İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ergenekon Davasında yaptığı son savunmasında, Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen’e “Türk Milleti’ne teslim olun” çağrısında bulundu.
Çok sayıda İşçi Partili’nin yanı sıra CHP Milletvekilleri İlhan Cihaner, Mahmut Tanal, Mehmet Kesimoğlu ve Erdal Aksüngerin de izlediği duruşmaya, Doğu Perinçek’in 40 avukatı katıldı.
Perinçek, son savunmasına başlarken, 11 Şubat 2013’te dosyaya 235 bin yeni belge geldiğini belirterek “Naip Hakim Hüsnü Çalmuk bu dosyaları iki buçuk yılda inceleyebilmiş. Bizim de savunmamızı hazırlamak için incelememiz gerekirdi. Ama zaman yetmedi. Bu yüzden savunma değil, beyanda bulunacağım” dedi.
Yüzlerce İşçi Partisi üyesinin izlediği duruşmayı çok sayıda gazeteci, aydın ve milletvekili de takip etti.
Ergenekon hakimleri, savunmasının ardından İşçi Partisi Lideri Perinçek ve avukatı Hasan Basri Özbey hakkında “mahkemeyi tehdit ettikleri” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
DOĞU PERİNÇEK'İN SAVUNMASI
Örgütü duyan, nefesini hisseden yok; çünkü örgüt yok
Mütalaada “Hükümeti cebren ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla suçlanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “İlk iddianame Ergenekon Terör Örgütü ekseninde omurgaya oturtulmuştu. Ama örgüt tutmadı. Ne oldu? Savcılık makamı örgütü arka plana çekerek darbeye teşebbüs iddiasını getirdi. Bu iddia makamı açısından bozgundur. Örgüt ispat edilemedi. Bizde pantolon kayışı yok, vantilatör kayışı verelim denilmiştir. Örgütün başı, sonu, organı, programı, belgeleri, hiçbir toplantısı ve eylemi yok” diye konuştu. Perinçek, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, eski MİT Müsteşarı Şenakl Atasagun ve kendisine düşman olduğunu beyan eden eski MİT Kontr Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün bile örgütten haberinin olmadığını ifade ettiğini belirterek “Örgütün elinden tutan, sesini duyan, nefesini hisseden yok. Çünkü örgüt yok” açıklamasını yaptı.
İddianamede suçu oluşturan fiil yok
“İki bin küsur sayfa mütalaa yazmışlar, ama kanunun tanımladığı suçu oluşturan fiil yok. Fiili tarih belirler. Suçun ne zaman işlendiği yazılacak” diyen Perinçek, 31 Mart olayı olarak bilinen Osmanlı Padişahı 2. Abdulhamit’in tahttan indirilmesini örnek gösterdi. İrticacılarınTopçu Kışlası’nda ayaklandığını dile getiren Perinçek, “İrticanın ezildiği, irticanın padişahlarının da tahttan indirildiği tarih 31 Mart’tır. İşte bu somut bir tarihtir. 2003, 2004 ya da 2008 hangi yılda hükümeti ortadan kaldırmak için bir girişim olmuştur? Savcılar bunu göstermiyor. Göstermediği için de bu salonda bulunan herkes suçsuzdur” ifadelerine yer verdi.
Yüzbinler ayakta!
Mütalaada örgütün eylemi olarak 2007 yılındaki Cumhuriyet mitinglerinin gösterildiğini, darbe girişiminin ise 2004 yılında olduğunun iddia edildiğini anlatan Perinçek, bu çelişkinin savcılar tarafından açıklanmasını istedi. Perinçek şunları söyledi: “Cumhuriyet mitingleri darbenin eylemiymiş. Bir darbeci yürütsün bakalım yüzbinleri. Toplumsal hareketin bir doğası vardır. Hiçbir güç yüzbinleri harekete geçiremez. Yüzbinler ayakta, Türkiye’nin geleceğini belirliyor. Bu ayağa kalkan yaratıcı zekâ birikimi kesinlikle yenilmeyecek. Cumhuriyet mitingleri Türkiye’nin gerçeğidir. Bir ülkenin tarihinden devrimleri silebilir misiniz? Devrim deyince hürriyetimizi, çağdaşlığımızı, her şeyimizi İttihatçılara ve Atatürk’e borçluyuz. Cumhuriyet mitingleri üç sene söndürüldü, ama bu temeli kimse bastıramaz. Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen Türk Milleti’ne, Türk devrimine teslim olsunlar. Beyaz bayrağı açsınlar. Teslim olmayan ruha dikkat etsinler. Namık Kemaller’den gelen geleneğe dikkat etsinler.”
