İP’nin açtığı davada Danıştay Hükümet’ten sordu: “PKK Koordinatörünün yasal dayanağı nedir?”

İşçi Partisi’nce Em. Org. Edip Başer’in “Türkiye’nin PKK Özel Koordinatörü” atanmasına ilişkin Başbakanlık işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle 27 Ekim 2006 günü açılan davada ara kararı verildi.

Danıştay 10. Dairesi, Başbakanlığa...

Tarih:

İşçi Partisi’nce Em. Org. Edip Başer’in “Türkiye’nin PKK Özel Koordinatörü” atanmasına ilişkin Başbakanlık işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle 27 Ekim 2006 günü açılan davada ara kararı verildi.

Danıştay 10. Dairesi, Başbakanlığa yazı yazılarak, “Koordinatörlük görevinin yasal dayanağı ile kapsam ve niteliğinin, hukuki statüsünün” 30 gün içinde açıklanmasının istenmesini kararlaştırdı.

İP’nin başvurusunda;

Bu “PKK Koordinatörlüğü”ne yüklenen işlev, tanımlanıp açıklandığı kadarıyla bir “kamu görevi”dir. Bu göreve atanması ve bu görevi yürütmesi de bir “Devlet yetkisi”nin kullanılmasıdır.
Oysa, Anayasa’nın 6. maddesine göre; “Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz”.
Ayrıca, Anayasa’nın 128. maddesinde; “…kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri…kanunla düzenlenir” denilmiştir.
“PKK Koordinatörlüğü” gibi bir devlet görevi ve kadrosu bulunmamaktadır. Başbakanlığa bağlı bir görevli olarak atanan Em. Org. Edip Başer’in bu görevine, yetki ve yükümlülüklerine ilişkin bir yasal düzenleme yoktur.
“Terörle mücadele”, hükümetin ve güvenlik kuvvetlerinin işidir. Terörle mücadele edecek güvenlik birimlerinin yetki ve görevleri yasalarla belirlenmiştir. Bu görevi yerine getirecek olanlar devlet memurudurlar. Bunların dışında “terörle mücadele” adı altında kadro tahsis edilemez. Yasalarla belirlenmiş görevlilerin dışında herhangi bir kuruma ya da kişiye terörle mücadele kapsamında görev verilemez. Bu konuda genelge çıkarılamaz. İşlem, “mutlak butlanla malûl”dür ve “yok” hükmündedir.
Kaldı ki, atanan bu “koordinatör” ya da “temsilci”nin görevinin tanımı ve kapsamı da belirsizdir. Yetki ve sorumluluğunun nerede başlayıp nerede biteceği belli değildir." denilmişti.

Ara kararına göre, İP’nin yürütmenin durdurulması istemi Başbakanlığın bu savunması alındıktan sonra karara bağlanacak.