Hava Kuvvetleri Komutanlığı Başsavcısı Askeri Hâkim Sayın Ahmet Zeki Üçok hakkında İstanbul C. Savcılığı’nca doğrudan soruşturma başlatılması ve Üçok’un İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanması hâkimlik teminatının hiçe sayılmasıdır.
DOĞRUDAN SORUŞTURMA AÇILAMAZ
357 sayılı Askeri Hâkimler Kanunu’nun 23. maddesinde; “Askeri hâkimler ve savcılar(ın) ... görevleri sırasında işledikleri suçlar veya sıfat ve görevlerinin gereklerine uymayan hal ve eylemleri... öğrenilirse, soruşturma izni verilmesine lüzum olup olmadığının tespiti için Milli Savunma Bakanı tarafından ilgili şahıstan kıdemli bir askeri adalet müfettişi görevlendirilir” deniliyor.
Aynı yasanın 25. maddesi ise şöyle: “Milli Savunma Bakanı, soruşturma yapmaya
memur edilen askeri adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler, elde edilen sonuca göre hazırlık soruşturması yapılması için izin verilmesine ... yahut kovuşturma yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir”.
Mevzuat bu olmakla birlikte, Sayın Üçok hakkında Milli Savunma Bakanı’ndan gerekli izin alınmaksızın soruşturma başlatılmış ve bu kanunsuz soruşturma kapsamında tutuklanmıştır. Bu teminat, yalnızca askeri hâkim ve savcılara özgü değildir. Sivil hâkimler ve savcılar da aynı teminata sahiptirler. Nitekim, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 82. maddesinde; “Hakim ve savcıların…görev sırasında işlenen
suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılması Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır”
deniliyor.
ERGENEKON SAVCILARINA ÖZEL MUAMELE
Bu teminat, sivil savcılar -özellikle Ergenekon savcıları- için titizlikle ve hatta ölçüleri kaçırılarak uygulanırken, sıra askeri savcılara, özellikle siyasal iktidarca beğenilmeyen icraatlara imza atan askeri savcılara gelince görmezden gelinmektedir.
Olay, son derece dikkat çekicidir. Örnekleyelim: Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz hakkında;
“- Çine C. Savcısı olarak görev yaptığı dönemde, Mehmet Ocak isimli iş adamından haraç ve bu kişiye ait benzin istasyonundan ücretsiz benzin aldığı,
“- Haraç ve ücretsiz benzin alması nedeniyle Mehmet Ocak tarafından
rehin alındığı halde şikâyetçi olamadığı,
“- Çine’de görev yaptığı sırada, diğer C. Savcısına ATGV adına tahsil edilen
gelirleri paylaşma teklifinde bulunduğu,
“- İstanbullular Nakliyat isimli firma ile araba alım-satım işi yaparak ticari faaliyette
bulunduğu,
“- Fethullahçılar tarikatı ile ilişkili olduğu…”
gibi iddialarla ilgili olarak, belirttiğimiz yasa hükümlerine dayanılarak Adalet Bakanlığı’nca soruşturma izni verilmemişken (Bkz: Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 2008/13207 sayı ve 07.01.2009 “Olur” tarihli yazısı), Sayın Üçok hakkında basına yansıyan iddialar “şahsi suç” kabul edilip hâkimlik teminatının hiçe sayılmasını anlamak mümkün değildir. Adalet Bakanı soruşturmaya izin vermeme yetkisini Zekeriya Öz’ün bu şahsi suçları için dahi kullanırken, Üçok’un doğrudan
göreviyle bağlantılı iddialar gündeme geldiğinde Milli Savunma Bakanı’nın devre dışı kalması açıklanamaz.
KENDİ HUKUKUNU SAVUNAMAYAN, ÜLKEYİ SAVUNAMAZ
Konu, yalnızca Sayın Üçok’un mağduriyetinden ibaret değildir, bunun çok ötesindedir. Hâkimlik teminatını ortadan kaldıran bir uygulamadır. Bu kapı da açılırsa,
güvencesi olmayan hâkimler ve savcılar eliyle yürütülecek yargının, tümüyle siyasal iktidarın denetimine geçirilmesi operasyonu tamamlanmış olacaktır. Her kurum öncelikle kendi hukukunu savunmak zorundadır. Bu, ülkeyi savunmanın da önkoşuludur. Kendi hukukunu savunamayan kurumlar ve kişiler ülkeyi savunamaz.
Somut olayda, sırasıyla Milli Savunma Bakanı’nı kendisine ait olan soruşturma izin yetkisine, Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı’nı askeri yargının hukukuna, hâkimler ve savcılarımızı da hâkimlik teminatına sahip çıkmaya çağırıyoruz.