar hedefiyle çıkılmalıdır. Milletin bu karanlık gidişten çıkışa önderlik edecek bir Hükümete ihtiyacı var.
2. “Biz iyi muhalefet oluruz” vaadiyle ortaya çıkan bir harekete kimse oy vermez. Çünkü Türkiye’nin ihtiyacı, iyi muhalefet değil, Türkiye’yi birleştirecek ve kurtaracak bir iktidardır. Bugün Türkiye’yi bölenler iktidardadır. Güçbirliği, Türkiye’yi birleştirecek iktidar seçeneği olarak ortaya çıkmalıdır.
3. İktidar için kalıcı ve güvenilir birliktelik: Güçbirliğinin bileşenleri, millete “İktidar olmak için Atatürk’te birleştik” mesajı ve güveni vermelidir. Milletvekili olmak veya ana muhalefet olmak amacıyla birleşme, başarılı olmaz. Milletimizin, şu veya bu şahsı milletvekili yapmak gibi bir derdi ve ihtiyacı yok. Olmayan ihtiyaçlarla veya grupsal ihtiyaçlarla büyük hareketler yaratılamaz. Mebus şirketi değil, iktidar olmak için Güçbirliği kurulmalıdır. Güçbirliğinin bileşenleri, millete hükümet olarak Türkiye’yi bu darboğazdan çıkartmak için, kalıcı olarak bir araya geldiklerini açıklamalı ve bu konuda güven vermelidirler. Halk inanmalıdır ki, bu Güçbirliği hükümet kurar ve kurtuluşa önderlik eder.
4. İddialı olmak: Güçbirliği iddialı olmalıdır. “Biz çözeriz”, “biz yaparız”!
5. “AKP’yi biz yıkarız” iddiası: “AKP’yi biz yıkarız” iddiası Güçbirliği’ni büyütür. O nedenle Güçbirliği, başka oluşumların seçeneği olarak değil, AKP’nin seçeneği olarak, yani iktidar seçeneği olarak ortaya çıkmalıdır.
6. Koalisyon hükümeti seçeneği: Güçbirliği, AKP ile ortak hükümet kurmayacağını; ancak bunun dışındaki partiler ile Türkiye’nin sorunlarını çözme temelinde ortak hükümetler kurabileceğini de ilan edebilir.
7. Bağımsız, birleşmiş ve demokratik Türkiye programı: Güçbirliğinin programı şu esaslara dayanmalı:
Bir: Bağımsız, egemen ve başı dik devlet! ABD ve AB ile ilişkilerimizi normalleştirmeliyiz. Bağımsız, egemen, eşit devletler arasında ilişki ve karşılıklı yarar temeline oturtmalıyız.
İki: Laik Demokratik Cumhuriyet. Kurtuluş Savaşımızın ve Cumhuriyet Devrimi’nin ürünü olan “Laik Demokratik Cumhuriyet”i eğip bükmeden, sulandırmadan kararlılıkla savunmak.
Üç: Birleşmiş ve özgür millet, demokratik toplum! “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” esasını uygulamalıyız; hangi etnik kökenden gelirse gelsin, yurttaşlarımıza (etnik gruplara değil) eşitlik ve özgürlük sağlamalıyız.
Dört: Halkın bütünsel yararını öne çıkaran, herkese iş sağlayan, üretimi geliştiren, bütün toplumu dengeli biçimde zenginleştiren, bölgeler arasındaki dengesizlikleri kamu yatırımlarıyla ortadan kaldıran bir kalkınma ekonomisi.
Beş: Atatürk’ün bölge merkezli dış politikası ve “Yurtta Barış, Dünya’da barış”.
8. Birikimli, halka güven veren, namuslu, halkın çeşitli sınıf ve kesimlerini temsil eden önderler ve kadro.
9. Birleşilen geçmiş: Atatürk Cumhuriyeti ve Türk milletinin uygarlık birikimi. Güçbirliğinin bileşenleri, kendi örgütsel ve grupsal geçmişleri ekseninde değil, Atatürk Cumhuriyet ve Türk milletinin uygarlık birikimi ekseninde birleştiklerini ilan etmelidirler.
10. Bileşenlerin geçmişlerinde değil, gelecekte birleşmek. Güçbirliği, bir araya getirdiği güçlerin geçmişlerinin değil, birlikte gerçekleştirilecek geleceğin sorumluluğunu taşıdığını ilan etmelidir. Böylece bileşenlerin geçmişleriyle ilgili gereksiz tartışma ve anlaşmazlıkların önü en baştan alınmalı ve topluma örnek olunmalıdır. Çünkü Türkiye, önündeki sorunları ancak birleşerek çözecektir.
11. Millete sorumlu, gerçeklere bağlı, kararlı, güven veren siyasetler ile taktik esneklik ve yaratıcı mücadelenin birleştirilmesi.