“Mütalaa Türk Milleti’ne savaş açmış” diyen Perinçek, “Çünkü Ergenekon davası, Türk Milleti’ni ortadan kaldırma projesidir. Siz Türk Milleti adına yargılama yapıyorsanız, bu saldırıya bir vaziyet alacaksınız. Türkiye’de Türk Milleti’yle savaşan bir hükümet var” dedi.
İrticayla Mücadele Eylem Planı
Ergenekon davasında suçlama konusu belgelerden olan İrticayla Mücadele Eylem Planı’na atıfta bulunarak “İrticayla Mücadele Eylem Planı’nı sahiplenecek bir komutan yoksa, ben üstleniyorum. İşçi Partisi irticayla mücadele ediyor. Bu irtica haçlı irticadır. Koynunda haç vardır. Bunların islamla, Müslümanlıkla bir alakası yoktur. İlgisi olsa Irak, Suriye, Azerbaycan düşman olur mu? Bütün komşuların Müslüman ve hepsiyle düşmansın. Türkiye şu an Kılıçarslanların Anadolu’su, Atatürk’ün Anadolu’su değil. Cebir ve şiddet yok ama buhnları yıkacağız. Bunların geleneği Vahdettin mirası. Utanmasalar üçüncü Köprü’ye Vahdettin adını verecekler. Yedi tane uçak aldı, hangisiyle kaçacak Vahdettin gibi? Vahdettin İngiliz işbirlikçisiydi; bugünküler ABD işbirlikçisi” şeklinde konuştu.
Gladyo
Türkiye’deki Gladyo yapılanmasının 1 Mayıs 1977’de, Sivas, Maraş, Çorum ve Başbağlar katliamlarını, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerini gerçekleştirdiğini anlatan Perinçek, “Atatürk devriminin savaşçıları öldürüldü. Bu eylemleri kim yaptı? Bu davada en ufak bir şey var mı? Hepsi elle tutulur, yaşanmış gerçek olan bütün katliamları Gladyo yaptı. 1990 sonrasında Türk Ordusu’nu hedef alan da Gladyo’dur. Yargısız infazların, öldürülen aydınların cesetleri yerde yatıyor. Peşinden koşan yok. Çünkü onlar iktidarda. Gladyo muhalefette olmaz. Devrimci olmaz. Gladyo hükümette olur. Gladyo NATO’nun devlet içindeki gizli örgütlenmesidir. Bugün Türkiye’deki Gladyo yapılanması en doruğunda. Suriye’ye terör ihraç ediyor. Terör ithalatına da başladı. Reyhanlı’da bombalar patlıyor. PKK’yı örgütlüyor. Abdullah Öcalan’ın, Hakan Fidan’ın yakın koruması. Biz yıllarca o Gladyo’yla savaştık. Gladyo bugün Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etme noktasına gelmiş. Siz kendiniz hakkında karar vereceksiniz. Biz buradan duvarları yıka yıka çıkacağız. Aksi takdirde ıslak imzalı kendi hükümlerinizi vereceksiniz” açıklamasını yaptı.
“İki bin sayfalık mütalaayı çöpe atacaksınız” diyen İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Danıştay cinayeti alçakça bir olaydır. Buraya bulaştırılamamıştır. Tamamen yalan, dolan ve tertip olduğu ortaya çıkmıştır. İddia makamı da ‘Var’ diyemiyor. Var dese tarihi gösterecek.”
Yasadışı AKP iktidarını ortadan kaldıracağımızı herkes görecek
Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılması davasında verdiği “Cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağı olduğu” kararını hatırlatan Perinçek, “AKP’nin yasadışı olduğu karara bağlandı. Ama infaz edilemedi. Halk şimdi cezayı kesiyor. AKP’yi yıkma eylemi başlamıştır. Bu süreç iki yılda sonuçlanacaktır. Bu hükümet yasadışıdır. Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan yönetimi yasadışıdır. Bu bir muhalefet iddiası değildir. Anayasa Mahkemesi 30 Temmuz 2008’de ‘AKP laikliğe karşı eylemlerin odağı, merkezi, ekseni haline gelmiştir’ diyor. AKP’nin boynuna yargının hükümlü fermanı takılmıştır. Biz İşçi Partisi olarak ve Türk Milleti olarak yasadışı olan AKP iktidarını ortadan kaldırıyoruz. Kaldıracağımızı da herkes görecek” açıklamalarını yaptı.
