İşçi Partisi Genel Başkan Doğu Perinçek, 19 Mart 2008 günü Ankara'da bir basın toplantısı düzenleyerek, Tayyip Erdoğan’ın kendi sesi ve görüntüsüyle BOP görevi itiraflarını ve Abdullah Gül’ün ABD Dışişleri Bakanı Powell ile yaptığı “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma” itirafını açıkladı. Perinçek, Tayyip Erdoğan’ın itiraf görüntülerini gösterdikten ve görüntü disklerini basın mensuplarına dağıttıktan sonra özetle şunları belirtti:
-Tayyip Erdoğan’ın kendi sesiyle ve görüntüsüyle ABD astüst ilişkileri içindeki BOP görevi itiraflarını ve Abdullah Gül’ün ABD Dışişleri Bakanı Powell ile yaptığı “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma” itirafını sunuyoruz.
- Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisinin atamaları, 1996 yılında Washington’dan yapılmıştır.
- 2002 ve 2007 erken seçimleri, ABD savaş takvimine göre belirlenmiştir.
- Kanunlar, ABD ve AB’den gelmektedir.
- Yürütme yetkisi, ABD ve AB’ye devredilmiştir.
- İçerde yerel iktidarlar, mafya odakları, tarikatlar ve cemaatler arasında paylaştırılmıştır.
- Özetle millî irade ayak altına alınmış ve çiğnenmiştir.
- Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarı, millî iradeyi değil, ABD ve AB’nin dayatmalarını temsil etmektedir.
- Tayyip Erdoğan’ın sağ kolu Cüneyt Zapsu, ABD yetkililerine “Tayyip Erdoğan’ı kullanın, deliğe süpürmeyin” diyerek, Tayyip-Gül ikilisinin ABD’ye bağlılık derecesini çarpıcı biçimde ortaya koymuştur.
- BOP Eşbaşkanları ve ABD ile gizli antlaşma yapanlar, yasadışıdırlar.
- Bağımsızlık yoksa millî irade de olmaz, demokrasi de olmaz.
- Laiklik yoksa toplum şeyhlerin ve Ortaçağ güçlerinin denetiminde kalır; özgür halk iradesi oluşmaz.
- Milletin iradesinin yeniden kurulması için, Türkiye’nin Kemalist Devrim temelinde devleti ve toplumuyla yeniden örgütlenmesi gerekiyor. Bunun için, yasadışı Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül yönetiminden kurtulmak ve Millî Hükümet’i kurmak önümüzdeki görevdir.
Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarı, millî iradeyi değil, ABD ve AB’nin Türkiye’ye dayattıkları iradeyi temsil etmektedirler.
Tayyip Erdoğan, bizim saptadığımız 11 ayrı konuşmasında ABD’nin BOP Eşbaşkanı olduğunu itiraf etmiştir. BOP içindeki görevini, yine kendi ağzıyla “Diyarbakır’ı merkez yapmak” diye tanımlamıştır.
Tayyip Erdoğan’ın BOP itirafları tarih sırasıyla şöyledir:
1. KANIT: 16 ŞUBAT 2004, KANAL D EKRANINDA
2. KANIT: 28 TEMMUZ 2004, İRAN’DA BASIN GÖREVLİLERİNİN SORULARINA CEVAP
3. KANIT: 28 OCAK 2005, DÜNYA EKONOMİK FORUMU'NDA
4. KANIT: 8 HAZİRAN 2005, BASIN MENSUPLARINA
5. KANIT: 15 HAZİRAN 2005, LÜBNAN'A HAREKETİNDEN ÖNCE
6. KANIT: 16 KASIM 2005, MYK TOPLANTISI'NIN ARDINDAN BASIN MENSUPLARINA
7. KANIT: 21 ŞUBAT 2006, TBMM’DE AKP GRUP TOPLANTISINDA
8. KANIT: 26 Şubat 2006: ÜSKÜDAR İLÇE KONGRESİ'NDE
9. KANIT: 4 Mart 2006 AKP İSTANBUL BAYRAMPAŞA İLÇE KONGRESİ’NDE
10. KANIT: 30 MAYIS 2006, TBMM’DE AKP GRUP TOPLANTISINDA
11. KANIT: 27 TEMMUZ 2006, CNN’DE LARRY KİNG SHOW’DA
TAYYİP ERDOĞAN’IN BOP GÖREVİ TANIMI:
DİYARBAKIR’I İKİNCİ İSRAİL’İN MERKEZİ YAPMAK
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ya da yeni ismiyle Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP)’nin içeriği, ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice tarafından ilan edilmiştir. Bu projeye göre, Moritanya ve Fas’tan Orta Asya’ya kadar müslüman halkların yaşadığı 24 ülkenin haritaları ve rejimleri değişecekmiş. 24 ülkeden biri Türkiye’dir.
