İşçi Partisi Öncü Kadın Ankara üyeleri Anıtkabir’e çelenk koyarak, AKP’nin Suriye ile savaş kışkırtan politikalarını protesto eden basın açıklamasında bulundu. İşçi Partisi Ankara Öncü Kadın İl Başkanı Rahime Sarıhan, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
Nihayet beklenen oldu:
Türkiye, kaşla göz arasında Suriye ile bir savaşın eşiğine getirildi. Amerika’nın Büyük Orta Doğu Projesi’nin eşbaşkanlığını yürütenlerin kışkırtmalarıyla önce gerginlik yaratıldı, sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sınırötesi harekat teskeresi dayatıldı ve kabul ettirildi. Böylece, Suriye ile savaşa girme olasılığı, her zamankinden daha güçlü duruma getirildi.
AKP Hükümeti, her an bir çılgınlık yapıp bölgemizi yangın yerine çevirecek bir sürecin fitilini ateşleyebilir; Ülkemizi, ABD emperyalizminin talimatları ve çıkarları doğrultusunda sonu belirsiz maceralara sürükleyebilir.
Bizim Suriye ile ne alıp vereceğimiz var? Suriye bizden toprak mı istiyor, yoksa bizim Suriye topraklarında mı gözümüz var?
Hiç biri değil.
Suriye, Ortadoğu’da Amerikan emperyalizmine ve İsrail Siyonizmine karşı direnen bir ülkedir. Bütün sorun budur.
Suriye’yi güçsüzleştirme ve parçalama, bir Amerikan planıdır. Türkiye, bu plana alet edilmektedir.
Biz, Suriye ile savaş istemiyoruz. Çünkü bu savaş bizim savaşımız değildir; haksız bir savaştır. Bölgemizi, ABD emperyalizminin çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmeyi amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi’nin yeni bir aşamasıdır. ABD, bu planı uygularken Eşbaşkanlık eliyle ülkemizi komşularına karşı koçbaşı gibi kullanmak istemekte; bir yandan Suriye’deki anti-emperyalist Baas Rejiminin yerine Amerikancı kukla bir hükümet getirmeyi, öte yandan BOP haritasında açıkça gösterilen ve ikinci bir İsrail işlevini üslenecek olan “Büyük Kürdistan”ın yaratılmasının koşullarını hazırlamayı, sonunda Türkiye’yi de bölmeyi planlamaktadır. ABD emperyalizmi, Türkiye’yi Suriye’nin üzerine sürerek Tunus, Mısır ve Libya ile başladığı işe devam etmek istemektedir.
Biz, dünyada ve bölgemizde savaş istemiyoruz. Çünkü savaş, kitlesel ölüm, yıkım ve sakatlık demektir. Çünkü savaş, kan, gözyaşı ve yoksullaşma demektir. Çünkü savaş, insanlığın binlerce yıldan beri biriktiregeldiği bütün maddi ve manevi değerlerin tahrip edilmesi demektir.
Büyük önderimiz M. Kemal Atatürk diyor ki: “Bağımsızlık için yapılmadıkça savaş bir cinayettir.”
Evet, emperyalist savaşların tamamı cinayettir. Emperyalizme karşı bağımsızlığını korumak için mücadele eden Suriye’ye karşı girişilecek bir savaş da cinayet olacaktır.
Savaşın acısını en çok kadınlar çeker. Yitirilen evlatlar en çok onların bağrını yakar. Bu nedenle biz, Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesine uygun bir dış politika istiyoruz.
Büyük Atatürk, bu ilkeyi ortaya koymakla kalmadı, onu yaşama geçirdi. Doğu’daki komşularımızla Sadabat Paktı’nı, Batı’daki komşularımızla Balkan Paktı’nı kurarak ve büyük komşumuz Sovyetler Birliği ile dostluk anlaşmaları imzalayarak bölgemizi bir barış adası haline getirdi.
Biz bu gün de bölgemizde ve dünyada barışın egemen kılınmasını istiyoruz. Bu ancak, yeryüzünden emperyalizmin silinmesiyle mümkün olabilir. Barış için mücadele, emperyalizme karşı mücadeledir. Bu nedenle halkımızı dünyanın baş belası ABD emperyalizmine ve onun bölgemizdeki eşbaşkanlığına karşı mücadeleye çağırıyoruz. Amerika ve onun işbirlikçileri yıkılmadan dünyaya da Türkiye’ye de rahat huzur yoktur.
Suriye’ye yöneltilen haksız ve hayâsız savaşı durdurmak, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini kurtarmak biz kadınların ellerindedir. Tüm analarımızı ve kız kardeşlerimizi bu yolda güçlerimizi birleştirmeye çağırıyoruz.