İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. H. Tugay Şen, bir basın toplantısı yaparak, ESHOT’ta çalışacak personel ihalesine katılan Etkin Eğitim Organizasyon Limited Şirketi’nin Deniz Feneri derneği ile olan ilişkilerini değerlendirdi ve Deniz Feneri davasından halen yargılanmakta olanların bu şirketle olan bağlantılarını açıkladı. Şen, İşçi Partisi’nin konuya ilişkin çözümlerini belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
ESHOT’ta çalışacak personel ihtiyacının karşılanmasının yanında, 200 otobüs alımı ve elektronik ücret toplama sistemi hizmet alımını da kapsayan ihale, 31 Ekim 2012’de yapıldı. Her yıl açık ihale şeklinde yapılan ve bugüne kadar İZELMAN’da kalan bu yılki ihalede, İZELMAN 198 milyon 428 bin TL teklif verirken, Etkin-İdeal şirketler ortaklığı, bir yıl için 188 milyon 858 bin TL teklif sunmuştur.
DENİZ FENERİ SANIKLARININ ŞİRKETİ,
AKP’NİN HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA İHALEYE GİRMİŞTİR
İhaleyi kazanması muhtemel Etkin Eğitim Organizasyon Limited Şirketi incelendiğinde, arkasında Deniz Feneri davası sanıkları olan Beyaz Holding ortakları Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan’ın olduğu anlaşılmıştır. Almanya’daki yargılamadan ve Ankara’da sonradan görevlerinden alınan Cumhuriyet savcılarımızın soruşturmalarından anlaşıldığı üzere, Deniz Feneri’nin ucu Tayyip Erdoğan’a dayanmaktadır.
Almanya’da yapılan Deniz Feneri yargılamasının ortaya koydukları üzerinden, İşçi Partisi’nin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusuyla başlayan Deniz Feneri davası sanıklarına ait şirketlerin esas amacı, kar elde etmek değildir. Amaçları, ulaşım hizmetinin kamu şirketleri aracılığıyla yürütüldüğü tek il olan İzmir’de, kamu işletmeciliğine AKP hükümeti adına son vermektir. Başka ifadeyle, İzmir ulaşımını özelleştirmek ve taşeron sistemini hâkim kılmaktır. Yaşanan olay, basit bir ihale süreci değil, AKP’nin İzmir’i kuşatmasının en önemli adımlarından biridir.
3317 İZELMAN İŞÇİSİ, İŞSİZ KALMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYADIR
Etkin-İdeal şirket ortaklığı, İZELMAN’da görev yapan işçilerle çalışmaya devam etmek istediklerini ve sendikayla anlaşabileceklerini açıklamıştır. Ancak, ihaleyi bu firmaların alması durumunda ne yaşanacağı gün gibi açıktır. Bu firmaların ihalesini aldığı bütün belediyelerde, çalışan işçiler taşeron sistemiyle sömürülmüş, haklarını kaybetmiş ve sendikasız çalışmak zorunda bırakılmıştır.
Yine Beyaz Holding’e bağlı şirketlerin ihalesini aldığı İstanbul itfaiyesinde yaşananlar, gerçeği tek başına göstermektedir. Bu firmaların itfaiye eri ihalesini almasından sonra, belediye şirketinde çalışan işçilerin önüne konulan seçenek, ya taşerona girmek, ya da işten çıkarılmak olmuştur.
SADECE İŞÇİLER DEĞİL, İZMİR HALKI DA MAĞDUR OLACAKTIR
İhaleyi söz konusu şirket ortaklığının kazanması, sadece İZELMAN işçilerini değil, İzmir halkını da mağdur edecektir. Öncelikle İzmir ulaşımı, kamu yararını gözetmeyecek olan özel şirketlere teslim edilmiş olacaktır. Ayrıca bu şirket ortaklığı, İZELMAN işçilerini taşeronlaştıramadığı takdirde, 3317 otobüs şoförünü nereden bulacaktır? Bu soruya yanıt verilirken, İzmir gibi bir kentin ulaşımındaki zorluklar ve deneyim zorunluluğu göz ardı edilemez. Kısacası, ihalenin Etkin-İdeal şirket ortaklığında kalması halinde, İzmir ulaşımı büyük bir kaosa sürüklenecektir.