Herkesin bildiği gibi, ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”, “Kürdistan” adı altında İsrail”i genişletme projesidir. ABD Silahlı Kuvvetler dergisinde yayınlanan haritada, Diyarbakır, İkinci İsrail devletinin merkezi olarak gösterilmektedir. Türkiye’yi parçalanmış gösteren harita, Roma’daki NATO toplantısında duvara yansıtılmış ve bunun üzerine Türk komutanları toplantıyı terk etmiştir.
ABDULLAH ÖCALAN VE TAYYİP ERDOĞAN
BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ’NDE BULUŞTULAR
Abdullah Öcalan, 29 Eylül 2006 günü gazetelerde yer alan açıklamasında, Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu Projesindeki görevini desteklediğini söylemektedir. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan, ABD Projesinde buluşmuşlardır.
NAZIM EKREN’E İNKÂR GÖREVİ
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı koltuğunda oturan Nazım Ekren, 5 Aralık 2007 günü TBMM bütçe görüşmeleri sırasında, Tayyip Erdoğan’ın "BOP Eşbaşkanı diye bir sıfatı ve böyle bir görevi olmadığını" söyledi.
Bu yalan ilk kez söylenmiyor. Tayyip Erdoğan da, 21 Eylül 2006 Gaziler Günü’nde Göksel Gümüş adlı gazimizin sorusu üzerine aynı yalana başvurmuştu.
ABDULLAH GÜL’ÜN ABD İLE
“2 SAYFA 9 MADDELİK GİZLİ ANLAŞMA İTİRAFI
Abdullah Gül’ün ABD ile gizli anlaşma itirafı, 24 Mayıs 2003 günü Vatan gazetesinin birinci sayfa manşetinden yayınlandı:
“ABD Dışişleri Bakanı Powell ile 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp açıklayamam ki. Powell Suriye’ye giderken de benimle konuştu. Gizli olan bir sürü gelişme var.”
Anlaşma Abdullah Gül’ün itiraf ettiği üzere yazılıdır; 2 sayfa 9 maddedir.
Abdullah Gül, ABD’nin Haçlı Seferi diye tanımladığı Büyük Ortadoğu Projesi’yle üstlendiği görevi de açıkça itiraf etmektedir: “Ortadoğu’daki tüm rejimler değişecek.”
Anlaşmaların hangi süreçler izlenerek yapılacağı, Anayasada belirlenmiştir. Bu, bir hizmet sözleşmesidir.
HİZMET SÖZLEŞMESİNİN İÇERİĞİ
Abdullah Gül’ün ABD ile yaptığı 2 sayfa 9 maddelik gizli hizmet sözleşmesinin içeriğini 13 Temmuz 2003 günü kamuoyuna açıklamıştık. Arada geçen 5 yıl içinde bu içerik olgularla doğrulanmıştır.
1. Türk askeri Irak’ın kuzeyinden çekilecek: TÜRK ASKERİ 2003’TEN SONRA ÇEKİLDİ.
2. Sınır ötesi harekâtlara son verilecek: BEŞ YIL SON VERİLDİ. SON HAREKÂTLA TÜRK ORDUSU GÜL’ÜN ANLAŞMASINI BOZDU.
3. PKK’ya askerî harekât için ABD’den izin alınacak. ALINIYOR.
4. Türkiye’ye ambargo ve askerî yaptırım tehdidi: Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK/KADEK’e karşı ABD askeri makamlarına bilgi vermeden ve izin almadan harekât yapacak olursa, ABD hükümeti, Kürt halkına karşı şiddet kullanıldığı ve soykırım uygulandığı çerçevesi içinde uyarıda bulunma hakkını kullanabilecek. Bu durumda ABD gerekli gördüğü ambargo ve silahlı müdahale gibi siyasal ve askerî yaptırımları saklı tutacak.
5. ABD’nin İran ve Ortadoğu harekâtlarına aktif destek ve katılım: ABDULLAH GÜL İRAN’A KARŞI “ABD İLE BİRLİKTE HAREKET ETTİKLERİNİ” BİRÇOK KEZ BELİRTTİ (Radikal, 14 Mart 2006).
6. Türk ordusunun asker ve silah gücünde indirim: AKP İKTİDARI TARAFINDAN SÜREKLİ GÜNDEME GETİRİLİYOR.
7. Irak’ın kuzeyinde kurulan kukla devlet Türkiye tarafından resmen tanınacak: TANIMA YOLUNDA ADIMLAR ATILIYOR.
8. PKK/KADEK elemanlarına geniş kapsamlı af: AF GİRİŞİMİ GÜNDEMDE.
9. PKK/KADEK yasallaştırılacak: PKK MECLİSE SOKULDU VE YASALLAŞTIRILMASI SÜRECİ HIZLANDIRILDI.
10. Kamu yönetimi reformuyla belediyelere özerklik: YASA TBMM’YE GETİRİLDİ. GÜNEYDOĞU BELEDİYELERİ FİİLEN ÖZERKLEŞTİRİLDİ.