12. Birleşmiş bir önderlik, kurumlaşma, organlar ve disiplin. Güçbirliği adı altında başı sonu belli olmayan, her kafadan bir sesin çıktığı, disiplinsiz bir kalabalık kesinlikle millete güven vermez. Çünkü Türkiye, bu karanlık gidişten ancak disiplinli ve kararlı bir mücadeleyle çıkacaktır. Güçbirliğinin bir önderliği, organları, karar oluşturmada farklı görüşlerin tartışılmasını sağlayan demokratik bir ortamı, siyasetleri ve kararları uygulatan bir disiplini olmalıdır.
13. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM Başkanı adayları: Güçbirliği, tek başına iktidar olduğunda hangi şahsiyetleri TBMM Başkanlığına önereceğini ve kimin başkanlığında hükümet kuracağını seçimler sırasında ilan etmelidir. Bu, Güçbirliğinin kalıcı olduğunu gösterir ve millete güven verir.
X. GÜÇBİRLİĞİNİN İNŞASI:
Cumhuriyet için Güçbirliği CHP ekseninde kurulmalıdır.
Güçbirliğinin merkezinde yer alacak olan CHP, önder rol oynamalıdır.
Güçbirliği tutarlı olmalıdır. Çok sayıda gücün torbaya doldurulduğu bir bileşim olmamalı, birleşilen güçlerin tutarlılığı zayıflatmasına izin verilmemelidir. Herkesi toplamak değil, tutarlı Cumhuriyetçiler! Cereyan yaratacak bir bileşim. Sadece solu kapsayan değil, sağdan da oy almayı hedeflemelidir. Milleti, solcusu sağcısı ile Atatürk temelinde birleştirecek bir tablo yaratmalıdır.
Böylece CHP, kalıcı bir hükümet koalisyonunu seçim öncesinde kurmuş olacaktır.
Girişim;
• İşçi Partisi,
• DSP,
• ADD vb kitle örgütleri,
• Sendikalar ve meslek örgütleri,
• Türkiye Partisi, Yurt Partisi, Yeni Parti, vb partileri,
• Demokrat Parti Geleneği’nin temsilcilerini (Sn. Süleyman Demirel, Sn. Hüsamettin Cindoruk vb) ile Mesut Yılmaz, Enis Öksüz, Sadi Somuncuoğlu gibi çeşitli kesimlerin temsilcilerini ile öncü şahsiyetleri, askerleri vb
Bir araya getirmeyi hedeflemelidir.
• Bunların yanı sıra programı kabul eden diğer sol kesimleri de çağırmalıdır.
• İşçi Partisi, yayınları (televizyon ve günlük gazete, yaygın ve güçlü örgütleri, dinamik, mücadeleci ve çalışkan gençliği, Güneydoğu’daki etkin gücü, vatansever çevrelerdeki etki ve saygınlığı, sandık güvenliğindeki militan tutumu vb ile güç birliğinde çok önemli bir rol oynar. İşçi Partisi, soldan, milliyetçi çevrelerden, Güneydoğu’dan Güçbirliğine büyük oy sağlayacaktır.
• Milletvekili dağılımı en tali mesele olarak ele alınmalıdır. CHP’nin toparlayıcı tutumuyla; herkesi çalıştıracak, herkesin kendisini göreceği, azami verimi sağlayacak ve alınacak oyları artıracak yöntemler kolaylıkla geliştirilecektir.
XII. HEDEF:
Güçbirliğine katılan yapılar “ayrımız gayrımız yok, biriz, Türkiye’yi kurtarmak için bir araya geldik” fikrini ortaya koymalıdır.
Güçbirliği hem soldan hem sağdan oy alacaktır.
Güçbirliğinin alacağı oy % 35’in üzerine çıkar % 40’ı bulur.
Güçbirliği, Sayın Demirel ve diğer bileşenlerin katkısı ile vatansever oyların, “milliyetçi” pozlara giren AKP’ye yönelmesini engeller ve MHP-AKP vd kesimlere yakın duran %25 – 30 düzeyindeki yurtsever oyları kazanır.
XII. ORTAK YAYINLAR:
Katılanlar, televizyon, gazete vb medya unsurlarını Güçbirliği’nin hizmetine sunar. Güçbirliği medya olanaklarını ve bunların azami etkin kılınmasına olanaklar sağlar.
XII. KAMUOYUNA DUYURU:
Güçbirliği CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından, diğer bileşenlerin temsilcilerinin de hazır bulunacakları basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulmalıdır: “ATATÜRK’TE BİRLEŞTİK, İKTİDAR PROJEMİZİ AÇIKLIYORUZ!”
Bu proje morali yıkılanları, moralli hale getirir, yere düşenleri ayağa kaldırır ve halkı birleştirerek Cumhuriyet iktidarının kurulmasını sağlar.