İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, artarak devam eden ABD destekli bölücü terör saldırılarını değerlendirdi.
ABD silahlı güçlerinin desteklediği tabur düzeyinde bir birlik, Türkiye sınırını geçmiş, Türk birliğine saldırmış ve 12 erimizi şehit etmiştir. Sınır ötesi harekât gereklidir. Ancak bu harekât, devletin ve milletin topyekûn bütün gücünü harekete geçirecek bir program kapsamında başarılı olur. Tayyip Erdoğan iktidarından kurtulmak ve Millî Hükümeti kurmak artık yaşam sorunudur. Kısmi seferberlik ilanı, olayın ciddiyetine uyar ve caydırıcı olur.
TEHDİDİN KAYNAĞI, ÇAPI VE ÜSSÜ
Tehdidi doğru saptamak gerekir. Bu, tehdit, kaynağı ve arkasındaki güçler belli olmayan bir ifadeyle “terör” diye adlandırılamaz; “PKK terörü” diye adlandırmak da yetersizdir. Başlayan olay, artık terör değil, savaştır. ABD silahlı güçleri tarafından eğitilen ve desteklenen tabur düzeyinde bir birlik, Türkiye sınırını geçmiş, Türk birliğine saldırmış ve 12 erimizi şehit etmiştir.
Durumun özeti şudur:
1. Türkiye, Irak’ı işgal eden ABD emperyalizminin ülkemizi parçalamaya yönelik tehdidiyle karşı karşıyadır.
2. Tehdit, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamındadır. Bu nedenle Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya kadar uzanan bir tehdidin parçasıdır. Bu boyutlarıyla dünya ölçeğindedir; bütün dünyanın geleceğini ilgilendirmektedir.
3. PKK, burada ABD’nin kullandığı araçlardan biridir.
4. Tehdit üssü, Irak’ın kuzeyinde kurulmuş olan İkinci İsrail’dir.
DEVLETİN VE MİLLETİN TOPYEKUN GÜCÜYLE MÜCADELE
ABD kaynaklı, kıtalararası çapta ve bütün dünyanın geleceğini belirleyen bir tehdide, basit bir “Sınır ötesi harekât”la cevap verilemez. Sınır ötesi harekât gereklidir. Ancak bu harekât, devletin ve milletin topyekûn bütün gücünü harekete geçirecek bir seferberliğin parçası olursa, başarıya hizmet eder.
İşçi Partisi, bu amaçla terörü bitirmek için 12 Haziran 2007 tarihinde, devletin ve milletin bütün güçlerini harekete geçirecek bir program ilan etmiştir. Bu program önünde sonunda hükümet programı olacak ve uygulanacaktır. Üç maddede özetlenebilir:
- Güçlü devlet,
- Halk seferberliği
- Ortadoğu’da ittifak
ABD tehdidine karşı koyma görevi, siyasal, ekonomik, kültürel ve psikolojik bütün boyutlarıyla planlanmalı ve uygulanmalıdır.
İşçi Partisi, bu gerçeklerden hareketle Türkiye ekonomisini vatan savunması gereklerine uygun olarak düzenleyen “Millî Direnme Ekonomisi Programı”nı da hazırlamıştır.
TAYYİP ERDOĞAN’LARIN YÜREĞİ
DÜŞMANLA BİRLİKTE ÇARPIYOR
ABD merkezli psikolojik savaş örgütleri, Türk Ordusu’na karşı yoğun ve çok cepheli bir yıpratma faaliyeti yürütüyorlar. Tayyip Erdoğan’lar, bu faaliyetin başındadırlar. Tayyip Erdoğan, İngiltere’de dünyanın önünde Türk ordusunu eleştirmektedir. Savunma Bakanı, Ukrayna’da ABD Savunma Bakanı Gates’e Türk Ordusu’nu acz içinde göstermekte ve bu haber AP Ajansı tarafından bütün dünyaya yayılmaktadır. İktidar sahipleri, cephelerini ABD’nin yanından Türk Ordusu’na çevirmişlerdir. Bütün umutları, Türk Ordusu’nun başarıszlığa uğramasıdır. Onların ordusu, ABD ordusudur.