Hangi millet?
AKP’nin Türk Milleti’ni Anayasa’dan kaldırma girişimini ve Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı T.C.’yi kaldırma girişimlerine değinen Doğu Perinçek, “AKP cebirle devleti ortadan kaldırıyor. Yasadışı olan iktidarı ortadan kaldırmak zaten hukuken olması gerekendir. Siz hangi millet adına yargılama yapıyorsunuz? Sizin adınıza yargılama yapacağınız Türk Milleti’ni silmeye kalkıyorlar!” dedi.
Perinçek, Tayyip Erdoğan’ın 36 yerde Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olduğunu itiraf ettiği videoları duruşma salonundaki dev ekranlara yansıttı ve “Siz bu zata Başbakan mı diyorsunuz? ‘Ben Amerika’nın yetkilisiyim. Yetkimi Türk kanunlarından almıyorum’ diyor. ABD’nin memuru olduğunu kendisi söylüyor. Millete bağlı, vatanını seven bir partinin görevi nedir? Bu partiyi yıkacağız, ama demokratik yollarla. Cebir ve şiddet yok. Bölünüyorlar. Türkiye’yi silmeye kalkanlar siliniyorlar” diye konuştu.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Abdullah Gül’ün de Amerika’yla 2 sayfa 9 maddelik gizli ihanet anlaşması imzaladığını anımsatarak “Abdullah Gül, Amerika’yla ancak bir hizmet sözleşmesi yapabilir. 2 sayfa 9 maddeyle onun hizmetine girmiş” dedi.
Bu konuda Türk Ordusunun generallerine de bir çağrıda bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı, “Türk Ordusu’nun orgenerallerinin elinde Abdullah Gül’ün imzaladığı 2 sayfa 9 maddelik anlaşma var. Onlara çağrı yapıyorum. Bu belgeyi şantaj aracı olarak ellerinde tutmak ayıptır. Bunlar Türkiye’nin geleceği için çok önemli belgelerdir” dedi.
Yobaz diktasını yıkma eylemi şimdi başladı
Türkiye’deki yobaz diktasının son bulacağının altını çizen Perinçek, Gezi Parkı’nda başlayan “Tayyip istifa” eylemlerine atıfta bulunarak sözlerine şöyle devam etti: “Yobaz diktasını yıkma eylemi şimdi başladı. Atatürk’ün nutku boş yere yazılmamış. Gençlik, dinamizmiyle, cesaretiyle, gücüyle ‘Sen bizi yıkamazsın, biz seni yıkacağız’ diyor. Siz bu gençliği, Atatürk’ün milletini yobaz diktasıyla yıkamazsınız. Zavallısınız! Amerika’nız sizi ortada bırakıyor.”
Şehit vererek birliğimizi koruyoruz
Mütalaada İşçi Partisi’nin Diyarbakır mitinginin suç sayılmasını eleştiren Perinçek, “Bugün bir parti var mı Türk bayraklarıyla Diyarakır’a gidip ‘Türkiye’yi bölemezsiniz’ diyecek? İddia makamı neden bunu suçluyor? İşçi Partili Muhyettin Öksün ve yeğeni Türk bayraklarını dalgalandırdıkları için Diyarbakır’da öldürüldü. Biz şehitler vere vere Türkiye’nin birliğini koruyoruz. 1991’da PKK’nın barikatlarını kıra kıra Batman’da, Diyarbakır’da, Silopi’de miting yaptık. PKK o zaman bu kadar büyük mitingler yapamadı. Cizre’yi Zonguldak’la, İstanbul’la birleştirmişiz. Hadi bir parti gidip Cizre’de ‘Kahrolsun ABD’ desin! Bizi bunlar için mi yargılıyorsunuz? Kürt’ü kazanarak darbe mi olacak?” sorularını yöneltti.
Doğu Perinçek’in ardından, Perinçek'in avukatı ve İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Hasan Basri Özbey söz aldı. Özbey; Perinçek’in şahsının değil, İşçi Partisi Genel Başkanlık kurumunun yargılanmaya çalışıldığını vurguladı. Mahkemenin anayasa ve siyasi partiler kanununu çiğneyerek suç işlediğini belirtti.