İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu, 11 Ağustos 2008 günü Ankara'da yazılı bir açıklama yaparak Kafkaslardaki çatışmaları değerlendirdi. Esinoğlu'nun açıklaması şöyle:
1990 yılından bu yana, Amerika, Büyük Orta Doğu Projesinin gereği olarak Kafkaslarda ve Ukrayna’da Rusya’yı kuşatma harekâtı yürütüyor.
Hatırlanacağı üzere Amerika, Rusya’yı tam kuşatma altına almak için Karadeniz’e kendi donanmasını çıkarmak istedi. Trabzon ve Rize liman ve hava sahalarının Türkiye’den talep edilmesinin sebebi de Kafkaslarda duruma hakim olmak ve Rusya’nın kuşatılmasını tamamlamaktı.
Amerika’nın bu yöndeki niyetleri, hem Türkiye’nin milli güçlerinin direnmesi, hem de Rusya’nın karşı durması nedeni ile başarıya ulaşmadı.
TAYYİP ERDOĞANLARA VERİLEN GÖREV
Ama Amerika burada durmadı. Gürcistan üzerinden Kafkaslara yerleşme çabalarını sürdürdü. İşte Tayyip-Gül iktidarı bu noktada devreye girdi.
Soros’un “Turuncu Devrimi” ile Gürcistan’da iktidara gelen Amerika’nın şımarık çocuğu Saakasvili ve BOP eşbaşkanı Tayyip Erdoğan elele Gürcistan’ı silahlandırdılar. Amerika Gürcistan’da büyük bir askeri üs inşasına girişti. Bütün bu gelişmelerde AKP iktidarı Amerika ile birlikte hareket etti.
Rusya Savunma Bakanlığı yayımladığı askeri raporda ABD ile Türkiye’nin Gürcistan’a askeri yardım yaptığını belirtmekte, Washington ve Türkiye’yi “savaş kışkırtıcılığı” yapmak ile suçlamaktadır.
Amerika tarafından Gürcistan’ın başına oturtulan Saakasvili, bu ülkeden aldığı cesaretle Kafkaslarda savaş başlattı. Amerika Saakasvili eliyle Kosova benzeri bir hamle yapmak istedi.
TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİNE YÖNELİK TEHDİT
Türkiye’nin, komşusu Rusya ile Amerikan çıkarları adına bozuşması Türk halkının yararına değildir.
Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinin bir kez daha BOP Eşbaşkanı eliyle bozulduğunu tespit ediyoruz.
Türkiye’nin çıkarları, Amerikan çıkarları için bir kere daha tehlikeye atılmıştır.
Türkiye, Amerikan çıkarları için savaşa sürülen Saakasvili türünden “Turuncu Devrim” memurları birlikte hareket edemez.
Türkiye, Amerikan çıkarlarının bekçisi yapılamaz.
Kafkasya’daki gelişmeler, Anayasa Mahkemesinin kararı ile de gayrimeşru hale geldiği tescil edilmiş olan AKP iktidarının, Türkiye’nin milli güvenliği açısından başlıbaşına bir tehdit odağı olduğunu bir kez daha göstermiştir.