Çağımızda emperyalizme direnen milliyetçiliğin ve piyon milliyetçiliğin tarihsel kökleri. 200 yıldır savaşanlar ve 200 yıldır işbirliği yapanlar. Ermeni ve Kürt milliyetçiliğinin benzerlikleri.Aysel Tuğluk’un Öcalan’ı Şeyh Sait’e benzetmesinin anlamı. Piyon milliyetçiliğin Türk milliyetçiliği içindeki benzerleri. Türkeş’in milliyetçiliği ve milliyetçi gelenek. Bugünkü AKP. Piyon milliyetçiliğin köksüzlüğü ve işlevi.
Köklü kavim ve genç kavimlerden yola çıkarak, dünkü Rota’da gelmek istediğimiz menzil, milliyetçilik meselesiydi.
ABD emperyalizmi, küreselleşme çağında, milliyetçiliği baş düşman ilan etti. Artık “gomonizm” tehlikesinin yerini Milliyetçilik almıştı. Yurtseverlik de diyebiliriz. Kimi solcularımız olayın hâlâ farkında değil.
Bir de ABD’nin Mavi Milliyetçiliği var veya Turuncu Milliyetçiliği:
ABD’nin milli devletleri tasfiye programının piyonu görevini yapıyor.
Çağımızın kamplaşması:
Ezen Milletler – Ezilen Milletler
20. yüzyılın başında, kapitalizm emperyalizm dönemine girdi. Dünyadaki belirleyici kamplaşma, artık Leninlerin 20. Yüzyıl başlarında saptadıkları gibi, Ezen Milletler ile Ezilen Milletler arasındadır. Mustafa Kemal Paşa da, dünyayı bu kamplaşma temelinde açıkladı ve siyaset yaptı.
Yine Lenin 1910’lu yıllarda, Ezilen Dünyada, eski imparatorluk coğrafyaları olan Türkiye, Çin ve İran’a dikkat çekmişti. Rusya da, kapitalizmle tanışmakla birlikte, o Asyalı ülkelere benziyordu; kapitalistlerin en gerisi, Ortaçağdakilerin en ilerisi idi. Hem en gericiydi, hem de en ileri fırlamanın koşullarına sahipti.
İmparatorluk coğrafyalarının direnişi
O zamandan beri Ezilen Dünya milletlerine baktığımız zaman, emperyalizme karşı büyük direnişlerin, büyük imparatorluk coğrafyalarında ve köklü milletler tarafından gerçekleştirildiğini görüyoruz. Çünkü devlet geleneği, emperyalizmin karşısında bir set oluşturuyordu.
Burada en önemli örnekler, Türkiye, Çin, İran, Rusya, Hindistan ve Arap ülkeleridir.
200 yıldır niçin savaşıyoruz?
20. yüzyıl Türkiyesinin en ışıklı toplumsal bilimcilerinden Niyazi Berkes, “200 Yıldır Niçin Bocalıyoruz” diye sormuştu; 1960’larda Yön Yayınları’ndan çıkan kitabın ismi öyleydi. Bu soruyu kendi halimce şöyle sormayı önerdim: “200 yıldır niçin emperyalizmle savaşıyoruz?”.
İki gündür bu soruya cevap veriyoruz: Tarihimizdeki büyük devlet ve köklü kavim birikimi belirleyicidir.
Piyon milliyetçiliğin tarihsel temeli
Köksüz kavimler, genç kavimler veya devletini yitirmiş ve esir düşmüş kavimler açısından aynı soru şöyle sorulabilir:
“200 yıldır niçin emperyalizmin piyonu olarak savaşıyorlar?”
Bu soruda aşağılama yoktur, nesnel bir gerçeği konuşuyoruz, bilimle uğraşıyoruz.
Aynı ayrımı Lenin de yapmıştı. Komünist Enternasyonal kararlarında da, Devrimci milliyetçilik ve gerici milliyetçilikten söz edilebilir. Emperyalizme direnen milliyetçilik, devrimcidir; emperyalizmle işbirliği yapan milliyetçilik, gericidir.
Emperyalizme karşı duruşun belirlediği bu siyasal ayrım, kuşkusuz tarihsel birikimlerden veya tarihsel birikimsizliklerden beslenmektedir. Devletli olmak, burada birikimli olmak anlamına geliyor.
Emperyalizme direnme ve emperyalizm ile işbirliği tarihi
Daha somut konuşursak, Osmanlı imparatorluğunun çözülme döneminde, bölgemizde iki karşıt milliyetçilik türü şekillendi:
- Emperyalizme direnen Türk milliyetçiliği ve
- Emperyalizmle işbirliği yaparak kendisine alt iktidar alanları bulmaya yönelen piyon milliyetçilikler.
Ermeni milliyetçiliğinin tarihini “emperyalizm ile işbirliği tarihi” diye özetleyen Karinyan, bir Ermeni devlet adamı ve tarihçisidir. Karinyan’ın “Ermeni Milliyetçi Akımları” başlıklı kitabını herkese öneririm. Özellikle bugün Kürt milliyetçiliğini anlamak isteyenler okumalıdır.
Emperyalizme karşı savaşan Türkiye’nin çevresinde son iki yüzyılda bu tür milliyetçilikler oluştu. Bu yöndeki pratikler, bir ideolojiye dönüştü. Zayıf milliyetler, emperyalist devletler tarafından kışkırtılmışlardır veya kendilerinden güçlü devletlere karşı silahlı savaşa kalkışınca, büyük emperyalist devletlerden imdat istemişlerdir. Bu iki olay, hep iç içedir.