Yalnız psikolojik savaş boyutunda değil, ekonomiden iç ve dış politikaya kadar Tayyip Erdoğan iktidarı, her cephede Ordunun elini kolunu bağlayan bir tutum içindedir.
KİLİT MESELE
Türkiye’nin karşılaştığı savaş tehdidine göğüs germesi için, öncelikle ABD ile birlikte hareket eden Tayyip Erdoğan yönetiminden kurtulması gerekiyor.
- Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi parçalamayı amaçlayan BOP görevlisi olduğunu defalarca itiraf etmiştir.
- Abdullah Gül, ABD Dışişleri Bakanı Powell ile 3 Nisan 2003 tarihinde 9 sayfa 2 maddelik gizli bir anlaşma yaptığını itiraf etmiştir.
- ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Nicholas Burns, Erdoğan ve Gül’ün ABD’ye verdikleri sözü tuttuklarını kamuoyu önünde açıklamıştır.
Son birkaç günün olayları dahi, iktidar sahiplerinin ABD ile bağlantılarını açıkça sergilemiştir:
- Tayyip Erdoğan, Fethullah Hoca’nın toplantısına katılmak için Londra’ya gitmiştir.
- Abdullah Gül, “terör meselesini çözmek için” yaptığı görüşmelere PKK’nın yasal kanadı olan DPT yönetimini çağırmaktadır. Açıktır ki, ABD’nin PKK’yı yasallaştırma planı içinde hareket ediyorlar.
- Tayyip Erdoğan, Cuma günü 24 TV haber kanalında açıklamalarında “Silah bıraksınlar, gelsinler Meclis’e girsinler” diyerek, Mehmetçiği öldürenleri Meclise davet etmektedir. Zaten Meclis’te bir PKK grubu oluşturulmuştur. Şimdi de bu grubun büyütülmesi aşamasına geçilmiştir.
- Tayyip Erdoğan, askeri harekât konusunda “Bedeli neyse öderiz” diyerek, halkımıza karşı ABD’nin psikolojik savaşını yürütmektedir. Askerî hareket öncesinde söylenebilecek tek söz şudur: “Bedeli neyse ödetiriz.”
Terörün arkasında ABD var ve Türkiye’deki iktidar sahipleri, ABD’ye bireysel hizmet sözleşmeleriyle bağlanmışlar ve sözleşmeli personel konumunda bulunduklarını açıkça söylüyorlar. O nedenle Türkiye öncelikle Millî Hükümet kurma sorunuyla yüz yüzedir.
Trakya ve İstanbul’dan Batman, Şırnak ve Van’a kadar yüzbinler, “Türk Kürt kardeştir, Amerika kalleştir” sloganıyla ayağa kalkmıştır. Bu halk hareketi, Cumhuriyet mitinglerinin devamıdır ve Milli Hükümet’in de habercisidir. Tayyip Erdoğan’lar bu nedenle korku içindedirler.
MİLLİ HÜKÜMET ÖNCELİKLE KISMİ SEFERBERLİK İLAN EDER
Bugün milli bir hükümetin ilk yapacağı iş, kısmi seferberlik ilan etmektir.
Tehdidin ciddiyeti bunu gerektirir. Kısmi seferberlik ilanı, terörün basit bir PKK terörü sorunu olmadığı, bir vatan savunması göreviyle karşı karşıya bulunduğumuz anlamına gelir.
İkincisi, kısmi seferberliğin terör örgütü ve arkasındaki kuvvetler açısından da caydırıcı etkileri olur.
Önümüzdeki dönemde kaçınılmaz olarak bir Millî Hükümet kurulacak ve ülkeye yönelik tehditlerin kesinlikle üstesinden gelinecektir. Türkiye’nin gücü buna fazlasıyla yeterlidir. Bölgenin diğer ülkeleri de kuşkusuz bizimle birliktedir.
Türkiye, bu zorluklardan 21. yüzyılın büyük destanını yazarak çıkacaktır.