11. Aşamalı olarak federasyona geçiş: FEDERASYON PLANI UYGULANIYOR. AKP’NİN ANAYASA GİRİŞİMİ BU YÖNDE.
12. Kıbrıs’ta Denktaş devredışı bırakılacak ve Annan Planı küçük değişikliklerle uygulanacak: DENKTAŞ KKTC CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAN UZAKLAŞTIRILDI. ANNAN PLANI DESTEKLENDİ.
13. Ege’de Yunanistan’ın taleplerine esnek tutum.
14. Ermenistan’a yönelik kısıtlamaların kaldırılması: AKP DİLE GETİRİYOR.
TAYYİP ERDOĞAN-ABDULLAH GÜL İKİLİSİ
ABD MARİFETİYLE İKTİDAR KOLTUĞUNA OTURTULDU
Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül yönetimi, ABD’nin Irak’ı işgal takvimiyle bağlantılı olarak, daha 1996 yılında planlanmıştır. “Tayyip Erdoğan’ın ABD Büyükelçisi Abramowitz tarafından Erbakan’ın yerine başbakanlığa hazırlandığı” haberi 21 Ekim 1996 tarihli Aydınlık dergisinde kapaktan yayınlanmıştır. 1997 yılı Ocak ayı sonunda CIA'nın yan kuruluşu Rand Corporation’ın ABD Hükümeti'ne verdiği raporda aynen şöyle yazmaktadır:
"Geleneksel ANAP, DYP gibi partilerle Türkiye'yi artık denetim altında tutma imkânları kalmamıştır. Türkiye'de artık ABD, çıkarlarını İslamcı partiyle koruyabilir ve Türkiye'ye uygun gördüğü misyonu uygulatabilir. Bu bakımdan gecikmeyelim. Artık Refah Partisi'ni iktidar seçeneğimiz olarak destekleyelim."
Bu rapora dayanarak, Cumhuriyet gazetesi’nde yayınlanan söyleşide 16 Şubat 1997 günü şunu belirtiyorum:
“Tayyip Erdoğan'la Abromowitz arasında görüşmeler var. O görüşmelerin içerikleri de ortaya çıktı. Tayyip Erdoğan'a veliaht ve geleceğin başbakanı gözüyle bakılıyor. ABD kaynakları Abdullah Gül'den de geleceğin Dışişleri Bakanı olarak söz ediyorlar.”(Leyla Tavşanoğlu'nun Doğu Perinçek'le yaptığı görüşme, Cumhuriyet, 16 Şubat 1997)
3 KASIM 2002 ERKEN SEÇİMİ
ABD’NİN SAVAŞ TAKVİMİNE GÖRE YAPILDI
Türkiye, yılında herkesin gözleri önünde yaşanan bir ABD operasyonuyla erken seçime götürüldü. ABD’nin savaş takvimine ve planlarına göre, Tayyip Erdoğan’ların iktidara getirilmesi gerekiyordu.
TAYYİP ERDOĞAN’IN WOLFOWİTZ’E MEKTUBU
Tayyip Erdoğan, seçim sabahı 4 Kasım 2002 günü ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz’e yazdığı mektupta, Genelkurmay Başkanı Özkök ile görüşülerek kendisinin başbakanlık yolunun açılması ricasında bulunmuştur (Mektubun metni için bkz. Doğu Perinçek, Tayyip Erdoğan’ın Yüce Divan Dosyası, s. 43 vd). Böylece Anayasa değiştirilmiş, yasalar çiğnenmiş ve Siirt seçimi iptal edilerek Tayyip Erdoğan başbakan koltuğuna oturtulmuştur.
ABD’NİN TAYYİP ERDOĞAN’I DELİĞE SÜPÜRME YETKİSİ
ABD ile Tayyip Erdoğan’lar arasındaki ilişkiyi en özlü sözlerle Tayyip Erdoğan’ın sağ kolu Cüneyt Zapsu tanımlamıştır. Zapsu, ABD yetkilileriyle yaptığı görüşmede, “Tayyip Erdoğan’ı kullanın, deliğe süpürmeyin” demiştir.
YARGITAY BAŞSAVCILIĞI’NA SALDIRILARIN MERKEZİ
ABD VE AB
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın AKP hakkında kapatma davası açması üzerine, ABD ve AB yetkilileri BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ve gizli anlaşmalarla bağladıkları Abdullah Gül’ü korumak için harekete geçtiler ve küstahça müdahalelerde bulundular. Bu olgu, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikisilisinin, hangi devletlerin iktidarını temsil ettiklerini bir kez daha gözler önüne sermiştir.