Ermeni ve Kürt milliyetçiliğinin benzerlikleri
Kürt milliyetçiliğinin tarihine bakınız, o da Ermeni tarihçi Karinyan’ın nitelediği gibidir.
Diyab Ağalar, Mahmut Berzenciler gibi Türkiye’nin bağımsızlık savaşında cephe tutanlar, emperyalizme karşı durmuşlardır. Türkiye, İran ve Irak’a karşı savaşanlar ise, dün İngiliz, bugün ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizminin piyonu rolündedirler.
Aysel Tuğluk’un “Şeyh Sait neyse Öcalan da odur” benzetmesi, bugün tam yerine oturmaktadır. (Hürriyet, 30 Ocak 2012). Bilindiği gibi Öcalan, geçmişte Şeyh Sait’in emperyalist işbirlikçisi ve gerici olduğu konusunda çok açık görüşlere sahipti.
Piyon Milliyetçiliğin Türk Milliyetçiliği içindeki benzerleri
Bu piyon milliyetçiliğin Türk milliyetçiliği içinde de benzeri vardır.
1945’ten sonra Türkiye “Küçük Amerika” sürecine sokulunca, piyon milliyetçilik boy vermiştir. Namık Kemal-Talat Paşa-Atatürk geleneğinden gelen Devrimci Milliyetçilik kenara itilmiştir. O devrimci geleneği Bilimsel Sosyalistler sürdürmüştür. Şefik Hüsnüler, Hikmet Kıvılcımlılar, Mihri Belliler, M. Ali Aybarlar; “Kuvayı Milliyeciliğimiz” mirası ekseninde verdikleri mücadeleye “İkinci Kurtuluş Savaşı” demişlerdir.
Türkeş’in MHP’si ise piyon milliyetçilik çizgisinde, ABD’nin vurucu gücü rolünü üstlenmiştir. Bugün Tayyip Erdoğan, ve Abdullah Gül, aynı rolü komşulara saldırganlık boyutunda sürdürüyorlar.
ABD güdümlü gerici milliyetçilik, emperyalizme arkasını dönmüş, Yunan, Bulgar, Ermeni ve Kürt Milliyetçiliği ile aynı zeminde ve onlarla kavgayı öne çıkararak, Türk Milliyetçi geleneğine bütünüyle ters bir pratiğe girmiştir.
Piyon milliyetçiliğin köksüzlüğü
Bir zamanlar MHP’nin ve şimdi AKP’nin piyon milliyetçiliği, yalnız Atatürk milliyetçiliğinden değil, Türklerin imparatorluk kültüründen, kavimleri bir arada tutma yeteneğinden ve uygarlık birikiminden de kopuştur. Bu uygarlık karşıtı çizgi, geleneksizliğinin üzerini içi boş bir böbürlenmeyle örtmeye çalışmıştır. Ama dikkat ediniz, AKP’nin ve MHP’nin ideolojik mirasında ne Atatürk, ne Yusuf Akçura, ne Ziya Gökalp, ne de İttihat Terakki ve Namık Kemaller vardır.
Piyon milliyetçilik, Türk milliyetçiliğinin devrimci pratiğinden ve fikir kaynaklarından kopmuş, ideoloji fukarası olmuş, bütün yaratıcılığını ve yenilikçiliğini kaybetmiştir. Dikkat ediniz, devrimci-halkçı-aydınlanmacı-laik köklerle en küçük bağları kalmamış, hatta o köklere düşman hale gelmişlerdir.
Piyon milliyetçiliğin işlevi
ABD emperyalizmine karşı biricik tavırları itaattir; sinmektir. NATO’ya karşı çıkmazlar. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da NATOcudurlar. Amerikancı oldukları için, komünizm düşmanı olmuşlardır. Türkiye’yi AB kapısında çarmıha geren hükümetin ortağı, onlardır. İkiz İhanet Yasaları’nın altında imzaları vardır. PTT’yi emperyalizme peşkeş çekmek uğruna, Enis Öksüz’leri feda etmişlerdir. BOP Eşbaşkanlığı’nın partisi AKP’nin hep kurtarıcısı ve destekçisi olmuşlardır. Bu rollerini gizlemek için arada bir bağırıp çağırır ve gürültü yaparlar. Laikliğe karşıdırlar.
Kürtlerimiz içinde olsun Türklerimiz içinde olsun, piyon milliyetçilik Türkiye’yi ve Türk milletini bölmektedir ve böler.
Türkiye Cumhuriyeti’ni devrimle kuran Türkiye halkını birleştiren millet kavramının, cephesi emperyalizme dönüktür.
Emperyalizme karşı cephe tutmak, bizi birleştirir.
Emperyalizmin cephesinde piyon milliyetçilik yapmak, bizi böler.
OKUNACAK KİTAP:
A. B. Karinyan, Ermeni Milliyetçi Akımları, Kaynak Yayınları, çeviren: Arif Acaloğlu, sunuş: Mehmet Perinçek, 102 sayfa.
Bu kitap Ermeni milliyetçiliğinin tarihsel kökenini, sınıfsal temelini, yürüttüğü pratiği ve oynadığı rolü tahlil ediyor. Özlü, nitelikli, bilimsel değeri olan bir çalışma.